Seren Serengil bir deri bir kemik kaldı. Magazin gündemine düşen son dakika haberi Seren Serengil'in hayranlarını korkuttu. Geçtiğimiz günlerde Dumping Sendromu hastalığına yakalandığı ortaya çıkan ve "Ameliyat olmazsam yaza çıkmazmışım" diyen Seren Serengil tanınmaz halde.
Zayıf olma uğruna geçirdiği gastrit bypass ameliyat sonrası 70 kilodan 46 kiloya düşen Seren Serengil, "Kilo vermemi durduramıyoruz" demişti.
Tüm kadınları bilinçsiz zayıflama ameliyatları konusunda uyaran Seren Serengil'in son hali endişe verici olarak yorumlandı.
Seren Serengil geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda "Çocuk yapmak istedim. Bunun için bir seneye yakın süre hormon aldım. Hormon tedavisi yüzünden de verdiğim kiloların 15 kilo kadarı geri geldi. Ama maalesef ani stres sonucu düşük yaptım. O süreçte evden dışarı çıkmadım. Sabahtan akşama kadar çikolata yiyor, kola içiyordum. İkinci operasyon fikri de düşükten sonra gelişti. Bir an önce kilo vermek, işime konsantre olmak için bu kararı aldım." demişti.
8 YAŞIMDAN BERİ SUDAN İĞRENİYORUM
Seren Serengil'in röportajdaki "Alkol ve sigara zaten kullanmıyorum. Ama benim de bir kötü huyum var, su içememek... 8 yaşındayken musluktan gelen paslı suyu gördüm, o gün bugündür su içmiyorum, iğreniyorum. Tabii su içmemek de kolay kilo alma sebebi..." sözleri oldukça dikkat çekmişti.
EN UFAK HAREKETTE KABURGAM ÇATLAYABİLİR
Serengil durumun ciddiyetini "Operasyonun herkeste etkisi farklı... Ben farklı bir sendrom yaşadım. Her yemekten sonra başım dönüyor, midem bulanıyor, kusuyordum. Bunlar bana söylenmedi ama dediğim gibi herkeste de görülmüyor. Ben ise bütün etkilerini yaşıyorum. Yürürken düşüyorum, kaburgam en ufacık bir harekette çatlayabiliyor. Kemiklerde su kalmamış artık. Haddinden fazla zayıfladım." sözleriyle ifade etmişti.
Hastalığı yanı sıra sürpriz evlilik kararı ile de konuşulan Seren Serengil sevgilisi hakkında merak edilenleri şöyle anlatmıştı:
"Şöyle söyleyeyim, "bir daha evlenmem" diye düşündüğüm bir dönemden Tohma ile beraber geçtik. Çok yakın arkadaş olduk. Aile terbiyesi almış, nezaketli, çok düzgün bir çocuk. Başımda erkek yok ve bu o kadar zor bir şey ki... Evimden tekneme, ameliyat sonrası refakatçiliğimden ilaçlarıma, psikolojime o kadar çok şeyimle uğraştı ki... Tabii sevgi ve saygımı kazandı. Ama hep arkadaş olarak baktım..."
"Yemek yaptığım sırada mutfağa geldi. Makarnayı süzmek için ondan süzgeci istedim. Tam makarnayı süzgece dökerken "Benimle evlenir misin? Ama hazır hissettiğinde" dedi (Gülüyor). "Nereden çıktı bu şimdi?" diye karşılık verdim.
"Seni sevdiğimi biliyorsun. 'Sevgili olmak bir şeyler yaşamak değil' derdim, bunu da biliyorsun. Kaç aydır yan yanayız, bir saygısızlığım olmadı, onu da görüyorsun. Ama seni yalnız bırakamam. Çocuk gibisin, tek başınasın, ne ilacını içersin bensiz ne de sağlığına dikkat edersin. Gittiğimde hep aklım sende kalıyor. Bana müsaade edersen seni çok mutlu edeceğim seni. Yine zamanı sen belirle" dedi. Ben de "Tamam" dedim."