Atv'nin sevilen dizisi 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da 'Tipi' karakterine hayat veren Savaş Özdemir, çok yönlü kişiliğiyle dikkat çekiyor. Oyunculuğun yanı sıra müzikle de ilgilenen, aynı zamanda tiyatroda rejilik yapan Özdemir, geçtiğimiz günlerde de ilk sergini açtı.
CVK Hotel Bosphorus'ta 'Tüm Renkler Beyaz' adını verdiği sergide 62 eserini görücüye çıkaran Özdemir'le resim deneyimini ve oyunculuk kariyerini konuştuk. Sergisinin satışından elde edilen geliri Yedikule Hayvan Barınakları'na bağışlayan Özdemir, aşk hayatıyla ilgili de samimi açıklamalar yaptı.
Sergi açmaya ne zaman karar verdiniz?
Yaklaşık dört-beş yıldır yılın belli dönemlerinde atölyeye girip genelde doğaçlama olarak çalışıyorum. Nasıl bir şey ortaya çıkacağını ben de tahmin edemiyorum. Soyut çiziyorum.
TV'DE KOMEDİ YAPMAYI ÇOK İSTERİM
Ne kadar zamanınızı alıyor bir tabloyu bitirmek?
Tekniğine bağlı olarak değişiyor. Bir ay süren de var, üç günde biten de. 62 eserim dört yılda tamamlandı. Gelenekselleştirmek istiyorum bunu. Her sene sergi açmak istiyorum.
Serginin satışından elde edilen geliri de Yedikule Hayvan Barınağı'na bağışladım.
Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz peki?
Babam Yeşilçam'ın önemli kurgucularındandı. Onun kurgu odasına hep girerdim.
Klasiklerin içinde büyüdüm aslında. Babam okul hayatındaki başarısızlığımdan dolayı çok üzülüyordu. Bir gün yine bana kızdığı bir sırada "Devlet Tiyatrosu oyunculuk kursu açmış, bari oraya git" dedi.
Gittiniz mi?
Son gün, son dakikada gittim. En son benim kaydımı yaptılar. Arthur Miller'ın 'Cadı Kazanı' oyunundan bir tirat verdiler, "Çalış, gel" dediler.
O zamana kadar tirat nedir falan bilmiyorum ki! Fakat okuduğumda bambaşka bir dünyaya girdim, kendimi buldum orada. Bir çırpıda ezberledim, sınavı kazandım. Ondan sonra tiyatro hayatım başladı. Konservatuvara hazırlandım, Eskişehir'i kazandım. 1995'te de mezun oldum.
Bale de okumuşsunuz sanırım...
Evet. İlkokuldan sonra konservatuvarda iki yıl bale okudum ama kendimi çok mutlu hissetmedim.
Tiyatroda genellikle komedi oyunlarında oynadınız değil mi?
Evet. Konservatuvardan mezun olduktan sonra İstanbul'a taşındım.
İki yıl dublaj yaptım.
'Ağır Roman' filminde oynadım, ağır bir başlangıç oldu. (Gülüyor) Tiyatroda genellikle komedi oyunlarında oynadım, televizyonda da komedi yapmayı çok isterim.
Şu an neden tiyatrodan uzaksınız?
Ben reji yapıyorum daha çok. Yeni sezona yetiştirmeye çalıştığım bir oyun var. Bu, yönettiğim üçüncü oyunum olacak.
Dizilerde genelde sert adam rolleri oynuyorsunuz. Rahatsız mısınız bu durumdan?
Değilim. Aynı tür roller oynayınca, sert adam etkisinin ağır basması çok normal ama bu beni rahatsız etmiyor, hatta keyif alıyorum. Dışarıda öyle değilim zaten. Bazen bana "Aa siz gülüyor musunuz?" filan diyorlar. Ama bu durumu dizide değil de sinemada yıkabilirim. İki yıldır çalıştığım bir sinema filmi projesi var.
Siz mi yöneteceksiniz?
Evet, kendi yazdığım hikayeyi kendim çekmek istiyorum. Küfürsüz, argosuz bir köy komedisi olacak.
ZARA ÇOK DERIN BIR KADIN
'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'daki rol arkadaşınız şarkıcı Zara'yla çok yakıştırılıyorsunuz. Oradan bir aşk hikayesi çıkar mı?
Hayır, çıkmaz. Diziden dolayı yapılıyor öyle yakıştırmalar ve bu da çok normal.
Zara çok sevdiğim bir arkadaşım.
Enerjimiz ve kafa yapımız çok uyuştu. Uzun sohbetlerimiz oluyor. Çok derin, muhteşem bir insan.
Diziyle birlikte başladı arkadaşlığınız değil mi?
Evet ama sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi çok iyi anlaştık. O da şöyle oldu: Senaristler müthiş yazıyor diziyi. Gitarla 'Gönül Dağı'nı söylemiştim, bir anda patladı. 10 bölüm sonra 'Gönül' diye bir karakter yazdılar. 'Tipi', 20 yıl önce aşık olduğu kadını yıllar sonra karşısında görüyor ve aşkı alevleniyor. Onca bölüm üstünden çıkarmadığı paltosunu çıkarıyor, kabuklarından arınıyor. O sert adamın altından bir anda aşık adam çıkıyor. Seyirciyi de şaşırttı, beni de şaşırttı. Ben de hiç beklemiyordum.
GÖZÜKARA VE ÇILGIN BİR AŞIĞIM
Nasıl bir aşıksınız?
Çılgın bir aşığım.
Uzun bir ilişki yaşadım.
Evliliğin kıyısından döndüm. Çok coşkulu, yüksek bir aşk yaşadım. Aşık olunca gözükara ama sadık biri oluyorum. Aşk, hayatımda hep vardır.
Yaptığınız en çılgınca şey neydi peki?
Şiirler ve serenatların dışında dağlarda yuvarlanmışlığım vardır.
(Gülüyor)
Bekar hayatı yaşıyorsunuz. Sıkılmadınız mı bu durumdan? Evlilikle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Şu an memnunum halimden. Ailemden ve çevremden evlilik baskısı geliyor. Zaman zaman gözüm korkuyor 'Aynı evde nasıl olur?' diye ama ben de evlenmeyi düşünüyorum tabii ki.
BENİ GÜZEL SANATLAR KURTARDI
Resme yatkınlığınızı ilk ne zaman keşfettiniz?
Ben ortaokulda, lisede çok başarısız bir öğrenciydim. Birçok kez sınıfta kaldım ama güzel sanatlara çok yatkındım. Resme, müziğe hep ilgim vardı.
Çocukluktan beri resim yapıyorum. Hep bir şeyler karalarım; defterlerim çizim doluydu.
İçime kapanık, kendini çok iyi ifade edemeyen bir çocuktum.
Beni kurtaran aslında güzel sanatlara yatkınlığım oldu.
Kendimi ifade etme yöntemim sanırım bu.