Dünyadaki kadınların yüzde 78'inin sokak tacizine uğrarken, sadece yüzde 25'ine birinin yardım ettiğini açıkladığını biliyor muydunuz? Böyle bir durumda insan başına ne geldiğini nasıl tepki vereceğini ve tanık olarak ne yapacağını da bilmiyor. Sokakta, toplu taşıma araçlarında sözle (cinsel içerikli olan veya olmayan), ıslık çalma, 'Uuu kıza bak be' sesleri, göz kırpma, trafikte takip etme, korna çalma gibi rahatsız edici davranışların hepsi tacizdir ve hayatımızın birçok noktasında bunlara maruz kalmışızdır.
NE YAPACAĞIZ?
Hepimiz bu konuda bir şeyler yapmak istiyoruz, ama ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz.
Sokak tacizi her zaman büyük bir sorun ve asla görmezden gelinmemeli. Sokakta tacize uğrayanların sayısı her geçen gün artarken bu duruma engel olmak için başlatılan hareketler de artıyor. Sokak tacizi konusunda dünya çapında farkındalık yaratmayı amaçlayan L'oréal Paris'in StandUp- Sokak Tacizine Karşı Dur programıyla, dünyadaki sokak tacizi oranlarını gözler önüne serdi.
Ipsos ile beraber yapılan araştırmaya göre; dünyadaki kadınların yüzde 79'u yaşadıkları sokak tacizi esnasında eğer yardım alabilselerdi durumun düzelebileceğini ifade ediyor; ancak görgü tanıklarının yüzde 86'sı böyle bir durumda ne yapmaları gerektiğini bilmediklerini belirtiyor.
Proje kapsamında Türkiye'de 10 binden fazla kişiyi eğitmek ve bu konuda farkındalık yaratmak için 40 milyon etkileşim hedefleniyor.
Dünya çapında ise 500 milyon kişiye ulaşılarak farkındalık yaratılması, 2021 yılının sonuna kadar 1 milyon kişiye eğitim verilmesi amaçlanıyor.
Sokak tacizinin yarattığı sonuçlar oldukça kritik. Kadınların öz güvenlerini düşürüyor ve güçlenmelerinin önünde engel teşkil ediyor.
O yüzden siz de şahit olduğunuzda lütfen susmayın.
Daha huzurlu bir toplumda yaşamanın mümkün olduğunu savunan L'oréal Paris; https://www. standup-international. com/tr/tr/ adresinden herkesi, sokak tacizi konusunda bilinçlenmeleri ve sokak tacizine karşı durmak için 5D eğitimini internet siteleri üzerinden almaları konusunda teşvik ediyor.
Ben katıldım siz de katılın ve böyle bir durum karşısında ne yapacağınızı iyi bir şekilde öğrenin.
***
HAREKET EDEN ANILAR SERGİSİNİ KAÇIRMAYIN
Geçtiğimiz günlerde Contemporary Istanbul Vakfı ile Borusan Contemporary iş birliğinde düzenlenen 'Hareket Eden Anılar' sergisinde eşsiz bir sanat deneyimi yaşadım. Sağımda Olaf Otto Becker eseri solumda Laurent Bolognini, karşımda Boomoon, çaprazda Edward Burtynsky, az ileride Daniel Canogar, U Ram Choe, Reinhard Görner ve nice başarılı sanatçının işiyle dolu bir sergi alanı düşünün Christa Sommerer&Laurent Mignonneau, François Morellet, Ivan Navarro, Alan Rath, Daniel Rozin, teamLab, Frank Thiel, Michael Wolf eserleri de cabası. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu'ndan başkası değil bu kadar dev ismi bir arada bulunduran, 16 esere yer veren Hareket Eden Anılar sergisi, teknolojinin sanat üzerindeki etkisinin giderek arttığı bir çağı, İstanbul gibi metropollerin yaşam deneyimi üzerinden anlatıyor.
Çok katmanlı kentlerin barındırdığı duygular, hatıralar, sosyokültürel geçmiş, doğanın kentsel dokuyla uyumu gibi konular üzerinde düşündüren sergide yer alan güncel sanat eserleri Fişekhane'nin tarihi dokusu ve mimarisi ile bütünlük kuruyor resmen. Contemporary Istanbul Vakfı Sanat Direktörü ve serginin küratörlüğünü üstlenen Ayça Okay'ı ve pandemi koşullarında yalnızlaştığımız dönemde sanatsız kalmamızı sağlayan Borusan Contemporary, ve Contemporary Istanbul Vakfı'nı tebrik ederim. Sergi 27 Mayıs-6 Ağustos 2021 arasında, Fişekhane bünyesinde yer alan sanat alanı Cocoon'da ziyaret edilebilir.