GONCA CİLASUN
Set ilk günden beri çok heyecan verici. Özel şey için yola çıkıldığı için seyirciyi ilgilendirdi. Sokakta kendileriyle hiç ilgilenilmeyen bir kesim artık yolda beni çevirip hal hatır soruyor. Bu benim için çok kıymetli bir geri dönüş. Kâğıt toplayanlar sokakta dilenen çocukların elimi tutup "Sen Hacer halasın, sana bir kere sarılabilir miyim?" demeleri beni çok heyecanlandırıyor. Onların da fark edilmelerini sağladı bu dizi. "Bakın biz buradayız, hayatı beraber paylaşıyoruz, azıcık da acı çekiyoruz" dediklerini göstermek için azıcık bir şey yaptıysak ne mutlu bize.
Ben uzun yıllardır sokaktaki insanlarla ilgiliyim. Bu kişisel bir tercih. Sokaktaki köpeğe bile selam verenlerdenim. Hayat ancak öyle yaşanılabilir oluyor. Şimdi onların beni fark ediyor olmasından seviniyorum. Sette de ben o insanları tanıyorum duygusunun bana çok avantajı oldu. Birbirimizi ilgilendiriyoruz duygusu var bende.
Ailenin bir parçası olmak değil aileyi bir arada tutmakla görevlidir ya bazı kadınlar. Hacer böyle bir kadın. Anadolu'nun her yerinde Hacer gibi kadın çok. Ailenin her bireyinin derdini dert edinen onların mutlu olması için didinen bir kadın. Ama önceki bölümde ilk defa kendisi için bir şeyler hissetmeye başladı. Uzun yıllardır hissetmediği mutlu olma hakkını fark etmeye başladı. Hacer bu kadar gerçek olunca pamuklara sarıyorum onu.
RUHİ SARI
HEYECAN DUYDUĞUM HER İŞ İYİ OLDU
Şirin Gedikli'nin yazdığı Emine Ün, İlker Kalay ve Elif Çelik'le beraber rol aldığımız 4 kişilik 'Başka Sen Yok ki' adlı bir oyunumuz var. Yönettiğim ve oynadığım bir oyun. Beklediğimizden çok daha keyifli ve başarılı çıktı.
Safir dizisine 3 bölüm konuk oldum. Çalışmadığım zaman yoruluyorum. Birkaç gün evde oturunca sıkılıyorum.
Zaferin Rengi filminde Vahdettin karakterini oynadım. Çok küçük bir rolüm vardı ama ağırlığını hissettim. Mustafa Kemal karakterinin karşısında oynamanın heyecanını da yaşadım. Heyecan duyduğum her iş başarılı oldu.
Oğlum küçükken bana nasıl ünlü oldun dedi. Şaşırdım. İşimi çok iyi yaptığım için dedim. Ben ayakkabı tamircisi olsaydım o kadar çok iyi olurdum ki beni yine herkes tanırdı dedim. Bence sen de böyle düşün dedim. Bu cevap yeterli oldu ona.
20 yaşında Tunç Başaran filminde oynadım. Tunç abinin kariyerimde çok önemli bir yeri oldu.
BEGÜM OBİZ
YENİ ŞARKILARDA ZORLANIYORUM
Yeni şarkıların sözlerini daha zor ezberliyorum. Son dönemde bunu yaşadığımı söyleyebilirim.
Onur Mete'nin yazdığı, Hande Yener'in söylediği 'Yanmışız' şarkısını söyledim. Çok güzel tepkiler alıyorum. Şaşırdım. Başka birinden duydukları şarkıyı kolay kolay benimseyemeyebiliyor bazı seyirciler.
Sahne, meditasyon gibi. Uzun süre sahne almadığım zaman kötü hissediyorum kendimi.
Herkesin büyük kitlelere hitap etme hayali vardı. Rumeli Hisarı'nda konser vermeyi çok isterdim.
Amerika'da klip çektim. Tuvalette üstümü değiştirdim, makyaj yaptım. Kilometrelerce topuklularla yürüdüm. Kendi imkânlarımla yaptığım iş o kadar sindi ki içime.
Kafamda taverna projesi var. Pop söylüyorum ama sanat müziği geçmişim var. Bu sanatımı da göstermeyi düşünüyorum.
DEMET ŞENER
GÜNDEME GELMEK ÇOK KOLAY
Hepimizin gözünün önünde büyüdüler. Çocuklarımla çok ilgilendim, doyasıya bütün hallerini yaşadım. Bazen çocukluklarını özlüyorum. Artık özgür oldular. Sakin efendi bir hayatları var. Onları sansasyonel olayların içinde göremezsiniz. İrem 18'i bitiriyor. Ömer 16'ya giriyor. Ömer Real Madrid'de oynuyor. Bir ayağım İspanya'da. Hem anne olarak hem de bir Türk olarak müthiş bir gurur. Hem okul hem antrenmanlar çok yoğun bir tempoda çalışıyor.
Ben zor bir çocuktum. Asi bir ergenlik geçirdim. İrem beni hiç üzmedi. Dürüstlük ve empati üzerine güzel bir ilişkimiz var. Benim annem bana rol model oldu, ben de İrem'e olmaya çalışıyorum.
Sporla uğraştıkları için ergenlikte deli kanlarını attılar.
47 yaşına gireceğim. Estetiğe karşı değilim. Kendimden memnunum. Gerektiği yerde yaptırırım abartıya kaçmadan. Spor ve beslenmeme çok dikkat ediyorum.
Ben inanılmaz disiplinli ve prensipliyim yoksa başarılı olamazsınız. Çocuk büyütürken de öyle oldu. Onların yatma saatlerini bir gün aksatmadım, hayatımı onlara göre yaşadım. Kaçta yatarsam yatayım 7'de kalkarım, kahvaltı yaparız beraber, çocukları okula götürürüm. Yasaklı bir hayatım yok. Katı kurallarım yok. Hayat hep denge. Dengeyi sapladığınızda mutlu oluyorsunuz.
30 yıldır bu sektördeyim. Neyi nerede söylediğime hep dikkat ettim. Ama sürekli haber olmak için Bebek'e ya da gazetecilerin olduğu yere gidenler var. Ünlü olmanın haber değeri var tabi ki. Gündeme gelmek çok kolay. Ağzımdan polemik olacak şeyler çıkmasın diye özellikle dikkat ediyorum. Gece bir yerden çıkıp agresif hareketler yapanları hiç anlamıyorum. Basın da kime ne soracağını kimden ne çıkacağını çok iyi biliyor.
UTKU BARIŞ ANDAÇ
MEHMET ALİ ERBİL HİÇ İYİ ÖRNEK OLMADI
Müziğe bağlamayla başladım lisede. Sonra keman ve piyanoyla devam ettim. 23 yıldır çalışıyorum.
Anne tarafım Mengenli, mutfakla da aram çok iyidir. Şeflik ve eğitimcilik kariyerine devam ediyorum. Çevrim için keman atölyesi veriyorum. İmkânı olmayan çocuklara destek olmaya çalışıyorum. Ebeveynler çok inatçı oluyorlar. Çocuklarını yarış atı gibi görüyorlar. Hâlbuki çocuk istemiyor çoğu zaman. Ondaki mutsuzluğu görüyorum. Sırf bu yüzden bunu görüp dersi bıraktığım çok olmuştur. Her şeyden önce çocuklarına danışmaları gerekir. Neyi sevip sevmediğini bilirlerse ona göre yönlendirmek gerekir.
Revaçta olan şey karaktersizlik maalesef. Ne kadar zevzekseniz o kadar popüler oluyorsunuz. Bu noktada Mehmet Ali Erbil çok büyük mimardır. Çocukluğumda sunduğu programları hatırlıyorum da hiç iyi örnek olduğunu düşünmüyorum.
AYDİLGE
NE KADAR ÜNLÜ OLDUĞUM DEĞİL NASIL HATIRLANDIĞIM ÖNEMLİ
Sahte Öpüşler adlı şarkım çıktı son olarak. Annelik kutsal. Ama bazıları kendi yaşayamadıklarını çocuklara empoze ediyorlar. Evlilikten sıkıldıklarında evliliği kurtarmak için çocuk yapıyorlar.
Şarkımda her şeyin yapaylaşması, tüketim haline getirilmesinden bahsediyorum. İçi boş balonlarla, bulunduğu yeri hak etmeyen, olmaması gereken yerlere yükselen insanların aslında ufacık bir iğneyle sönebileceklerini söylüyorum.
Nasıl göründüğümüz kim olduğumuzun önüne geçmeye başladığında problem başlıyor. Dedem, içeride neyi eksik de dışarıyı bu kadar kabartıyor. Neyi kapatmaya çalışıyor derdi.
İnsanın sevmediği şekilde yaşamaya devam etmesine gerek yok. Aynadaki halinden memnun olması lazım. Ama doz çok önemli. İlacı zehirden ayıran şey dozudur. Estetik, bağımlılığa dönüşebiliyor kalpte dolmayan şeyi doldurmaya çalışıyorlar orada. Hiçbir botoksla kalpteki boşluk dolmuyor. Estetikli, estetiksiz diye zorbalananlar var. Sistem yoktan sorun inşa ediyor.
Gündeme gelmek çok kolay. Özellikle bundan korunmaya çalışıyorum. Ne kadar ünlü olduğum değil de nasıl hatırlandığım daha önemli.
Biraz takipçi aldığında o alanın ünlüsü oluyor ve bunun bir kimlik değil etiket olduğunu bilmek gerekiyor. Bu ünlülük kavramının bir şahsiyet değil etiket olduğunu unutuyoruz ne yazık ki. Popüler karakter olmanız bir karakteriniz olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla karaktersiz bir popüler olacağıma daha azını olurum. Piyasada bir sürü karaktersiz popüler görüyoruz. İlla popüler karakterler, karakterlidir diye bir şey yok. Herkesin bunun farkına varması, bu ayrımı yapması lazım.