Rock müziğin ünlü gruplarından Yüksek Sadakat'in kurucusu Kutlu Özmakinacı, Esquire dergisine özel açıklamalar yaptı...
Kuruluş günlerinde grup için "Doğu'dan bakınca Batılı, Batı'dan bakınca Doğulu" diyordunuz. Geleceğin Yüksek Sadakat'ini nasıl tarif ediyorsunuz?
O tarifi hâlâ seviyoruz. Bizim için Türk müziğinin dünyadaki ideal algısıydı o. Yerel özelliklerini kaybetmemiş ama rock ya da dünya müziğine yakın kulakların zevk alabileceği, yerelleşeceğim diye yapısal özellikleri bozulmamış bir müzik. Hâlâ o yoldayız.
EUROVİSİON BİR HATA DEĞİLDİ
Üç solist, iki davulcu devir teslimi ve dolayısıyla üç farklı döneme karşın hâlâ güçlü bir şekilde ayakta duran bir Yüksek Sadakat var. Bunun hem olumlu, hem olumsuz taraflarını yaşadınız; değil mi?.
En olumsuz yanı; bazen yorucu olması ama bu küçük bir eksi. Önemli olan soruda belirttiğiniz gibi yeni müzikal maceralara yelken açıp buralardan başarıyla gitmektir. Ayrıca kendiniz ve müziğiniz adına pek çok yenilik keşfedip tekrar limana sağ salim dönebilmektir. Bugün rahatlıkla Yüksek Sadakat'in kendisini yenileyerek, korkmadan müzik yaptığını söyleyebiliriz. Bu duyguyu seviyoruz.
Eurovision'a katılmakla hata ettiğinizi düşünüyor musunuz?
Temelde hata değildi elbette; neden olsun. Ancak Türkiye gibi dünyadaki yeri konusunda şizofrenlik derecesinde kafa karışıklıkları olan, hem Batılı, hem de Doğulu olabilmek varken kimi kompleksler duyan bir ülkenin insanlarıyız. Bu yüzden Eurovision ve diğer her şey sizin hastalıklı dünyanızda bir problemdir. Bizim için Eurovision'a katılmak hata değildi ama bu problemden muzdarip genel kitlenin parazitine muhatap olduk elbette.
ŞARKI SÖZLERİ BASİT AMA DERİN
Grubun şarkı yazarı olarak bir Yüksek Sadakat hit'inin en karakteristik özellikleri nelerdir?
Melodik olarak Yüksek Sadakat müziği 'Ben bunu daha önce duydum' etkisi verir ama aslında duymamışsınızdır. Melodik planda bu çerçevenin içinde kalmaya çalışıyoruz. Söz anlayışımız ise çok net; basit ama derin. Bu anlayış; değişik derinliklerde olan dinleyicinin kendi seviyesine göre o sözle iletişim kurabilmesini sağlıyor. Sanat ve halk müziğinden beslenen bir tarafı da var.
Daha önce Ajda Pekkan ve Nilüfer gibi isimlerle çalışmalarınız oldu. Şimdi MFÖ'nün Fuat Güner'iyle müzikal bir birliktelik söz konusu...
Fuat Abi'yle, yani sevdiğimiz ve saygı duyduğumuz bir sanatçıyla aynı sahneyi paylaşacağız. Bu çok planlı bir proje değil ama fırsat buldukça devam edeceğiz. Birlikte çalışacağımız başka isimler de olacaktır ama şu an için yok.