Larissa Gacemer bile sonunda isyan etti. Sosyal medyadan Gacemer'e artık nasıl yorumlar geliyorsa, kadın en sonunda mahremine dair bilgi paylaşmak zorunda kaldı, neden anne olmadığını açıkladı. Bir kadına bunu yaptırmak zorunda bırakmak en hafif tabiriyle 'saygısızlıktır'. Gacemer'in "Allah beni böyle yarattı ne yapayım?" derkenki ses tonu hala kulaklarımda.
BATAKLIK GİBİ
Ben o soruyu soranlar, kötü yorum yapanlar adına utandım ama bunu yapanlarda ne yazık ki böyle bir duygu yok. Sosyal medya ortamı kirlendi demek az kalır, bence bataklık haline geldi. Kendi yaşamlarındaki mutsuzluklarını, öfkelerini, hınçlarını başkalarının hayatlarına burnunu sokarak çıkarmaya çalışan bir kitle mevcut sosyal medyada. Bu kitle de öyle az falan da değil maalesef. Nasıl bir ruh halindelerse artık bir gün Gacemer'e 'Neden çocuğun yok?' gibi hadsiz sorular sorup, kötü yorumlarda bulunuyorlar, diğer gün başka medyatik isimlerin hayatlarını mercek altına alıp, linç ediyorlar. Yine söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim; sosyal medya ortamı bu tarz kullanıcılar yüzünden yokuş aşağı gidiyor. Bu kötü gidişi durdurmazsak daha çok böyle hadsizlikler görürüz...
Para hırsı uğruna halkın sağlığını riske atamazsın
GÜNAYDIN yine çok önemli bir habere imza attı. Çarşamba günü Bülent Cankurt'un gündeme taşıdığı haberle Fikret Aydoğdu'nun yasak falan dinlemeyip, restoranını açık tuttuğunu, mekanda müşterilerine hizmet vermeye devam ettiğini öğrendik. Ülkemizin tüm olanaklarını seferber ederek salgınla mücadele ettiği kritik dönemde Aydoğdu'nun bu yaptığına sadece 'vurdumduymazlık' demek az kalır bence. Burası İstanbul'un gelir seviyesi olarak yüksek kesimine hitap eden, 'ünlülerin kebapçısı' olarak bilinen bir restoran, yani merdiven altı bir yer falan diye de düşünmeyin. Aydoğdu'ya sormak istiyorum: Siz bile böyle davranırsanız, Bağcılar ya da Esenyurt'taki orta ve dar gelirli vatandaşlarımıza hitap eden işletme sahipleri ne yapsın? Onlar da en az sizin kadar işletmesini döndürmek istiyordur eminim ama kurallar gereği sadece paket servis yapabiliyorlar. Para kazanmak, kar elde etmek bir işletmenin ayakta durması için önemlidir elbette ama toplum sağlığı her şeyin önünde gelir. Para kazanma hırsı uğruna halk sağlığını riske atmaya kimsenin hakkı yok. Bu kurala nasıl Bağcılar'daki restoran sahipleri uyuyorsa, siz de aynı şekilde uymak zorundasınız. Yeniköy'de olmanız hiçbir şeyi değiştirmez...
Cumhurbaşkanlığı'ndan yeni bir proje daha
Cumhurbaşkanlığı, karantinanın devam ettiği bu süreçte toplumu sanatçılarla buluşturmaya devam ediyor. 23 Nisan'da başlayan 7 Tepeden 7 Kıtaya konserler dizisi, Ramazan ayı ve Ramazan Bayramı sürecinde Türkiye'nin Kültür Hazineleri Sahnesinde Evde Bayram Konserleri ile devam ederken, yeni bir konser dizisinin daha müjdesini vermek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenecek olan ve 29 Mayıs'ta başlayarak bir ay sürmesi öngörülen Evde Kal Konserleri ile 50'ye yakın sanatçı, hayranlarıyla internet ortamında buluşacak. Kuruçeşme'de gerçekleştirilecek konserler saat 21.00'de İletişim Başkanlığı Youtube kanalından izlenebilecek. Peki bu projede kimler mi yer alacak? İşte o isimlerden bazıları... Ajda Pekkan, Sibel Can, Serdar Ortaç, Funda Arar, Hande Yener, Selami Şahin, Fatih Kısaparmak...