Mehmet Ali Erbil, kontrol amaçlı yatış yaptığı hastaneden paylaştığı video ile yine gündem oldu. Uzun yıllardır 'kaçış sendromu' ile mücadele eden Erbil, 'Siz hiç ABD'de acilde beklediniz mi?' başlığıyla sosyal medyaya düşen videosunda ABD'de başından geçen bir olayı şöyle anlattı:
★
"Bakın dünyanın birçok yerine gittim ben. Amerika dahil, bizdeki sağlık hizmeti hiçbir yerde yok. Benim bu hastalığım var ya, klasik hastalığım, Amerika'da atak geldi. Atak geldiği zaman tansiyon düşüyor, kan değerleri böyle pıhtı gibi oluyor. Ondan sonra hemen acile gittik. Aa bekletiyorlar bizi acilde. Bir saat geçti, iki saat geçti. Onlar beni içeri alana kadar benim atak geçti."
★
Böylece acilde saatlerce sıra beklerken iyileşen Erbil'den de ABD hastanelerindeki acil servisin Türkiye'den iyi olmadığını öğrenmiş olduk.
★
ABD ve Avrupa başta salgınla baş edemeyince yabancı ülkelerden Türkiye'ye dönen çok vatandaşımız oldu. Çünkü ülkemizde muhalefetin "Ne gerek vardı?" diye eleştirdiği Şehir Hastaneleri başta olmak üzere sağlık sistemi eksiksiz, full hizmet sunuyor.
★
Salgının yükselişe geçtiği dönemde Avrupa ve ABD'de yaşanan insanlık dramlarını gördük, okuduk. Erbil acil serviste beklerken iyileşmesine şükretmeli. Daha önce ünlü haberci Cüneyt Özdemir, ABD'de hastanede dört ay sonrasına randevu verdiklerini, Amerikalıların bir dolgu için bile 12 bin dolar ödediğini ve pek çok insanın tedavi için Türkiye'ye gittiğini söyleyince sosyal medyada linç yemişti! Çünkü muhalifler ülkedeki sağlık sisteminin övülmesine de karşı!
TEK KRİTER DOLAR MI?
Bunları yazmaktan bıktık ama Erbil, Özdemir gibi yabancı ülkelerde sağlık sorunları yaşayanlar, Türkiye'deki sağlık sisteminin değerini biliyor işte. Çifte vatandaş birçok gurbetçimiz de hem ücretsiz, hem de kaliteli hizmet sunulduğu için Türkiye'de tedavi oluyor.
★
Uzmanlar, Türkiye'nin ekonomik durumunu değerlendirirken devletin sunduğu büyük sosyal hizmetlerden hiç bahsetmiyorlar! Bir ülkenin durumu sadece dolardaki artış üzerinden mi değerlendirilir? Ücretsiz sağlık, eğitim, yaşlılara bakım hizmetleri, sosyal yardımlar vs. bunlar neden değerlendirme dışı tutuluyor? Ekonomisi güçlü Avrupa ülkelerinde gıda yardımı için uzun kuyruklar oluştu. ABD'de bile tüp kuyruğuna girdi insanlar!
★
Ekonomik sorunlar olsa da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını tedavisiz bırakmıyor, ücretsiz tedavi sunuyor, dağ başında bir köyde olsa da kar makineleriyle yolu açıp yaşlı insanların Covid-19 aşısını yapıyor. Bu hizmetler de önemli değil mi? Sadece dolar kuru mu önemli? Ülken seni acilde bekletip, tedavi etmiyorsa, dolar kurunun düşük olması neye yarar? Not: Bizi hep güldüren, hayatımıza mutluluk katan Mehmet Ali Erbil'e acil şifalar diliyorum. Dualarımız seninle.
***
HEP PİYANO ÇALACAK DEĞİL YA!
Fazıl Say önceki gün Twitter'da takipçileriyle sohbet ederken şöyle bir espri patlattı:
"Bill Gates dedin, aklıma ergen fıkrası geldi. Bill Gates'den karısı boşanmış.
'Niye boşandın?' diye sormuşlar. 'Onunkisi hem mikro, hem soft' demiş." Bu espriyi beğenen, basit bulan, Say gibi saygın bir piyaniste yakıştıramayan, garipseyen vs. farklı tepki gösteren çok oldu...
Aynı espriyi muhafazakâr cepheden biri yapsa yerden yere vurulurdu o ayrı konu!
Bence yargı dağıtmaya gerek yok! Dünyaca ünlü piyanist olunca bel altı espri yapamazsınız diye bir kural yok. Fazıl Say hep piyano çalacak değil ya!
Ayrıca erkek ortamlarında sohbet koyulaşınca bu tarz seviyesiz, basit espriler sevilir.
Ben Fenerbahçe maçlarında çıldırıp yastık fırlatan, arada ergen fıkraları anlatan Fazıl Say'ı, sadece siyaset konuşan, ülke kurtaran, sıkıcı ve ciddi olduğu için saygı duyulan Fazıl Say'a tercih ederim.
***
ALTYAZI
"Bizim neslimiz Büyük Depresyon'u ya da Büyük Savaş'ı yaşamadı. Bizim savaşımız ruhsal bir savaş. Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız..."
(Fight Club)
***
İŞTE MODA
Lüks bir moda devi, "Dünyaca ünlü Murano avizelerinden ilham alındı...
Emaye gümüşten üretildi" diye bu kolyeyi 15 bin liradan satışa sundu.
Murona avizeleri değil de eski sabit hatlı telefonların ahize kablosuna benzemiyor mu bu kolye?
Sosyal medyada aynı benzetmeyi yapan çok oldu.
Ee moda deviysen ahize kablosundan kolye uydurup bilmem neden ilham aldık deyip satarsın, alan da çok olur!
Moda biraz bu değil mi zaten?
***
SELİN ORTASINDA...
"Bana yardım edin! Bugün benim düğün günüm ve sel bastı! Taşan dereyi aşıp Wingham'a gitmek için yardıma ihtiyacımız var. Yardım etmek isteyecek bir tanıdığı olan var mı?" Bu tweet Avustralya'da sel felaketi yüzünden evinde mahsur kalan hamile gelin Kate Fotheringham'a ait. Neyse ki bir helikopter şirketi Kate ve ailesini evinden alıp düğüne yetiştirdi.
Büyük bir talihsizlik, filmlerdeki gibi mutlu sonla bitti ve sel sularının önünde çekilen bu fotoğraf viral oldu.
Çok eleştirdiğimiz Twitter'ın böyle faydaları da var.
***
SANATÇILARIN KÖYE GÖÇÜ
Oyuncu Tolga Sarıtaş İzmir'in Kösedere Köyü'ne bağlı Boyabağı Koyu'ndan 3 dönüm arsa satın aldı. Biraz da salgının etkisiyle sanatçılar arasında Ege ve Akdeniz'in köylerine göç trend oldu.
Şarkıcı Göksel; Göcek'te keçi besliyor, Hüsnü Şenlendirici;
İzmir'de traktörüyle tarla sürüyor. Aslıhan Gürbüz, Burak Hakkı, Yılmaz Erdoğan, Sinan Albayrak ve daha birçok sanatçı köye yerleşti. İşleri oldukça İstanbul'a geliyorlar.
Olan yine orta gelirliye oldu aslında! İstanbul gibi büyük şehirlerde bir gün Ege'ye yerleşmek için canla başla çalışan orta gelirli beyaz yakalılar için köyde arazi, ev, çiftlik almak hayal oldu.
Sanatçılar yüzünden fiyatlar uçtu!