Efendim, malumunuz, pazar yazılarını 'sabun köpüğü' kıvamında yazıp bu tatil gününü hoşça geçirmenize katkıda bulunmak mesleki bir adettir. Ben de öyle yaptım. Meslekteki 37 yıllık hatırı sayılır tecrübemin ışığında, Türk televizyon izleyici 'tiplerini' belirlemeye çalıştım. Bakın bakalım siz hangi seyirci tipine giriyorsunuz...
ÇARESİZLER: Yapacak daha iyi bir işi, meşgalesi, hobisi olmayan ya da ekonomik durumu başka tür bir eğlenceye el vermeyen mecburiyetçiler.
YALNIZLIKTAN KORKANLAR: Sosyal yalnızlık çekmemek, televizyon odaklı dost meclislerinde mevzuya 'Fransız kalmamak' için televizyon izleyen sosyal paylaşımcılar.
GERÇEK YALNIZLAR: Evinde televizyon dışında ses verecek başka bir şeyi olmayanlar.
YALNIZ KALMAK İSTEYENLER: Kalabalık bir evin oturma odasında televizyon izliyormuş gibi görünüp aslında kafa dinleyen ya da sevgilisini düşünenler.
ÖZDEŞÇİLER: Eşine, sevgilisine, kaynanasına ya da patronuna söyleyemediklerini, kendilerini özdeşleştirdikleri dizi karakterlerinin ağzından duyup rahatlamaya çalışanlar.
MUHABBETÇİLER: Sırf ortak konu oluşturabilmek adına, televizyonda gördüklerinden sohbet üretme ihtiyacı hissedenler. (Bu yönüyle televizyon, misafirlikteki en büyük kurtarıcıdır)
PSİKOPATLAR: Yalnızca sayıp sövüp rahatlamak için en sevmediği programı bile pür dikkat sonuna kadar izleyen, ruhsal durumu dengesiz kişiler.
TREND AVCILARI: Televizyonu sadece yeni moda ve trendlerden haberdar olmak, yeni makyaj tekniklerini öğrenmek adına takip eden ayna tutkunları.
İNTİHALCİLER: Haberleri, tartışma programlarını ve sabah masalarını dikkatle izleyip oradan öğrendiklerini kendi fikriymiş gibi etrafına satan devşirmeciler.
AJANSÇILAR: Televizyon bültenlerine hâlâ eski alışkanlıkla 'ajans' diyen, sadece haber alabilmek için televizyon izleyen yaşlı gündemciler.
MAZERETÇİLER: Televizyonu, yapmaları gereken daha önemli işleri ertelemek adına vesile olarak kullananlar. (Örnek: 'Şu dizi bitsin de ondan sonra ders çalışırım' ya da 'Bulaşıkları, yarışmadan sonra yıkarım' gibi)
KATİLLER: Televizyonu sadece 'vakit öldürmek' için izleyen, bunu tamamen 'alışkanlık gereği' yapan zaman katilleri.
YAPIŞTIRICILAR: Sırf aileyi bir arada tutabilmek için neredeyse 24 saat salondaki televizyonu açık tutan, ekranı aile bireylerini birbirlerine yapıştırmak için kullanan zamkçılar.
BİLİNÇLİ TÜKETİCİLER: Ekranda sunulan her şeyi 'lüp' diye mideye indirmeyen, karşılarına çıkan olumsuzluk ve hataları ilgili kurumlara, izleyici temsilciliklerine ve televizyon eleştirmenlerine bildirenler. (Yani benim velinimetlerim)
İŞÇİLER: Benim gibi 'ekmek parası için' günde 15 saat gözünü kırpmadan televizyon izleyenler.