Siyaset Dergisi'nin 18'inci Kuruluş Yıldönümü kutlaması ve yılın ödülleri töreni için Ankara'daydım.
İstanbul'da her şeyi o kadar kanıksadık ki; Ankara'daki bu tören bana ilginç geliyor ve üç yıldır gidiyorum. Neden mi? Çünkü siyasetle şov dünyasını içiçe görmek ilginç geliyor.
Siyasileri, 'siyasetin' dışında güler yüzleriyle görmek hoş oluyor.
Gül Kılıçaslan ve ekibinin titiz çalışmasıyla hazırlanan bu geceler Ankara'nın sosyal yaşamı açısından da büyük renk.
Bence Ankaralılar da ağır protokollü davetlerden sıkılıyor, böyle geceleri özlüyor. Herkes biraz gevşiyor, renkleniyor, eğleniyor.
İşte Ankara notları...
Gecede bakanlara, milletvekillerine, valilere, yerel yöneticilere, işadamlarına, şirketlere ödüller verildi.
Müzikte, televizyonda, medyada en iyiler ödüllendirildi. Seray Sever ile Ziya Kürküt'ün sunduğu gecede Orhan Gencebay, Ahmet Özhan, Emel Sayın, Nükhet Duru, Erol Büyükburç, Hande Yener, Volkan Konak, Gülşen, Soner Sarıkabadayı, Demet Akalın, Ozan Çolakoğlu, Sinan Akçıl, Aynur Aydın ödül aldı...
Televizyon dünyasından, medyadan pekçok ünlü de gecenin konuğuydu.
ORHAN BABA FARK ATIYOR
Nerede ünlü, orada önü alınamaz bir fotoğraf çekme-çektirme arzusu. Ödül töreni devam ederken, salonda sürekli dolaşan bir kalabalık vardı. Davetliler hayranı oldukları ünlülerin masalarını dolaşıp fotoğraf çektirdi.
Sürekli gülümseyerek bu istekleri yerine getirmek için, ünlülere ayrı bir enerji gerek!
Orhan Gencebay'a 'Orhan Baba' denmesi boşuna değil. Nereye gitse, nerede olsa ağırlığını hissettiriyor, hürmet görüyor, alkışlanıyor.
Ve kitap gibi laflarıyla da fark atıyor.
Dedi ki: "Ödüllerin en kıymetlisi titremeyen elden gelenidir."
Sinan Akçıl ile Hande Yener'i ilk kez canlı canlı izledim. Sahnedeki enerjileri süper. Sinan bunca yıl kendini nasıl geri planda tutmuş, hayret! Tam bir sahne adamı, şovu seviyor.
Sahneden inip konukların arasında dolaşmaya başlayınca ağırlaşmış havayı bir anda dağıttı.
Şarkılarını, en çok da şarkılarının sözlerini beğendiğim Soner Sarıkabadayı ile tanıştım.
Herkesin bir hikayesi vardır ya, onunki de bir kendine inanma hikayesi. Çünkü 'albüm yapmak istiyorum' dediği zaman kapısını çaldığı yapımcılar 'olur' vermemişler. Sonunda kendi şirketini kurup, kendisi yapmış albümü. Demek ki neymiş: Olacaksa olurmuş, önemli olan insanın kendi gücüymüş.
Nükhet Duru ile Asuman Krause daha önce bir tv programında yanyana geldi mi bilmiyorum. Ama sohbette Nükhet; Sezen Aksu'dan söz ederken aynen onun sesiyle konuştu.
Asuman durur mu? O da Sezen oldu bir anda...
Dinlerken Sezen karşımda oturuyor sandım.