Siyaset Dergisi'nin Ankara'daki ödül törenine geçtiğimiz yıl ilk kez katılmıştım.
Ankara'daki ünlü kalabalığını görünce de şaşırmıştım...
İstanbul'daki davetlerde bile bir araya gelmekte zorlanan ünlülerin bir ödül gecesi için Ankara'ya gitmesi tuhafıma gitmişti. Üstelik kimileri var ki; akşam uçağıyla geliyorlar, geceye katılıyorlar, sabaha karşı 4.00 uçağıyla da İstanbul'a dönüyorlar.
Peki bu ödül törenini bu kadar özel kılan ne?
Sanırım siyaset ile magazinin buluşması.
Siyaset Dergisi'nin yönetim kurulu başkanı Gül Kılıçaslan'ın amacı da bu zaten. "Siz İstanbul'da hemen her gece bir davete katılıyorsunuz.
Her davette ünlü sanatçılar oluyor.
Ama biz burada başka bir şey yapıyor, sanat dünyası ile siyaset dünyasını bir araya getiriyoruz" dedi.
GÜLEN YÜZLER
Evet, sanat ve siyaset dünyasının buluşması gerçekten de ilginç görüntülere sahne oluyor.
Birincisi, hep asık yüzlü gördüğümüz siyasetçilerin gülen yüzlerine tanık oluyoruz. Şakalaşıyorlar, espriler patlatıyorlar, sanatçılarla sohbet ediyorlar, fotoğraf çektiriyorlar. Yani Ankara'nın resmi havası içinde bu ödül töreni bir tatlı tebessüm... Bence...
Salı gecesi düzenlenen ödül töreni için öğleden sonra Ankara'ya uçtum. Havaalanında adım başı bir tanıdık vardı.
Hep birlikte uçtuk, birlikte otele hareket ettik, aynı otelde kaldık, ertesi gün de hep birlikte döndük. Siyaset Dergisi'nin ödül töreni sanat dünyasının özlediği yakınlaşmayı gerçekleştiriyor bir bakıma. Ödül gecesi bittikten sonra herkes Sheraton'ın lobisinde buluşuyor, sohbetler sabaha kadar uzuyor.
Gelelim benim notlarıma;
Gördüğüm en güleryüzlü siyasetçi; Abdülkadir Aksu. Sanatçılar onu çok seviyor.
Ahmet Özhan'la Atatürk Havalimanı'nda CIP salonunda karşılaştık. Anılarım tazelendi.
İkimiz de aynı liseden mezun olmuşuz.
Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi. Ben çocukken; yazları Halıdere'de olurduk. Ablalarımız sahilde toplanır; "Ahmet Özhan arabasıyla burada dolaşıyormuş" diye saatlerce onu görmek için beklerlerdi. Bunu hatırlattım Ahmet Özhan'a... "Eskidendi, çok eskideennn" dedi, güldük.
Sinan Akçıl yılın müzik adamı olarak ödül aldı. Hakkı.
Bu yıl o kadar çok şarkı üretti ki... Ertesi gün TED Koleji öğrencileriyle buluşacağı için heyecanlıydı ve erkenden yattı.
TELEVİZYON ZOR
Televizyonda sabah programı yapanların hayatı çok zor.
Yayından çıkıp Ankara'ya uçan Petek Dinçöz, törenden sonra 4.00 uçağıyla İstanbul'a döndü ve yayına çıktı. Davut Güloğlu ile Ece Erken de öyle...
Davut ile Ece uçakta önümdeki koltuklarda oturuyordu.
Kafa kafaya vermiş, konuşuyorlardı. "Ahh aşk, sen nelere kadirsin" dedim, ikisi de aynı anda bana doğru döndü. "Size söylemedim, niye üzerinize alındınız ki" dedim. (Laf aramızda aslında onları sınadım. Ateşle barut yan yana durmaz! Yangın çıkmış belli ki.)
Yıldız Tilbe'nin doğallığı var ya... Çok şeker. Sahneye çıktığında Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak'ı tanımamış. "Siz kimsiniz?" diye sormuş.
Sonra bu konu konuşulurken; gülerek "Ben onu tanımadım ama Bakanımız beni tanıyormuş" diye anlatıyordu.