Kürt müziği denince akla ilk Şivan Perwer gelir... O yaşarken efsane olmuş büyük bir usta. Türkiye'ye dönüp dönmeyeceği ise hep tartışılıyor. Bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay tarafından Türkiye'ye çağrıldı. Ondan 'demokratik açılım'a katkı yapması da bekleniyor. Hatta bu amaç için Perwer'in Viyana'daki konserini AK Parti milletvekilleri Dengir Mir Mehmet Fırat ve Gülşen Orhan da izledi. Perwer de "En büyük hayalim ülkeme dönmek, halkımla birlikte olmak ama şu anki Türkiye'nin beni kaldırması mümkün değil. Çünkü ben zor bir insanım, kendi gerçeklerimden vazgeçmem. Ben Türk ve Kürt halkını seviyorum ve birbirlerini incitmesini istemiyorum" dedi. Güzel temenniler bunlar ama her şey sözle bitmiyor.
TAŞ ATAN BABA VE OĞLU
Perwer'in internet sitesine hiç girdiniz mi? Sitenin sağ üst köşesinde dil seçenekleri var. Siteyi İngilizce okumak için Britanya bayrağı logosuna tıklıyorsunuz. Almanca menüye ulaşmak için Alman bayrağı tıklıyorsunuz. Kürtçe için de Kürdistan bayrağına... Siteyi Türkçe de okuyabiliyorsunuz ama Türk bayrağı yerine Avrupa Birliği bayrağı yer alıyor... Yani Perwer'in sitesine Türk bayrağı koymaya tahammüllü yok. Aslında Türk ve Kürt halklarının birbirlerine tahammül sınırı nedir? Bu sorunun yanıtı da net değil... Başbakan Erdoğan, Perwer'i Türkiye'ye davet ediyor, Siverek'te Perwer'in heykeli dikiliyor ama bu büyük usta, "Şu anki Türkiye'nin beni kaldırması mümkün değil" diyor. Perwer'i 'kaldırabilmek' için acaba onun sitesine Türk bayrağı koymamasına da tahammül etmemiz mi gerekiyor? Ne kadar 'demokratik açılım' paketleri açılsa da, sanatçılar Erdoğan ile bir araya gelse de, Kürt halkının kültürel kimliğini özgürce yaşayabilmesi için yasalar çıkartılsa da, galiba bazı şeyler için çok geç kalındı. Bu geç kalmışlığı en iyi özetleyen vaka da Diyarbakırspor- Bursaspor arasında oynanan maçta yaşandı. Bursa'da oynanan maçta yeşil-beyazlı taraftarlar, Diyarbakırlılar'ı PKK ile özdeşleştiren tezahüratlarda bulunmuştu. Diyarbakırlılar da bu tezahüratların faturasını kendi takımlarını yakarak çıkardı. Takımlarını belki de küme düşürecek ceza almalarına neden olacağını bile bile sahaya taş değil kaya parçaları fırlattılar. Fotoğraftaki adama iyi bakın. Öyle öfke dolu ki, yanındaki oğlunu unutup sahaya taş fırlatıyor. Oysa Diyarbakırspor'a büyük kıyaklar yapıldı. Sırf o bölge insanı dışlanmasın diye Diyarbakırspor devlet desteğiyle Süper Lig'e çıkarıldı. Küme düşmemesi için şaibeli maçlar oynatıldı. Ama Diyarbakır'ın ökesi sadece Bursaspor'a değil. Vakti zamanında Fenerbahçe maçında da sahaya taşlar atıldı hem de stadyumun dışında! Perwer'in Türk bayrağına alerjisine ve Diyarbakırspor- Bursa maçına karşı örneklerde gösterebilirsiniz. Mesela DTP konvoylarına İzmir'de taş atılmasını, Kasımpaşa'daki Romanların göstericilere saldırmasını... Tüm bu örnekleri üst üste topladığınızda ise ortaya büyük bir nefret duygusu çıkıyor. Ne yazık ki, Türk ve Kürt halklarını karşı karşıya getirmek için yıllardır ekilen nefret tohumlarının faturasını en çok şimdi ödüyoruz. Ve bu faturayı ödemeye devam edeceğiz.