Hollywood'da son dönemin en çok aranan isimlerinden biri olan Avustralya asıllı oyuncu Ruby Rose, Cosmopolitan dergisinin yeni sayısına konuk oldu. Son olarak Reebok'ın yeni reklam kampanyasında boy gösteren 30 yaşındaki aktris; Los Angeles ve New York arasında mekik dokuyor. Rose, yoğun dizi ve reklam filmi temposunun arasında kısa süre önce vizyona giren 'Yeni Nesil Ajan: Xander Cage'in Dönüşü', 'Ölümcül Deney Son Bölüm' ve 'John Wick 2' filmleriyle sinemada da adından söz ettiriyor.
ALIŞILAN YILDIZLAR GİBİ DEĞİL
Hollywood'un bilindik güzellik tanımlarının aksine Ruby; keskin elmacık kemikleri, parlak yeşil gözleri, kısacık siyah saçları ve boynundan parmak uçlarına kadar vücudunu kaplayan dövmeleriyle kendi sesini duyurmayı başarmış bir kadın. Adı daha şimdiden, Justin Bieber ve Angelina Jolie gibi dünyaca ünlü yıldızlar arasında anılıyor. Hatta Jolie'nin kendini annelik ve aktivistliğe adaması nedeniyle boşalan 'asi kadın' koltuğunu Ruby'nin dolduracağı konuşuluyor.
HAYATININ DÖNÜM NOKTASI PINK
Çocukluk yıllarını Melbourne'da geçiren Ruby, açık fikirli bir aileye sahipmiş. Küçüklüğünden beri dikkat çekici tarzı nedeniyle çevresindekilerden tepki alsa da ailesinin desteğini ve sevgisini her an hissetmiş. Hayatının dönüm noktasıysa gittiği Pink konseri olmuş. Konser öncesinde modellik ajansından biri yanına gelip fotoğrafını çekip çekemeyeceğini sormuş. "O dönemler tam bir asiydim. 'Hayır, çekemezsiniz. Buraya Pink'i görmeye geldim' dedim. Ama karşımdaki kadın oldukça ısrarcıydı." Çekilen fotoğrafların ardından Ruby Avustralya'da modellik, DJ'lik ve sunuculuk da dahil olmak üzere farklı alanlarda çalışmış.
GÖZ ÖNÜNDE OLMAYI SEVMİYOR
2014 yılında yazıp yönettiği ve aynı zamanda başrolünde yer aldığı Break Free adlı kısa filmi Youtube'da paylaşmış. 'Orange Is The New Black' ekibinin de videoyu keşfetmesiyle diziye dahil olmuş. Netflix'in sevilen dizisi sayesinde hatırı sayılır hayran kitlesine kavuşmuş. Öyle ki, kendisi 2015 yılında Google'da en çok aranan oyuncu olmuş. Instagram ve Twitter'da 1 milyondan fazla takipçi kazanmış. Ruby, her ne kadar kendisine gösterilen ilgiden memnun olsa da hayatını herkesin gözü önünde yaşamanın zor olduğunu da belirtiyor. "İnsanlar yaşadıklarınız hakkında kendini söz sahibi hissediyor. İşin en zor kısmıysa sizin için yeterince zor olan ayrılıkları bu şekilde yaşamak" diyor.
'İÇKİ İÇMİYORUM, SPOR YAPIYORUM'
Ruby, bir tweet atıp Taylor Swift'in '1989' şarkısını çok sevdiğini belirtince, ünlü şarkıcıyla arkadaş olmuş: "Taylor o kadar alçakgönüllü ki 'Albümümü dinlediğine inanamıyorum' gibi bir tepki verdi. Konuşmaya devam ettik ve yakın arkadaş olduk. Şimdi yanımda ne istediğini bilen güçlü bir kız grubu var." Ruby hayatın anlamını da çözmüş gibi görünüyor: "Nasıl yaşamak istediğimi biliyorum. İçki içmiyorum, organik ve vegan besleniyorum, egzersiz yapıyorum, arkadaşlarımla sık görüşüyorum. Annemle her gün konuşuyorum. Sevmediklerimden ise uzak duruyorum."
RUBY ROSE'DAN HAYAT DERSLERİ
Yeni neslin gözbebeği Ruby Rose, hayat dersi niteliğinde tavsiyeler verdi: İşte o tavsiyeler:
DEĞİŞİKLİKTEN KORKMAYIN
Upuzun sarı saçlarım vardı ve her gittiğim yerde istemediğim halde dikkat çekiyordum. 16 yaşındayken saçlarımı kazıdım. Yeni saçlarımla artık kendimi 'ben' gibi hissediyordum.
AŞKA KAPINIZI KAPATMAYIN
Yaklaşık 10 yıldır tanıdığım biriyle uzun süreli ilişkim oldu. Yakın arkadaşım olduğu için öncesinde böyle bir durumu aklımın ucundan geçirmiyordum. Ama bazen ortak şeylere karşı tutkulu olmak o güne dek aklınızın ucundan bile geçirmediğiniz birine farklı gözlerle bakmanızı sağlayabiliyor. Bence zamanı geldi diye evlenmekten ziyade sevgi dolu, sağlıklı ve günün birinde çocuk sahibi olabileceğim biriyle uzun süre birlikte olmak daha kıymetli.
KENDİNİZİ KIYASLAMAYIN
Bir rol için seçilmediğimde listeyi elime alıp 'O, bu işi benden uzun süredir yapıyor', 'Yönetmeni tanıyormuş' veya 'Benden daha güzel' gibi yorumlar yapmıyorum.
ÖNYARGILARI ÇÜRÜTÜN
Hollywood'daki bazı isimler dövmelerim ve tarzım yüzünden beni belirli rollere oturtma eğilimindeydi. Komşu kızı veya uzun süreli sevgili rollerine yakıştırmıyorlardı. Ancak yüz yüze görüştüğümüzde önyargılarından kurtularak gerçekte kim olduğumu anlıyorlar.