Sinemalardaki reklam sürelerinin uzunluğuyla ilgili kaç kere yazıldı çizildi, haberler yapıldı ama değişen bir şey yok! Reklamlardan kaçmak için salona geç girmek de fayda etmiyor; 30-40 dakikayı bulan reklamlardan kaçmak çok zor. Bir de bunun film arası var; orada da süreler uzun, sanki dışarı çıkıp geliyorsun, beş dakika yine izliyorsun.
Tamam, sinema salonu da para kazanacak ama bu kadar da açgözlü olunmaz ki! Kaç kere yazdık bu köşede, değişen bir şey yok!
Bu konuda okuyuculardan en çok şikayet, 600'ü aşan salonuyla Türkiye'nin en büyük sinema zinciri Mars Entertainment şirketiyle ilgili geliyor.
Yapımcılar da Mars Entertainment'tan şikayetçi: 'Reklamdan biz gelir sağlamıyoruz ama reklam sürelerinin uzunluğu, izleyiciyi sinemadan uzaklaştırmaya başladı. Mutlaka izlemek istediği film yoksa vizyonda, 'Reklam işkencesi mi çekeceğim' deyip sinemaya gitmemeye başladı.' Kısacası reklam sürelerinden herkes şikayetçi; acilen bir çözüm bulunmalı.
MISIR PAHALI
Eskiden iki fragmanın arasına reklam alınırdı, şimdi öyle değil; sinema reklamları çok değerli çünkü tam tüketici kitleyi hedef alıyor. Sadece sinema seyircisine özel reklam kampanyaları yapılıyor artık. Mars Entertainment reklamdan iyi paralar kazanırken, yapımcıyla da reklam gelirini paylaşması gerekmiyor mu? Evet, salonlar Mars Entertainment'ın ama reklamveren; reklamı sinema salonuna değil, filme veriyor.
Gişesi iyi filmler daha çok reklam çekiyor ama yapımcı bundan pay alamıyor! Bir de üstüne çok reklam gösterildiği için müşteri kaybediyor! Daha da kötüsü; reklam enflasyonu yüzünden gelecek filmlerin fragmanları da az dönüyor.
Bazen fragman oynatamayan filmler oluyor, fragman oynatmak için de reklam parası vermek zorunda kalıyor, iyi mi!
Merak ettiğim bir diğer konu da; Mars Entertainment'ın GSM operatörleriyle yaptığı kampanyalardan elde ettiği geliri yapımcıyla paylaşıp paylaşmadığı.
GSM operatörleri de filmlerin popülaritesine, izleyici kitlesine güvenerek bu kampanyaları yapıyorlar.
Bir de sinema fuayelerinde satılan mısır, çikolata, meşrubatların pahalı olma sorunu var. Hatta bir ara 'Mısır parasına film yapıyoruz' diye isyan etmişti yapımcılar, yönetmenler! Tamam, sinema salonu da kazansın ama fiyatlar bu kadar uçuk olmasın!
Türkiye'de sinema bilet fiyatları bazı lüks semtlerde pahalı olmakla birlikte Avrupa'ya göre aynı ölçülerde ama yol masrafı, yeme içme, otopark parası, film arasında kahve, mısır vs. hepsi üst üste gelince, iki kişinin sinema keyfinin 100 TL'ye kadar çıktığı oluyor. Bu kalemler arasında bazıları fahiş fiyatta olunca, izleyicinin bütçesini zorlayan maliyetler ortaya çıkıyor. Daha geniş düşünelim; çekilen bir filmden AVM'ler de kazanç sağlamıyor mu? İnsanlar film izlemeye en çok AVM'lere gitmiyorlar mı? Orada yiyip içip, hatta alışveriş de yapıp çıkmıyorlar mı?
Gelmek istediğim nokta şu: Bir kültürel etkinlik olarak sinemada asıl değerli olan malzeme, filmin kendisi. Bir filmin üzerinden birçok sektör para kazanıyor ama asıl riski alan yapımcı; sadece bilet ve TV gösterim haklarından para kazanıyor. Film gişede kötü gitti mi; yapımcının, yönetmenin yeni film çekme şansı azalıyor. Öte yandan salon sahipleri daha az risk alıp daha çok paralar kazanıyorlar. Elbette salonların da işletme masrafları var ama sinema sektörü her geçen gün daha da büyüyor, salon sayıları artıyor ve bu işten salon sahipleri çok büyük karlar elde ediyorlar.
ADİL PAYLAŞIM
Hep Mars Entertainment'tan örnek verdik. Ama elbette başka sinema işletmecileri, salon sahibi gruplar da var. Ama Mars Entertainment, sektörün en büyüğü hatta artık bir tekel! Bu köşede Mars Entertainment'ın başka şirketlerle birleşmesi, yeni salonlar almasıyla tekele dönüşme tehlikesinden de bahsetmiştim. Mars Entertainment'ın artık dağıtım ve reklam şirketi de var; ortak yapımlı filmler de çekmeye başladılar.
Bağımsız filmleri geçtim, artık güçlü yapımcılar bile Mars Entertainment'ın sözünden dışarı çıkamaz hale geldiler. Mars Entertainment sinema sektöründe bu kadar yükseldiyse, bunu biraz da yapımcıya, yönetmene borçlu. Sadece 2015'te 60 milyon bilet satıldı, elde edilen 681 milyonluk toplam hasılatın yarısından fazlası yerli sinemacılara ait. Elbette bir şirket olarak Mars Entertainment kendi karını düşünecek ama reklamdan, GSM kampanyası anlaşmalarından, dağıtımdan, mısırdan-koladan bu kadar kar elde ederken sinemacıları unutmamalı, kazanç paylaşımında daha adil olmalı!
Yapımcıya, yönetmene 'Daha ucuza film çekin' diye akıl vererek bu iş yürümez!