Atv dizisi 'Maraşlı'da 'Hilal' karakterini canlandıran Sinem Akyol, dizinin kendisi için büyük şans olduğunu söyledi. İlk işi olan 'Maraşlı'da gösterdiği performansla adından bahsettiren Akyol, "Nasıl başlarsa öyle gider derler, umarım benim için de öyle olur" temennisinde bulundu.
■
Senaryo geldiğinde ne düşündünüz?
"Çok kaliteli bir iş" dediğimi ve kendimi ne kadar şanslı hissettiğimi hatırlıyorum. Sanki bu rol beni, ben de bu rolü bekliyordum. Parayla satın alamayacağım, en iyi okula gitsem öğrenemeyeceğim bilgiler edindim sette.
■
Karakter özelinde sizi cezbeden şey ne oldu?
Kesinlikle 'Hilal'in çok idealist ve güçlü bir kadın olması, çizgisinden şaşmaması, doğrucu oluşu, cool ve dimdik duruşu. Bayılıyorum 'Hilal'e. Alıştığımız kadın karakterlerin dışında bir karakter. Bana da çok şey öğretti kendisi.
■
'Hilal' anneliği ile işi arasında gidip gelen bir kadın...
'Hilal' çok programlı ve eli kolu her yere uzanan bir kadın olsa da anneliği zayıf kalabiliyor. Neticede bir istihbarat mensubu, zaaf barındıramaz ve duygularının bir kısmını yitirmiş, çoğu zaman duvar gibi gördük onu. Ama kızı onun her şeyi, işindeki sorumlulukları da eklenince omzuna ciddi bir yük biniyor.
■
'Hilal' 'Maraşlı'nın eski eşi. 'Maraşlı'nın 'Mahur'a olan ilgisinden rahatsızlık duymamasını neye bağlıyorsunuz?
Profesyonelliğine, eğitimine ve kızına olan sevgisine. Kesinlikle içten içe kıskandığı doğru ama mantıklı bir kadın 'Hilal', ortada bitmiş bir evlilik ve baki kalan dostluk var.
■
Silahlı sahneleriniz var. Alışabildiniz mi silahlara?
Burak Deniz ve Serhat Kılıç'la oynadığımız bir sahne vardı, o gün oldukça gergindim ama Burak silahı nasıl tutmam ve ne yapmam gerektiği konusunda çok yardımcı oldu bana. İlk aksiyon sahnemdi, ben çok keyif aldım, devamının gelmesini çok isterim. Serhat Kılıç'la oynamanın da şahane bir deneyim olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
DESTEKLENMEK GURUR VERİCİ
■
'Hilal' bir istihbarat ajanı. Duygularını çok iyi saklayabiliyor. Bu anlamda size benziyor mu?
Hayır, ben tam tersi duygu ve düşüncelerimi hiç gizlemem. Ne düşünüyorsam ya da hissediyorsam dan diye söylerim, bu yüzden başımı çok yaktığım da oldu, biraz sivri dilliyim maalesef. Genelde soğukkanlıyımdır, mantığıyla hareket eden sivri dilli biriyim.
■
'Maraşlı'yla tanınırlığınız da arttı. Ne düşünüyorsunuz?
Desteklenmek ve takdir edilmek gurur verici. Paylaşımlarımı bazen Türkçe, bazen İngilizce yapıyorum, hatta neden böyle yaptığımı soruyor Türk takipçilerimiz bana. Yurt dışından da bizi takip eden çok kişi var çünkü... Bir yerde biri beni tanıdığında ne diyeceğimi bilemiyorum, elim ayağım birbirine giriyor. Güzel insanlarla tanışıyorum bu sayede.
■
Kariyerinizde nasıl bir yol izlemeyi planlıyorsunuz?
Dijital platformlarda yer almak istiyorum, belli bir noktadan sonra ülkemi yurt dışında temsil etmek en büyük hedefim.
AİLEM OYUNCU OLMAMI İSTEMEDİ
■
Oyunculuk yapmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında çocukluğumdan
beri oyunculuk
yapıyorum. Sahneye ilk
adımımı 8 yaşında 'Kral
Çıplak' oyunuyla okulda
attım. 15 yaşıma kadar
her yıl bir oyunda yer
aldım, bununla beraber
dans da ediyordum.
İletişim Tasarımı Bölümü'ne
yüzde 100 burslu
girdim ve orada oyunculuk
dersleri aldım.
Oyunculuğu hobi olarak
gördüm çünkü ailem
mesleğim haline getirmemem
için benimle
çok uzun konuşmalar
yapıyordu. Ama hayat
dönüp dolaşıp beni hep
bu alana yönlendirdi.