Uzun süredir Ahmet Kural- Sıla davasından çıkacak sonucu bekliyorduk. Biliyorsunuz, Yerel Mahkeme Kural'a daha önce 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası vermişti. Kural'ın avukatı Sibel Aydın ise karara itiraz ederek bir üst mahkemeye başvurmuştu. İstinaf Mahkemesi ise dosyayı "Tanık tarafından duyulduğu söylenen sözlerin net bir şekilde anlaşılabilir düzeyde duyma imkanı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla olay saatine uygun düşecek şekilde mahallinde keşif yapılması yönünde delillerin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması" nedeniyle kararı kesin olmak üzere bozmuş ve delillerin yeniden toplanması için dosyayı yerel mahkemeye göndermişti.
Ancak bu hafta çıkan karara göre mahkeme, üst mahkemenin bozma kararına uymayarak ve üst mahkemenin keşif talebini yerine getirmeyerek yine aynı cezayı istedi Kural için. Ben de çıkan bu kararı ve sonuçlarını konuşmak için Ahmet Kural'ın avukatı Sibel Aydın'ı aradım.
KARAR KESİN DEĞİL
"Yerel Mahkeme'nin verdiği 1 yıl 4 ay 20 günlük hapis cezası kesin karar değildir" diyen Aydın, bu kararın bozulması için tekrar bir üst mahkemeye başvurduklarını söyledi. Bölge Adliye Mahkemesi'nin, Kural'ın lehine verilen kesin nitelikteki bozma kararına Yerel Mahkeme'nin uymadığını, delilleri yine tam olarak toplamadan karar verdiğini söyleyen Aydın sözlerine şöyle devam etti: "İstinaf Mahkemesi delilleri eksik bularak, bunların yeniden toplanmasını istemiş, dosya içinde bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi'nden alınan Ahmet Kural'ın evinin içinden ses duyulamayacağına ilişkin bilimsel mütalaaya atıf yaparak olay yerinde bulunan iki ev arasında seslerin duyulup duyulamayacağına ilişkin keşif yapılması için kararı lehimize kesin olarak bozmuştu.
Ancak Yerel Mahkeme 2.5 yıl önceki fiziki koşulların şu an mevcut olamayacağı gerekçesiyle, delilleri yeniden toplamayı yani keşif yapmayı reddetti. Biz de Sayın Mahkeme keşfi uygun görmüyorsa, somut olayda çelişki olduğunu ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermenin doğru olmayacağı; kanıtların bir kısmına dayanarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimalin kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiğini, bu ispatın, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ve açıklıkta olması gerektiğini beyan ederek beraat talep ettik.
Ancak yerel mahkeme eski kararının aynısını verdi ve müvekkilimizin cezasını erteledi. İstinaf yolunu açık tuttuğu için de, Yerel Mahkeme'nin bu kararına itiraz ederek tekrar üst mahkemeye aynı gün başvurduk. Üst mahkemenin bu kararı bozacağına inanıyorum." Avukat Aydın'a "Peki, bu davada karar kesinleşirse Kural hapse girer mi?" diye sorduğumda ise şunları söyledi: "Bu karar kesinleşse dahi verilen cezalar ertelendiği için müvekkilim hapse girmeyecek. Ama yargılama sürecinin bitmediğini ve bu kararın kesin bir karar olmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim."