HALBUKİ ÜTÜ KEŞFEDİLELİ BAYA OLDU
Meryem Uzerli de bir markanın davetlisi olarak Cannes'daydı ve Raşit Bağzıbağlı imzalı üç elbise giydi. Gördüğüm kadarıyla şıklık anlamında etkileyici olamadı. Sarı elbisenin rengi yakışmamış. Ama renkten ziyade elbisenin buruşukluğu rahatsız edici. Acaba bavuldan çıktığı gibi mi giyiyorlar bu özel elbiseleri? Ya da bavula bir seyahat ütüsü koymak ne kadar zor olabilir? Halbuki kumaşın üstüne birazcık, fazla değil bir gıdımcık ütü buharı tutmak bile çare olurdu şu görüntüye. Mavi elbisesi ise çok daha iyi. Ama sadece iyi; ötesi yok. Bir markanın partisine ise çiçekli bir elbiseyle katıldı. Partinin ruhuna uymayacak kumaşıyla elbise, tam bir Çeşme Hacımemiş'te akşam yemeğine gitmelik.
YÜZÜ UZADIKÇA UZUYOR
Meryem, değişen fiziğiyle ilgimi çekti. Çenesinin uzamasını ve sivrileşmesini zayıflamasına bağlayanlar var. Oysa Meryem, fazla kilolarını verdikten sonra üçgen yüz moda trendine uymuş ve çenesinin ucuna dolgu yaptırmış. Lakin işin ucunu baya kaçırmış. Ayrıca dudak, burun ve elmacık kemiği bölgesini de elden geçirtmiş.
MARKANIN EN DEMODE MODELİYLE
Hafta boyunca sosyal medyanın en popüler konusu, Cannes'a giden Türk yıldızları ve giydikleriydi. Çünkü Cannes Film Festivali, yıldızlarımızın görünebildiği tek uluslarası kırmızı halı oluyor. Saadet Işıl Aksoy, Cansu Dere, Azra Akın gibi isimlerden sonra karne notumuz epey yükselmişti. Bu sene de notumuz çok iyi ama maalesef rüküşlükte... Son dönemin yıldızlarından güzeller güzeli Bensu Soral, bir markanın davetlisi olarak Cannes'daydı. Kırmızı halıya çıkmadı ama öyle dehşet elbiseler giydi ki, kızcağızın ilk tecrübesi baya kötü oldu. Katıldığı iki etkinlik için seçtiği elbiseler, Selma Çilek imzalıydı. Beyaz elbisesi Dior markasından; aşina olduğumuz sezonun trendlerini yakalamış. Bensu'ya da renk baya yakışmış. Ama elbise, Bensu'nun güzelliğini sabote edecek kadar kötü kalitede. Elbise 38 beden ama Bensu 34 beden! Düşünün; Cannes'a gidiyorsunuz ve giydiğiniz elbise, metresi 12 liradan, multi şifon denilen kumaştan. Beş ay öncesine kadar metresi 7 lira olan bir kumaştan bahsediyoruz. Yan dikişlerin tecrübesizliği, kemerin bolluğu, göğüs kısmının oturmamışlığı... Yani elbisede özensizlik ve rüküşlük adına ne isterseniz var. Sanırsınız ki plaj partisine katılıyor. Geceki davete giydiği yeşil elbise teknik olarak beyaz elbiseden daha başarılıydı. Ama iddialı rengi, okul müsameresi tadındaki modeli ve kalitesiz saten kumaşından dolayı yılın en linç edilen elbisesi oldu. Böylesi bir satenle buluşan rengin, maalesef flaşlar karşısında en ufak bir şansı bile yoktur.
BENSU SORAL'DAN EFSANE SEÇİMLER
Fahriye Evcen'in şansı, kendisini Bensu Soral faciasından sonra görmek oldu. Yaşattığı his adeta, koca çölde kendini birden denizin içinde bulmak gibiydi. Kırmızı halının deneyimli tasarımcısı Georges Hobeika tasarımı ilginç bir elbise seçmiş. İlginç çünkü günümüz trendlerinden uzak, hatta demode bir model diyebiliriz. Elbise gencecik yaşına ekstra yaş eklemiş. Son günlerde kilo aldı ama model o kadar yanlış ki, Fahriye'ye olmayan kilolar da eklemiş. Koldaki degrade geçisi ve üst bölgenin vücuduna oturması hoş olmuş. Ama bel bölgesi, düğmeler ve çift yırtmaç; dikkati dağıtmak için baya etkili. Kırmızı halıda yürüyen birine de el ve ayak tırnaklarının farklı ojelerde olması hiç yakışmamış. Ama genel olarak havasıyla, güzelliğiyle bu sene Cannes'daki Türkler içinde en iyisiydi diyebiliriz. Hani kötünün iyisi.
Bir de anlamadığım bir nokta var: Bensu Soral, Cannes'da ünlü olmayabilir ama Türkiye'de ünlü bir isimdir. Onur konuğu adı altında Cannes'a götürülen bir Türk ünlüsünün, markanın global yüzleriyle yan yana getirilip fotoğraf çektirilmesi ne kadar zor olabilir? Bensu sanki memleketin ünlü bir oyuncusu değil de, Cara Delevigne ile yan yana geldiğinde eli ayağı birbirine girip zafer işareti çakmakla işi kotarmaya çalışan yeniyetme bir blogger.