Ünlü sanatçı Yavuz Bingöl kariyerinde elde ettiği onca başarının ardından geçen yıl dede olma sevinci yaşadı. Bingöl'ün kızı Türkü Bingöl, 2018'de Mert Yüncü ile evlenmiş, 2020'nin nisan ayında da oğlu Aslan'ı kucağına almıştı. Bingöl Ailesi'nin torun sevinci pandemiye denk geldi. Yavuz Bingöl, torununu 3 ay göremedi. "Dede olduğumu torunumu kucağıma aldığımda hissettim. Tarifsiz bir duyguydu" diyen Bingöl'le hem dedeliği, hem eski bayramları konuştuk. Kızı Türkü de anneliği ve oğlu Aslan'ı anlattı.
DEDELİK BAMBAŞKA
Yavuz Bey pandemi yüzünden biraz geç kavuştunuz Aslan'a. İlk kavuşma anında neler hissettiniz?
Evet maalesef pandemi yüzünden biraz gecikmeli kavuştuk. 3 aylık olana kadar göremedim. Kötü bir duyguydu. Pandemi hepimizi çok olumsuz etkiledi. Telefondan görüntülü konuşmak dışında kucağıma alamamıştım. İlk kucağıma aldığım andaki duygularım da tarifsiz. Yaşaması gerekiyor insanın.
Dede olmak nasıl bir duygu? Aslan'ın hayata bakışınızı ne yönde değiştirdiğini düşünüyorsunuz?
Dede olmak bambaşka bir duygu... Kelimelerle ifade edemiyorum. Dede olunca hayatım tabii olumlu yönde değişti. En ufak örnek; canımı sıkan bir olay olduğunda Aslan'ı düşünmek ya da onunla vakit geçirmek beni rahatlatıyor.
Yavuz Bey, bir kız torun da ister misiniz?
Allah nasip ederse bir de kız torunum olsun isterim tabii. Kısmet.
ASLAN'IN KULAĞI ÇOK İYİ
Aslan'la birlikte piyano çalarken video paylaşmıştınız. İlgisi var mı müziğe sizce?
Çocuk yetiştirirken aile yönlendirmesini doğru bulmuyorum. Çok tasvip etmiyorum. Kendi çocukluğumdan da biliyorum. Başka bir şeye yeteneği varsa çocuğun, o ortaya çıkmayabiliyor çünkü. Çocuğun yeteneğine göre bir yaklaşım çok önemli. Aslan'ın müziğe ilgisi çok. Kulağı çok iyi. Ritim duygusunun da kuvvetli olduğunu hissedebiliyorum.
Sizin gibi müzikle ilgilenmesini bir enstrüman çalıp şarkı- türkü söylemesini ister misiniz?
Tabii ki benim gibi müzikle, sanatla ilgilenmesini çok isterim. Çünkü müzisyen olmak çok başka bir şey. İçinde o yetenek ve istek varsa, aileden bir müzisyen ya da sanatın bir başka dalında uğraşan birinin daha çıkması beni çok mutlu eder.
GENİŞ AİLE ÖZLEMİM VAR KARDEŞİM OLSUN İSTERDİM
Türkü Hanım hamilelik süreci ve Aslan'ın doğumu pandemiye denk geldi. Bu süreci nasıl yönettiniz?
Türkiye'de ilk vaka görülüp kısıtlamalar başladığında artık hamileliğimin son 3 haftasıydı. Onun öncesinde şükür çok rahat bir hamilelik geçirdim. Ama pandemi döneminde doğurmak çok stresliydi. 5 Nisan doğumlu Aslan. Tam da vakaların gün be gün arttığı günler... Doğum yaptığım hastanenin iki katı Covid- 19 hastaları için ayrılmıştı. Eşten başka kimse hastaneye alınamıyordu. Annelerimiz, babalarımız, arkadaşlarımız kimse gelemedi. Bizi en çok zorlayan, ailemizden ayrı iki günü hastanede geçirmek oldu. Sonra evimize çıktık ve sokağa çıkma yasakları başladığında lohusalığımı aslında bir bakıma daha kolay geçirebildim diyebilirim. Çünkü eşim de işe gidemediğinden hep evdeydi. Annem ve Mert gerçekten çok destek oldular. Onlar sayesinde beklediğimden çok daha keyifli geçirdim lohusalık sürecimi...
DEDESİYLE KUMLARDA OYNUYOR
Şu an Ayvalık'tasınız. Aslan'la birlikte günler nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz?
Aslan'la günler jet hızında geçiyor. Ayvalık'ta çok mutlu; havuz, deniz, kediler, kuşlar... En sevdiği şeylerin hepsi bir arada. Bahçede koşup duruyor, ben de onun peşinden tabii. Dedesiyle arabaya biniyor, kumlarda oynuyor, suya atlıyor, kedilerin peşinden 'Gel' diye bağırarak koşuyor gün boyu. Çok şükür güler yüzlü, huzurlu bir çocuk Aslan. Ama istemediği bir şey olduğunda tam bir aslan gibi kükrüyor diyebilirim. Ama genel olarak çok tatlı, kızacağımız bir şey yaptığında bile kızmayalım diye direkt bize öpücük atmaya başlıyor, güldürüyor hepimizi, bir anda pamuk gibi oluyoruz.
Sanırım Aslan'ın etrafında döndüğü bir dünya söz konusu şu an?
Evet. Çocukları olan arkadaşlarım, büyüklerim hep söylerlerdi, gerçekten çocuk olduktan sonra bir anda başka bir hal alıyor hayat. Kendinden önce hep onu düşünüyorsun. Yürümeye 3-4 ay önce başladı, konuşmaya tam başladı diyemem, yani cümle kuramıyor ama ufak ufak kelimeler söylemeye başladı. Anne, baba, dede, anneanne, gel gibi...
EŞLER BİRBİRİNE DESTEK OLMALI
Eşiniz Mert Bey bakım sürecine dahil oluyor mu? Alt değiştirme, yedirme giydirme, uyutma gibi konularda başarılı mı?
Eşim özellikle ilk aylar çok destek oldu bana. Aslan'ı emzirip uyutuyordum, sonra Mert beni yatmaya gönderip kendisi Aslan'ın başında nöbet tutuyordu, sonra ben uyanıp onu uyumaya gönderiyordum. Altını da açıyordu, yeri geldiğinde biberonla da besliyordu, gazını çıkarıyordu. Benim yorulduğum yerde kendisi devreye giriyordu. Zaten bebek konusunda anne ve babanın ortaklaşa iş bölümü yapmaları gerektiğini savunuyorum. Anne babaya, baba da anneye hem fiziki hem psikolojik destek verdikçe, o ev daha da huzurlu oluyor ve o huzur da bebeğe kesinlikle yansıyor.
Yeniden anne baba olmayı ister misiniz?
Ben tek çocuk olarak büyüdüm, çok isterdim bir kardeşimin olmasını. O yüzden Aslan'a bir kardeş çok istiyorum. Geniş aile özlemi var içimde. Bence bir ev çocuklarla daha güzel, özellikle kardeşlerin birbirlerine sahip çıktığını, destek olduğunu görmek eminim bir anne baba için de eşsiz bir duygudur. O yüzden tabii sağlıkla olursak, imkânlar dâhilinde o duyguyu umarım biz de tadarız bir gün. Fakat Mert'e şu an ikinci çocuk derseniz anında ortamı terk etmeye kalkabilir...
BEBEKTEN SONRA EŞİMLE İLİŞKİMİZ DAHA SAĞLAMLAŞTI
Çocuk sahibi olmak aile birliğini de kuvvetlendirir, eşler birbirlerinin değerini daha iyi anlarlar. Anne-baba olmak sizin ilişkinizi nasıl etkiledi?
Çocuktan sonra başka bir evreye geçiyor bence ilişki. Daha sağlam, daha huzurlu bir hal alıyor bana göre. Tabii eskisi gibi birbirine vakit ayıramıyorsun, artık tüm planlar çocuk üzerine kuruluyor. Biz Mert'le, Aslan'la beraber oynamaktan, onunla gülmekten, ona seveceği şeyleri almaktan çok keyif alıyoruz. Ama mesela 15 aydır Aslan'ı bırakıp hiç birlikte vakit geçiremedik. Bu bayram ilk defa baş başa tatil yapacağız, o yüzden çok heyecanlıyız. Biraz enerji depolamanın vakti geldi diye düşündük.
BAYRAM BABAMA KAVUŞMAK DEMEKTİ
Üç nesil bir aradasınız. Bayram denilince hafızanızda canlanan şeyler neler? Akraba ziyaretleri, harçlık telaşı vs... Nasıl hatırlıyorsunuz eski bayramları?
Eski bayramların tadı hâlâ damağımda. En büyük heyecanımız tabii ki diğer evlerden şeker toplamaya çıkmaktı. Aile büyüklerinden harçlıklar toplayıp kumbarama atardım. Bir de bayram benim için babaya kavuşmak demekti. Annemle babam ayrı olarak büyüdüğüm için, her bayram tatilinde mutlaka babamın yanına İstanbul'a gelirdim. O yüzden dört gözle beklerdim bayramın gelmesini.
KENDİ HAYATIMI ANLATTIĞIM FİLMİME BAŞLIYORUM
Pandemi sebebiyle müzisyenler uzun süre sahnelerden uzak kaldı. Siz bu süreci nasıl geçirdiniz? Bir sinema filminiz olmuştu, öyle değil mi?
Evet. Pandeminin ilk günlerinde sosyal medya hesabımdan konserler yapıyordum, uzun süre devam ettirdim. Ramazan girince haftada bire düşürmüştüm. Maalesef müzisyenler zor günler geçirdi. Konsere çıkmayı, sahne almayı çok özledim. 'Akif' filmini bitirdim, filmde Mehmet Akif Ersoy'u oynadım. Benim için çok önemli bir gurur kaynağı oldu. 24 Eylül'de sinemalarda olacak inşallah.
Onun haricinde yeni projeleriniz var mı?
Hep yapmayı istediğim kendi hayatımla ilgili film projeme de start vermeyi planlıyorum.
YAŞLILARIMIZ BAŞIMIZIN TACIDIR
Siz nasıl yaşardınız bayramları?
Çocukluğumuzun bayramları daha anlamlı ve güzeldi. Mahalledeki çocuklarla evleri paylaşır, komşularımıza gidip kapı kapı dolaşıp şeker toplardık. Gün sonunda bir torba şekerimiz olurdu. Çok büyük sevinç yaşar, bayramın tadını çıkarırdık. Eskiden güven vardı, herkes birbirini tanırdı. Türk toplumunda büyüklerimizi saymak çok önemlidir. Bizde de öyledir. Yaşlılarımız başımızın tacı, pandemide bunu bir kez daha gördük. Yurt dışındaki yaşlılar bakım evlerinde can verdiler. Biz önce onları korumaya çalıştık. O yüzden her zaman büyüklerimizin elini öperek başlarız bayrama.
BESTELERİMİ ANI OLARAK BIRAKACAĞIM
Dede olmak müzisyen kimliğinizi de besledi mi? Örneğin onun için yazdığınız bir şarkı, türkü var mı?
Torun sahibi olmak müzisyen kimliğimi de iyi yönde etkiliyor tabii. Biz müzisyenler zaten duygusal insanlarız ama Aslan'ın varlığı başka bir duygusallık seviyesine taşıdı beni. Onun için yazdığım birkaç dize var ama daha bestelemedim. İleride ona anı olarak bırakmak istiyorum bestelerimi.