"Erkenci Kuş" dizisindeki 'Güliz' karakteriyle yıldızı parlayan ünlü oyuncu Sibel Şişman, Sabah TV'ye özel açıklamalarda bulundu. Oyunculuk aşkının çocukluk yıllarından geldiğini belirten Şişman, 10 yaşında bu mesleği yapmaya karar verdiğini açıkladı. Hiçbir paraya mesleğini değiştirmeyeceğini belirten Sibel Şişman, açıklamalarıyla gündeme damga vurdu. İşte röportajın detayları…
-Hayat nasıl gidiyor, nasılsın iyi misin?
Güzel gidiyor, bu ara biraz dinlenme sürecindeyim. Spor yürüyüş böyle gidiyor.
-Bu kariyer yolculuğu senin için ne zaman başladı, oyuncu olmaya ne zaman karar verdin?
İlkokuldayken okulda kurslar vardı. Annemle babam çalıştığı için her kursa gittim. Sonra tiyatro kulübü açıldı. Ben sürekli çocuk oyunlarına gidip geliyordum ve büyüleniyordum. O zaman karar verdim, dedim ki 'ben oyuncu olacağım'. Kurslar için de aileden imza gerekiyordu, ben de aldım kendim attım imzayı.
-İzin vermezler diye mi düşündün?
İzin vermezler diye değil de bir an önce ilk ben kayıt olayım diye (gülüyor). Çok heyecanlandım. Liseye kadar da hep okul tiyatyosundaydım. Böyle devam etti.
-Ekran yolculuğu nasıl başladı?
Mezun olacağım yıl çok kaygılıydım. Tiyatro devam ediyor ama bir yandan da para kazanmam lazım diye düşünüyorum. Sonra çok istediğim, çok güzel bir iş denk geldi; 'Yılanların Öcü'. Onunla birlikte başladım yani.
İÇİNDEYKEN FARK EDEMEDİK!
-Oyunculuk kariyerin tiyatroya dayanıyor ama ekranda yaptığın işlerle büyük çıkışlar yakalandın (Farklı Desenler, Yılanların Öcü, Siyah İnci). Özellikle "Erkenci Kuş" dizisi geniş bir hayran kitlesine sahipti. O süreç senin için nasıl gelişti biraz bahseder misin?
Erkenci Kuş çok güzel bir süreçti. Biz içindeyken bunu çok fazla fark etmiyorduk açıkçası. Tam pandemi öncesi çok güzel bir süreçmiş. Zaman geçtikçe değerini daha iyi anlıyorum. Siyah İnci bittikten sonra aynı yapım şirketinin yaz işi yapacağı duyulmuştu. O ara iki karakter arasında gidip geliyorduk, Güliz'e karar verdik. Güzel başladık, ekip de çok güzeldi.
-"Erkenci Kuş"un dünya çapında bir hayran kitlesi vardı. Nasıl geri dönüşler alıyordun?
Özellikle İtalya'dan güzel geri dönüşler alıyorduk. Ve şöyle söyleyeyim; hiç kötü bir yorum almadım.
ÜZERİME YAPIŞIR DİYE DÜŞÜNÜYORDUM
-Şöyle bir sosyal medyanı inceledim, fotoğraflarının altına hala 'Güliz' yazanlar var. Bir karakter ile hafızalara kazınmak seni rahatsız ediyor mu? Yoksa aksine mutlu mu ediyor?
Yani tabii hoşuma gidiyor ama şöyle de bir şey var; Sibel bu karakteri iyi oynadı, diğer işlerde de böyle olsun gibi bir algı oluyor. Bir oyuncu için tek bir karakter ile anılmak çok hoş bir şey değil bence. Yılanların Öcü'nde de aslında tam tersi köylü bir kızı oynuyordum. Aslında ben o benim üzerime yapışır diye düşünüyordum. Ama o dönem sosyal medyayı iyi kullanamıyorduk.
-"Seni Çok Bekledim" de güzel bir işti ama ekran yolculuğu kısa sürdü. Sence neden?
Aslında çok heyecanlı ve yüksek başladık o işe. 13 bölümlük o süreç çok güzel ilerledi. Ben senaryosal etkilerin olduğunu düşünüyorum. İyi reyting alır diyordum şaşırtmıştı beni.
-Son olarak da "Aşk Mantık İntikam" ile gördük seni ekranlarda. Var mı yeni projeler?
Umarım. Birkaç tane var böyle görüştüğüm, bakalım.
-Şimdiye kadar hayat verdiğin karakterlerden biri olarak hayatına devam edecek olsan, hangisini seçerdin diye merak ettim?
Ay hiçbiri, yapamazdım herhalde. Yine de şöyle söyleyeyim; o Güliz'in enerjisiyle devam edebilirdim çünkü o konuda biraz ortak yönlerimiz var. Çünkü ben de o kadar yüksek enerjili bir insanım.
-Bunca projenin içinde bizimle paylaşabileceğin bir set anın vardır diye düşünüyorum…
22 yaşındaydım. Yılanların Öcü setindeyiz. O dönem zayıflamaya çalışıyorum. Tamam dedim kilo veriyorum. Hiçbir şey yememeye başladım. Karavandaydık, dedim ki 'ben şu anda bayılıyorum korkma tamam mı?' dedim ve yığıldım.
-Peki biraz da seni tanımak adına senden konuşalım isterim. Hayatından neyi çıkarsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsün?
Neşe diyebilirim. Hayata karşı olaylarda genellikle mizahla karşılık veririm. Bu enerjimi yitirirsem çok mutsuz bir insan olurum. Çok da keyif almam yaşamaktan. Biraz öyle bir insanım. Pozitif bakmaya çalışıyorum.
-Kendinle barışık biri misin? Değiştirmek istediğin fiziksel bir özelliğin veya bir huyun var mı?
Evet barışık biriyim. Ama kararsızlık huyumu değiştirmek isterdim. Çok fazla kararsızım. Bu huyumu gerçekten değiştirmek isterdim. Fiziksel olarak da şu burnumdaki kemiği istemezdim. Biraz daha uzun boylu olabilirdim mesela.
-Bir proje için 30 kilo alacaksın deseler alır mısın?
Projesine bağlı ya. Kimin dediğine, senaryoya bağlı. Doktor kontrolünde yaparım.
AŞKI ÇOK GERÇEKÇİ BULAMIYORUM!
-Peki biraz da aşk konuşalım. Sence aşkın tanımı yapılabilir mi?
Çok kişisel bir şey bence. O ilk heyecan aşk dediğimiz şey. Onu kaybedince olmuyor sanki. Bence en önemli şey arkadaş olabilmek. Bağ kurabilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çok gerçekçi bulamıyorum.
KISA SORULAR
-Karşı cinste ilk dikkat ettiğin şey genellikle ne olur?
Bakışları. Ama sonra zekası. Bir kelimeyi bile yanlış söylese 'o öyle değil' diyesim geliyor. Bir de gülerek söylüyorum, keşke gülmeden söyleyebilsem. Onu da belli edemiyorum.
-Hiç unutamadığın bir doğum günü anısı var mı?
Benim doğum günlerim hep kötü geçti. Bir hüzünlü geçti bilmiyorum. Özellikle 20 yaşımdan sonra hep böyle bir hüzünlü geçti. Bir de çok sevmiyorum ben kutlamayı. En son 2017-2018 yıllarında kutlamışımdır. Büyük organizasyonlar bende hiç yok.
-Yakışıklılık/güzellik avantaj mı, dezavantaj mı?
Avantaj olabilir ama bence dezavantaj da olabilir. Yerine göre değişen bir şey. Tabii ki hayatta bunun da bir önemi var. Özellikle bizim işimizde.
-Takıntı derecesinde bir huyunuz/özeliğiniz var mı?
Yok herhalde ya. Çok büyük takıntılarım yok. Hemen uyum sağlayabiliyorum. Film izleme takıntım olabilir ama, eskiden kalan şeyler bunlar okul zamanından kalan.
-Romantik biri misin?
Değilim. Gülerim ben ya. Bizim okulda mesela şiir çok önemliydi. Tabii şiir okumayı çok severim ama karşımdaki biri şiir okusa çok gülerim (gülüyor).
-Cimri biri misin?
Ay keşke biraz cimri olsaydım (gülüyor).
-En çok neye para harcarsın?
Bu ara özellikle ansiklopedi alıyorum.
-Stalk yapar mısınız?
Zaten takip ettiğim insanları ettiğim için.
-Eski sevgilini filan stalk'lar mısın?
Yok. O enerjiye girmek istemiyorum. Özellikle bakmam. Öyle huylarım da var. Tabii ilk ayrılık sonrası merak ettiğim dönemler oldu ama ne gerek var? Kendimi o alana sokmak istemiyorum.
-Geçmişe mi gitmek isterdiniz, geleceğe mi?
Anda kalayım ya. Şu an güzel. Ama geçmişe gidip birkaç şeyi düzeltip bu ana gelmek isterdim.