Tenis kortlarının yıldızı Maria Sharapova, WTA Championships'teki iki karşılaşmayı kaybettikten sonra yarışmadan çekildiğini açıkladı. Ama İstanbul'dan da ayrılmadı.
Ve salı gecesi W Otel'de bir davette karşımıza çıktı.
Altı yıldır tanıtım elçisi olduğu dünyaca ünlü saat markası TAG Heuer'ın yeni ürününün lansmanı için seyahati uzamıştı...
Geldi, saati tanıttı, kısa bir konuşma yaptı, fotoğraflar çekildi ve gece 00.30'da Moskova'ya uçtu... İşte dünyanın en ünlü, en seksi, en güzel ve en çok kazanan tenisçisi ile ilgili küçük notlar:
Başarı kesinlikle insanı seksi gösteren bir şey. Ve tabii, bu kız kortlarda daha seksi... Karşılaşmalarda 100 desibeli aşan çığlıkları yüzünden uyarı bile alan tenisçi, bu lansman davetinde uslu bir kız çocuğu gibiydi. Yani o yırtıcılıktan eser yoktu...
YEMEKLERE BAYILMIŞ!
Tüm kadınlar bacaklarında selülit olup olmadığını merak etti.
Boş zamanlarında alışverişe çıkmış, Bebek'te dolaşmış, yemeklere bayılmış. İnsan 25 yaşında olunca; hayatı deli-dolu yaşamak ister. Ama Sharapova için bu pek de mümkün değil.
Her gün 5 saat antreman yapıyor.
Ve ben de soruyorum; "Peki bu kadar çok disiplinli çalışma nedeniyle hayatında neler eksik?" diye... "Arkadaşlarım ve ailemden uzak kalıyorum" diyor. Üzerinde fuşya rengi bir elbise ve ayağındada da Giuseppe Zanotti stilettolar var... Ne de olsa aynı zamanda bir moda ikonu.
Modayı yakından izlediğini ve sevdiğini söylüyor. "Peki" diyorum, "En çok ne yapmak istersin?... Yapmak isteyip de yapamadığın ne var?" "Uzun yıllardır tenis oynuyorum.
Ama en çok iyi bir anne olmak istiyorum..." diye yanıtlıyor...
Sonra fotoğraf çektirmek için ayağa kalkıyoruz. O an dünya başıma yıkılıyor. Boyum kısa sayılmaz, ayağımda da topuklu ayakkabılar ama Sharapova'nın yanında yavrusu gibi kalıyorum...
Evet, dikkat çekici bir kadın...
Ama dedim ya; Sharapova'yı kortta izlemek daha heyecan verici... Ve kortta kesinlikle daha dikkat çekici...