Pek çok iddialı dizi, doğru dürüst final bölümü bile çekemeden, apar topar yayından kaldırıldı. Sultan, Uçurum, Kötü Yol, Esir Şehrin Gözyaşları buhar oldu. Sırada 'suyu kaynayan' daha pek çok yapım var. Yani diziseverleri hüsran ve öfke dolu yeni dakikalar bekliyor.
Peki sezon başında yeni başlayan diziyi izlemeye başlayıp sonradan 'iyot gibi' ortada kalan izleyiciye ne olacak?
Düşünün, kitapçıya gidip bir roman almışsınız. En özel zamanlarınızı ayırıp okumuşsunuz ama kitabın son 50 sayfası eksik...
Ne yaparsınız?
Kitapçıya gidip hakkınızı ararsınız değil mi?
Peki dizisi yarıda kesilen izleyici ne yapacak?
İZLEYİCİ SÖZLEŞMESİ ŞART
Kanalların izleyici temsilcileri Allah'lık. RTÜK'ün ise uğraşacak daha önemli meseleleri var(!) Tüketici Hakları Derneği'ne başvursalar, yasal dayanakları yok çünkü yayın yapan özel televizyon kanallarının henüz ne frekans tahsisleri, ne yayın yetki belgeleri var. Yani hukuki açıdan 'kaçak' yayın yapıyorlar. Tıpkı korsan aldığınız kitabın sayfaları eksik çıkınca nasıl hukuki takibat yapamıyorsanız, televizyonda da durum aynı...
Dizi yapımcılarıyla oyuncular, prodüksiyon şirketleri ile kanal yönetimleri arasında ağır maddi tazminatlar içeren sözleşmeler yapılıyor. Herkes birbirini sözleşme maddeleriyle adeta prangaya vuruyor, kımıldatmıyor. Peki izleyiciye sezon başında davul zurna ile taahhüt edilen 'dizi izleme keyfi' kanal yönetimleri tarafından tek taraflı olarak feshedilince ne oluyor? Hiç... Öyleyse, bir dizinin en az 13 bölüm olması, nihayetinde ara final ya da final yapılması da sözleşme ile garanti altına alınmalı.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Televizyon izlemek bedava... İzlemeseydi o zaman..."
Hayır efendim, kazın ayağı hiç de öyle değil. Ticarette, müşteri velinimettir. Televizyonda da 'müşteri', izleyicinin ta kendisidir. Sizin dizinizi izlemezlerse reyting alamazsınız, reyting alamazsanız reklam alamazsınız, reklam alamazsanız nefes alamazsınız.
Nefes filminin başındaki 'Sen uyursan, herkes ölür' repliği gibi oldu belki ama durum aynen budur. Böyle olunca da kazancı, kârı, reklamı sağlayan 'seyirci' de 'sadece olayı seyreden kişi' olmaktan çıkar!
EKMEK TEKNESİNE TÜKÜRMEK
Son zamanlarda pek çok iddialı prodüksiyon ekranda tutunamıyor. Dizilerin genel reytingleri giderek düşüyor. Bunun pek çok teknik, psikolojik ve sosyolojik nedeni var ama bana göre en önemlisi, sektörün yaşadığı 'güven' kaybı.
Seyirciyi adam yerine koymamak, balık hafızalı saymak, sağılacak inek gibi görmek, tam anlamıyla 'ekmek teknesine tükürmek'tir.
Kamyonun duvara toslamasına 100 metre kaldı.
Yok mu el frenine asılacak birileri?