Televizyon izlemek, eğlenceli olduğu kadar çelikten sinir gerektirecek zorlu bir hobi haline de geldi.
Okurumuz Esra Maden, günümüzde televizyon seyirciliğinin ne kadar zorlu bir 'zanaat' olduğu gerçeğine değinmiş:
"Merhaba Yüksel Bey; öncelikle sizi televizyonun vahim halini takip etmenizden, objektif bir şekilde yorum yapabilmenizden ve çelik gibi sinirlere sahip olmanızdan dolayı kutlarım...
Ben maalesef sabır eşiği çok da yüksek olmayan bir insanım. Fakat; beni zıvanadan çıkaranlar, sabır taşını bile çatlatır. Müsaadenizle şikayetlerimi sıralayayım:
Yaz geldi diye, sezon bitti diye bizim insanlığımız da mı bitiyor?
İlk yayınlandığında bile tek bir bölümünü izlemediğim; Doktorlar, Cennet Mahallesi, Pis Yedili, Arka Sokaklar, Akasya Durağı ve şu anda aklıma gelmeyen, artık fragmanına bile tahammül edemediğim onlarca dizi insanın sabrını sınarmış gibi tekrar tekrar yayınlanmakta.
Ya izleyeceksin ya da izleyeceksin deniyor. Yaz tatiline çıkamayanlar, işi gücü olanlar bu eziyete katlanmak zorunda mı? Evet sezon sonu, dizinin devamı olmaz; tekrara gidilir anlarım ama eski dizilere ne oldu?
Yayınlasınlar İkinci Bahar'ı, Küçük Ev'i, Süper Baba'yı... Klişedir ya "Ben dizi izlemem, belgesel izlerim..." TV yöneticileri sayesinde artık bu sözü söylersem yalan olmaz.
YA İÇMEYENLER?
Sigara sağlığa zararlı, ölümcül etkilere sahip vesaire vesaire... Artık konuşmaya başlayan her çocuğun bile bildiği ve söylediği bir şey bu.
Aklı baliğ olmuş, sigara almaya maddi olarak gücü yeten, içebilmeyi beceren bir insanın televizyonda yayınlanan kamu spotlarından etkilenip de "Artık ben sigarayı bırakayım" demesi bence çok da olası değil.
Herkesin aklı var, fikri var, hür iradesi var. "Ben paramla kendimi zehirlerim, nasipte de varsa sigara yüzünden ölürüm" derse birisi, ona söylenecek söz yok.
İçenler açısından durum bu...
Peki içmeyenlerin suçu ne?
Günün olur olmaz saatlerinde yayınlanan, kalpten çıkarılan bir damarın içindeki o garip birikimin sıyrılarak dışarı çıkarılmasını ben kahvaltı yaparken ya da eş-dost sohbetinde bir anda karşımda görmek zorunda mıyım?
Deli gibi kumandaya sarılıp o sahneden kaçmaya çalışıyorum. Gece yarısından sonra yayınlanan korku filminde, +18 ibaresi köşede dururken herhangi bir vurulma sahnesini mozaikleyen zihniyet, bu kamu sporunda o damarın korkunç görüntüsünden neden rahatsız olup herhangi bir tedbir almıyor acaba?
Yani sabır testi mi bu yapılan eziyet? Eğer öyleyse ne zaman bitecek ve mükafatımız ne olacak?
Saygı ve sevgilerimle..."