Bir filmin afişinde Şener Şen ile Yavuz Turgul'un isimlerinin yan yana bulunması bile o yapım için tek başına olumlu bir referans oluşturmaya yeter. Muhsin Bey, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Eşkıya, Gönül Yarası... Hepsi de sinema sanatı adına damağımda unutulmaz tatlar bırakan yapımlardı. 'Yılın filmi' diye lanse edilen Av Mevsimi'nin galasına da aynı heyecan ve hevesle gittim. Hayır, hayal kırıklığına uğramadım. Ama... Ama Yavuz Turgul-Şener Şen ikilisinin daha önceki ürünlerinde yüreğime ve hafızama kazınan sahnelerden, duygulardan pek çoğunu bulamadım. Yavuz Turgul büyük bir yüreklilik gösterip sinemamızda herkesin cesaret edemeyeceği polisiye tarzına soyunmuş. Ama ne yalan söyleyeyim, bu deplasman ona pek yaramamış. Yine duyguları öne çıkaran kurgu, diyalog ve sahneler var ama polisiyeyi asıl cazip hale getiren, sürprizlerdir. Av Mevsimi yeterince sürpriz içermiyor. Filmin ortasında hemen herkes cinayetin neden ve kim tarafından işlendiğini 'şıp' diye anlayıveriyor. Ben o malum sahneden başlayarak, filmin sonuna kadar yerimde kıvranıp durdum. "Allahım, sürpriz bir final olsun da yanılayım, ters köşeye yatayım, vay be bu hiç aklıma gelmemişti diyeyim" diye dua ettim. Ama öyle olmadı. Film, salonun yüzde 95'inin öngördüğü şekilde sonlandı. Bu durum, bir gerçeğin altını bir kez daha kalın çizgilerle belirliyor: Senaryo her zaman başroldedir! Senaryonuz kötüyse, en iyi oyuncular bile işi kurtaramaz... Buna rağmen Şener Şen'i perdede izlemek, sinemaseverler için gerçekten de büyük bir ayrıcalık. Hele yılların aktörü Çetin Tekindor ile oyunculuk düeti yaptıkları sahneler kesinlikle izlenmeye değer. Ama keşke Tekindor, Adana ağzı konusunda biraz daha mesai harcasaymış. Şener Şen'in bana göre en büyük şanssızlığı ise filmin, televizyondaki reklam kampanyası ile aynı döneme rastlaması. Bizim dedektif, olay yerinde inceleme yaparken, bir anda kameraya dönüp, "Mümkünlü'de her şey mümkün" diyeceğini sanıyor insan... Cem Yılmaz'a gelince... Tüm iyi niyetine ve çabasına rağmen, filmdeki varlığı ne yazık ki promosyon olmaktan öteye gidememiş. Ama söylediği Lazca türkülere bayıldım. Gösterimden sonra soluğu iki sıra arkamda oturan sevgili Arif Sağ hocanın yanında aldım. "Nasıl buldun Cem'in türkülerini?" diye sordum. Elinde puan kartonları olsa, 8'i kaldıracağını anladım. Arif Hoca'dan 8 puan... Az mı? Özetle; Av Mevsimi, ortalama sinema seyircisinin beklentilerini karşılayacak bir yapım olmuş. Ama polisiye konusunda seçici olanlara hitap edip etmeyeceği konusunda tereddütlerim var. Zira ben Yavuz Turgul'un namlusunun ucuna tüm arzumla geçmeme rağmen Av Mevsimi'nde bir türlü avlanamadım... Ve son söz: Bu filmi mutlaka görün... Nedenini merak edenler, aşağıdaki yazıyı okusunlar lütfen...