Engin Hepileri, projelerin aranılan oyuncularından. Tiyatro onun için gençlik yıllarına uzanan bir tutku. Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde öğrenim görürken oyunculuk aşkı içine düşmüş. Okulda önce tiyatro kulübünde çalışmaya başlayan ünlü oyuncu, ardından da profesyonel olarak mesleğini izleyiciyle buluşturmaya başladı.
'HAYATIMI ADADIM'
Hepileri, "Oyunculuk yapmaya lise yıllarında başladım. Tiyatro kulübü açılınca orada pekişmeye başladı her şey. Tiyatroyla tanışınca sanatın her dalıyla ilgilenmeye başladık. Dekor, kostüm, ışıkla tanıştık. Orada sahneye çıktığımız büyülü olan konferans salonunda hiç unutmayacağımız şeyler yaşadık. Lise 2'nin başında konservatuvara gitmeye karar vermiştim. Bunun için 2 sene çalışmıştım. Devlet tiyatrosunda figürasyon yaptığımız zaman bile parçalarımızı gösteriyorduk hocalara. Çok çalıştık. Çok istediğimiz bir şeyin içinde olduk. Yıldız Kenter'le çalışmayı çok istedim ve oldu. Değerli bir yoldu. Hayatımı buna adadım" diye konuşuyor.
'HİÇ YETİNMEDİK'
Oyunculuk eğitimi almanın öneminden bahseden ünlü oyuncu, "Konservatuvardayken derdimiz daha fazla tecrübe kazanmaktı. Hiçbir zaman yetinmedik. 4 sene boyunca okulda aldığımız eğitim bize disiplin getirdi. Bu disiplin zaten tiyatronun genelinde var. Gelmiy miş geçmiş en değerli hocalarla çalıştık. Genç, uçarı ve bazen çok bilmiştik ama onlardan çok şey öğrendik" diyor. Yıldız Kenter'in öğrencisi olduğunu söyleyen Hepileri, usta hocadan aldığı hayatının dersini şu sözlerle anlattı: "Bir Yaz Gecesi Rüyası oyunundan kolaj yapıp hocalarımıza sürpriz yapmak istedik. Kumaş alıp kostüm diktik. Prodüksiyon yaptık. Sonra bir arkadaşımız 'Nasıl buldunuz?' diye sordu. Yıldız hoca bakıp 'Çocuklar dekor çok güzeldi' dedi. Biz oradaki dersi aldık. Oyunculuk mesleği üzerine çok çalıştık. Dekoru, kostümünü her şeyi yapıp o zamandan beri bu işin ne kadar özenli yapılması gerektiğinin farkındaydık."
'BANA YAKIŞAN SAHNEDE OLMAK İSTERİM'
Her oyun öncesinde özenle sahneyi hazırladıklarını anlatan Hepileri, "Bazı salonlara girince ben dekor kurulduğu zaman önce seyirci koltuğuna oturup bakıyorum. Bana ve ekibime yakışacak olan sahneyi görmek istiyorum. Oradan bir kablo sarkıyorsa onu saygısızlık olarak görüyorum. Hemen düzelttiriyorum. Çok zor şeyler değil. Orayı en iyi şekilde hazırlamak seyirciye olan saygıyı gösteriyor. O günkü hazırlığınızdan tutun da, sabah nasıl uyandığınız, o gün yediğiniz yemeğe kadar her şey önemli. Seyirci bunu hissediyor. Sen değer veriyorsan onlar da veriyor" diyor.