Emmy ödüllü Anthony Bourdain işini iyi yapıyor; hem entelektüel, hem şef, hem de meraklı bir gurme. Bizim Vedat Milor, keşke kendini tekrar etmeyi bıraksa da Bourdain'i örnek alsa. Bourdain'in ülke ülke dolaştığı 'No Reservations' serisi, genelde yeme içmeye dönüktü, Serra Yılmaz'ın olay yaratan esprisinin yayınlandığı seri 'Parts Unknow' ise yemek ağırlıklı değil, daha politik ve kıyıda köşede kalmış konulara değiniyor.
Bourdain; programda İstanbul'u gezdiği bölümde, Serra Yılmaz ve Gündüz Vassaf'la birlikte bir çilingir masasına oturmuş Türk mezelerinin ve rakının tadını çıkarırken "Türk olmak nasıl bir şey?" diye sormuş. Vassaf da sanki ara gazı verir gibi "Serra, sen Türk müsün?" diye gülerek soruya soruyla karşılık vermiş. Yılmaz da "Evet, Türk'üm ama bu benim hatam değil" diye yanıt vermiş ve gülmüş.
ESPRİ YAPTI AMA...
Vassaf o ara gazı vermese belki de Yılmaz uzun uzun anlatacak Türk olmanın nasıl bir şey olduğunu. Hikayenin sonrasını hepiniz biliyorsunuz; başta programın yayınlandığı ABD'deki Türkler bu açıklamaya tepki gösterdi. Bizim Twitter ahalisinden Yılmaz'a çok kızanlar da var, 'Aslında o sadece espri yaptı' diyenler de...
Aslında ortada çok büyütülecek bir mesele yok, Yılmaz da dalga geçmediğini açıklamış: "Irkçı olmayın, kimse doğduğu yeri seçmez ve bu yüzden de yerilmez anlamında espriydi bu sadece. ABD'li, Fransız ya da herhangi biri bu espriyi anlıyor, gülüyor. Sadece bizler yanlış anlıyoruz" diye bir açıklama yaptı.
Yılmaz'ın daha önce de tepki çeken açıklamaları oldu. Türkiye'ye gelen Papa Francisco'nun çevirmenliğini yaptı diye haksız yere Hristiyan olmakla suçlandı. Elbette Yılmaz da espri yaparken daha dikkatli olmalı, sonuçta o aynı zamanda bu ülkeyi temsil ediyor.
Yılmaz Türkiye'ye gelen birçok dünya liderinin tercümanlığını yaptı. Türk olmaktan memnun olmayan biri bu işi layıkıyla, severek yapmaz herhalde! Özetle büyütülecek bir mesele yok! Yılmaz bundan sonra esprilerinde daha dikkatli olursa, her lafa, espriye de kazan kaldıranlar olmazsa, gül gibi geçinip gideriz!