Geçenlerde bu sütunlarda cep telefonunu kapatmayan, üstüne üstlük kendilerine itiraz eden yolcuları döven apron magandalarının terörüne değinmiş ve sorgularından sonra serbest bırakılmalarının hukuki sonuçlarını irdelemiştim.
Bu yazıya büyük destek geldi.
Okurlarımızdan Dr. Faruk Günören de aynı yazıyı eksen alarak, olaya farklı bir yorum katmış.
İşte duyarlı okurumuzun tespitleri:
"Sayın Yüksel Aytuğ, 'Yok Devenin Nalı' başlıklı yazınız için size çok teşekkürler ediyorum. '...serbest bırakıldı' lafı vicdanımı sızlatıyor. Bu konuda SABAH'ın verdiği haberleri not ediyor ve bunları gazeteniz sorumlularına gönderip bence kanayan yara haline gelen bu 'serbest bırakılmalara' bir reaksiyon gösterilmesini rica etmeyi planlıyordum.
Yazınızı okuyunca size SABAH'ın sadece tek bir gününün (02.01.2013) haberlerinden örnekler göndermeye karar verdim.
'Beni ölümün kucağına atmayın...' Cezaevinden izinli çıkıp kendisini ağır yaralayan eski eşinin serbest bırakıldığını öğrenen iki çocuk annesi koruma istedi. (Not: Kadıncağızın fotoğrafını buraya kopyalayamadım. Eğer bakarsanız yüreğiniz sızlayacaktır)
İstanbul'da 103 tacizci yakalandı... Taksim, 200 kamerayla takip edildi... Haklarında şikayetçi olunan 16 tacizci ile ilgili işlem yapıldı. Şüpheliler serbest bırakıldı.
Karı kocaya milyonluk kaçak içki baskını.... Yapılan baskında değişik markalara ait 5 bin 200 şişe kaçak içki, 4 bin paket sigara ve puro, binlerce kullanıma hazır bandrol ile ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Şüpheli çift V.K. ve G.K. gözaltına alındıktan sonra savcılıktan serbest kaldı.
Fazla söze hacet var mı?
Belki siz bunları paylaşıp hiç olmazsa konunun daha fazla göz önüne gelmesini sağlayabilirsiniz diye yazıyorum.
Saygılarımla..."