BEST model of Turkey 2015 birincisi olan Yılmaz Kunt, ekranların aranılan isimlerinden biri. Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Kunt, ekranlarda bir kariyer hedefledi. 2016 yılında ilk dizisiyle izleyiciyle buluşan Kunt, başarılı projelerde seyircinin karşısına çıktı. Bir dönem atv'de oynadığı 'Bahtiyar Ölmez' dizisindeki rolüyle de adından söz ettirdi.
Renkli sanat dünyasında her zaman güler yüzüyle görmeye alışık olduğumuz oyuncunun, aslında oldukça hüzünlü bir hikayesi var. Yakışıklı oyuncu, delikanlılık döneminde hayatının en travmatik olayını yaşadı. 18 yaşında babasının kaybıyla tüm dünyasının değiştiğini söyleyen Kunt, o güne geri döndü... Kunt o günü gözleri dolarak şöyle anlattı:
"Sizlerle yaşadığım kayıptan sonraki büyük travmamı paylaşmak istiyorum. İnsan elindekinin değerini kaybettiği zaman anlıyor, bunu söylediklerinde bana pek anlamlı gelmiyordu ama hayatınızdan sizin için en önemli kişi gidince bu söz ayrı bir anlam kazanıyor... Hem de 18 yaşında... Bir erkek çocuğu için babasını kaybetmek anlatamayacağım kadar kötü bir duygu. Üstelik bunu okuldayken bir telefonla alıyorsunuz."
Sıradan başlayan bir günün kendisi için faciaya dönüştüğünü belirten Kunt, babasının hastaneye kaldırıldığını okuldayken öğrenmiş ve yaşadığı şokla dünyası yıkılmış. Bir anda aldığı haberle donakalan genç oyuncu, şöyle devam etti: "Babamın hastanede olduğunu 'Hemen gelmen gerek, babanı acile kaldırdık' diye gelen bir telefon konuşmasıyla öğrendim. Böyle ani bir şekilde durumu öğrenince garip geliyor ama asıl travmam bundan sonrasında oluştu. O telefonu aldıktan sonra babamı ameliyata almışlar ve ben yetişemedim ve ben oraya gidemeden hayatını kaybetti babam. Bu olay içimde hep bir boşluk yarattı. Aklımda her zaman 'Acaba ameliyata girmeden onu görebilseydim bana ne diyecekti?' sorusu dönüp durdu. Hâlâ bu soru sık sık aklıma gelir."
'Sevdiklerinize asla geç kalmayın'
Yaşadığı zor günlerin ardından sekiz yıldır hep içindeki o soruya cevap aradığını söyleyen oyuncu, "Sevdiklerinize asla geç kalmayın" diyerek şöyle devam etti: "Arkanızdaki yıkılmaz, sarsılmaz ve sırtınızı dayayabileceğiniz o dağ gidince kendinizi çok yalnız, çıplak ve savunmasız hissediyorsunuz. O yüzden hiçbir şeyi beklemeyin, çünkü yarın her şey için geç olabilir."