Oğuzhan Balcı'nın orkestra şefliğini üstlendiği, Dilek Türkan'ın solist olduğu 'Şarkıların Cumhuriyeti' konserinde notalara dökülmüş ve makamları kayıt altına alınmış eserlerin yanı sıra, ilk radyo yayınında seslendirilen besteler ve Cumhuriyet döneminin Türk müziği eserleri seslendirilecek. Konserde Türkan'a geleneksel Türk müziği topluluğu ile birlikte bir senfoni orkestrası eşlik edecek. Türkan, konser fikrinin nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle dile getirdi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı olması sebebiyle 2023 bizler için ayrı öneme sahip. O günden bugüne Türkiye'nin geleceğine dair ekonomik, sosyal ve kültürel planlamalar hayata geçirilmeye çalışılırken herkes payına düşeni yapmaya ve bu reformları uygulamaya çalıştı ve bu gayret bugün de devam etmekte. Şarkıların Cumhuriyeti konseri bu fikirle ortaya çıktı. Empati yaptığınızda kendi alanınızda o dönemi yaşayan sanatçılarla bir bağ kuruyorsunuz ve hiç görmediğiniz icracıları, hiç yaşamadığınız bir dönemi anlamaya çalışıyorsunuz. Yazılı kaynaklarımız yok kadar az. Kim bilir ne eserler vardı ve tarihin bu kayıp sayfalarında yok olup gittiler. Ana fikrimiz o kayıp sayfaları bulmaya çalışmak, bir taraftan da dönemin bestecilerine yoğunlaşıp onların anlayışlarını, hayal ettiklerini ve değişimlerini takip etmek oldu." Türkan, şef Oğuzhan Balcı'nın projeye nasıl dâhil edildiğini de şöyle anlattı: "Bu konser, şarkıların cumhuriyetiydi ve içeriği de yeni şeyler duyurmaya dair olmalıydı. Şarkılara yeni orkestrasyonlar yapılmalıydı ve bu konuda hepimiz günümüzün önemli orkestra şefi ve bestecisi Balcı'nın olmasını istiyorduk. Kendisine bu projeden bahsettiğimde dönemin bestecileri üzerinden ilerlememiz ve şarkılara onların ışığında ulaşmamız gerektiğine karar verdik."
Geleneksel anlayıştan çok sesli eserlere...
Konserde Cumhuriyet'in ilanı ile tek sesli müzikten çok sesliliğe geçiş sürecinin izlerini hissedeceğimize değinen Türkan, "Tüm bu süreç ve değişim, müziğin icrası ile seyirciye ulaşacak. O gece İş Sanat Sahnesi, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte ilk radyo yayınına ve o dönem hayal edilen batı sazları ile Türk sazlarının bir arada olduğu büyük bir konser salonuna dönüşecek. Bu konserde Türk sazları ile geleneksel anlayıştan, Oğuzhan Balcı'nın orkestrasyonları ile çok sesli eserlere kadar uzanan geniş bir yelpaze sunacağız. 27 Ocak'ta zaman içinde bir geçit bulup oradan hep birlikte geçeceğiz. Konserin başlaması ile birlikte takvim 1920'leri gösterecek ve biz bir süreliğine o yıllarda kaybolacağız. İzleyiciler de konser bittiğinde sanatın gücünü, onların yaratıcılarının yüz yıl önceki duygularını hissederek ayrılacaklar."
Proje ilk defa bir konserde seslendirilecek maya ile başlayacak
DİLEK Türkan, repertuvarla ilgili şu bilgileri verdi: "Beni en çok etkileyen bestecilerden biri Sadettin Kaynak. Kaynak, Atatürk'e yakınlığı ile bilinir ve eserlerine baktığınızda müzikteki reformları görebilirsiniz. Ülkemizde ilk reklam müziklerini yapan, radyonun ilk sanatçılarından tanburi Refik Fersan, Radyo'nun 1927'deki yayınlarında ilk ve tek armonyum çalan kadın besteci Neveser Kökdeş gibi modern anlayışın öncülerinin eserlerine de yoğunlaştık. Repertuvar şarkı türünden ziyade besteciler üzerinden oluştu. Proje, ilk defa bir konserde seslendirilecek maya (ölçüsüz fakat ritmik bir tür uzun hava) ile başlayacak. İlk radyo yayınının ilanı var ama icrası yoktu. Bu radyo programını birebir icra etmek istedik. 1927'deki bu icrada radyoda ilk kez Türk mûsikîsine piyano eşliği yapılmıştır. İlk adı geçen kadın hânende Nebile Hanım, kemençede Kemal Niyazi Seyhun, piyanoda Cemal Reşit Rey'in eşlik ettiği bu kayıt bu güne ulaşmamıştı. Bu kaydı birebir icra edeceğiz."