Bodrum seyahatimde New York'ta yaşayan, sanat galerisi olan bir kadınla tanıştım. Süper cool, dikkat çekici bir giyimi olan 40'lı yaşlarındaki hanımefendi çılgınlıkları ile nam salmış. Hatta bir uçuşunda yaptığı hareketi tüm dünya konuşmuş, birçok haber sitesine haber olmuş. Aman dikkat Mert bulaşma! Peki ne yapmış? İstanbul'dan New York'a dönerken yanında oturan bir başka kadının üzerine uzanmış, uyuyakalmış... Haliyle yanında oturan kadın da kabin yetkilisine şikayet etmiş. Nafile! Uyanmamış, kafasını kadının sınırından çekmemiş. Daha sonra da tartışma büyümüş ve bizim galeri sahibi arkadaş yan tarafındaki yolcuyu ısırmaya başlamış. 'Şaka gibi' der gibisiniz! Ancak bu durum hâlâ haber sitelerinin en çok tıklanan mevzusu. Ben de kendisiyle tanıştığımda bir adım geride durdum. Kadının en sevdiği şeyse, övgü dolu cümlelermiş. Tatil boyunca 'Ah sen ne güzelsin, ah ne hoşsun' demekten dilimde tüy bitti beni de ısırırsa diye korkumdan. Aman aman!
'Black Mirror'ı eleştirenlere katılmıyorum
'Black Mirror' beklenileni vermedi' diyorlar ama ben beşinci sezonun üç bölümünü de beğendim. Dizi, bugüne kadar bize gelecekte olup bitecekler hakkında ipuçları veriyor, özellikle teknolojinin hayatımızı ele geçirmesi üzerine ince ince işlenmiş senaryolar ile hepimize endişeli dakikalar yaşatıyordu. Bu üç bölüm ise alışılagelmişin dışında ama eğlenceli bir şekilde akıyor. Birçok kişi sırf çekilmek için bu bölümlerin çekildiğini savunuyor ama ben aynı fikirde değilim. En beğenilmeyen Miley Cyrus'lı bölüm bile gayet akıcıydı. Kabul, bugüne kadar ters köşeleri ile mevzumuz olan 'Black Mirror' şimdi tahmin edilebilir sonlarla karşımızda ama olsun, yine de bu yaz aylarında akar gider.
Zeynep Bastık sınırlarının ötesine geçiyor
Şarkıcı Zeynep Bastık her geçen gün dikkatleri daha da üzerine çekiyor. Kendisini kış boyunca Bebek Angie'de defalarca dinledim, kulis muhabbetleri yapıp gelecek hayallerinin dibine vurduk. Ardından Zeynep, YouTube kanalı açtı ve hızlı bir şekilde kendi kitlesini oluşturdu. Kendi parçaları da iyi hoş ama en çok da coverladığı parçalar onunla tekrar can buldu. Şarkıların gerçek sahibi sanatçıları unutup 'Keşke Zeynep söylese' demeye başladık. Ve işte Zeynep, şimdilerde binlerce insanı konserlerine çekmeyi başardı. Geçtiğimiz günlerde Jolly Joker'de verdiği konser hâlâ herkesin dilinde. Coverladığı 'Ezhel' parçası benim de favorim. Hemen kanalını açın ve dinlemeye başlayın.
İnteraktif eğlence müzesi
Ben New York'ta interaktif sanat ve eğlence sunan benzeri müzeleri ziyaret etmiştim. Yeni neslin müze anlayışı bu ne yazık ki. Büyüklerimiz duysa hemen kızacaklar bize. Bakın şimdi İstanbul'da benzeri bir müze açıldı. Happyhour isimli müze, 31 Ağustos'a kadar açık. Beyoğlu'ndaki bu müzeye gitmek için Biletix'ten bilet alabilirsiniz. Sonra gelsin bol bol beğeniler, yorumlar. Hadi takipçi kastırmak isteyen gençlik, koşun buraya.