Siyasetin sanat dünyasını bölüp kutuplaştırmasına hatta cepheleştirmesine en başından beri bu sütunlarda karşı durmaya çalışıyorum. Tabii sanatını, bu ülkeyi parçalayıp bölmeye çalışanların emrine veren 'kullanışlı' sözde sanatçıları ayrı tutuyorum.
Gün geçmiyor ki, bir sanatçının eylemini, söylemini siyasete tahvil edip, sosyal medyada linç etmesinler. Bu kez linçten nasibini alanlar, birlikte sabah programı sunan Demet Akalın ile Alişan oldu. Canlı yayınlanan programlarında pahalılık yüzünden evlerine et alamayanlara uzman tavsiyesi olarak tahıl ve bakliyatlardan yararlanarak protein eksiklerini nasıl gidereceklerini anlatmışlar. Vay efendim nasıl böyle bir şey söylerlermiş. Bu resmen halkla dalga geçmekmiş. Ağzı köpüklü sosyal medya mezarcılarının klavyesinde ne yandaşlıkları kaldı, ne saray soytarılıkları... Sanırsınız, Fransa Kraliçesi Marie Antoinette gibi "Ekmek bulamazlarsa, pasta yesinler" demişler... Yahu, yaptıkları sadece ekonomik şartların giderek zorlaştığı şu pandemi günlerinde vatandaşa doğru beslenme konusunda alternatif sunmak, bilgilendirmede bulunmak, hepsi bu... Linç tutkunlarına göre her sanatçı ayrı safta... Bizi asıl öldürecek olan ise bu acımasız yafta...
Yapmayın! İşte bunu yapmayın...
Paris Saint Germain maçında Rumen yardımcı hakemin temsilcimiz Başakşehir'in siyahi futbolcu ve teknik kadrosuna ırkçı söylemlerde bulunmasına karşılık gösterdiğimiz tepkiyi "Başakşehir'den dünyaya medeniyet dersi" başlığıyla bu sütunlarda yorumlamış, yazıyı da şöyle bağlamıştım:
"O gece insanlık adına her ne kadar utanç yaşasam da, Türk olduğum için bir kez daha onur duydum. Çünkü benim ülkemde insanlar asla rengine göre sınıflanmaz, etiketlenmez, aşağılanmaz, hakarete uğramaz. Hatta tam tersi, biz esmer tenlilere ayrıcalık tanır, büyük sempati besleriz. Bilal Habeşi'ye, Muhammed Ali'ye, Nelson Mandela'ya bayılırız, kendimize örnek alırız. Bizim en sevdiğimiz kakaolu kaymaklı bisküvinin paketinin üzerinde bile 'Negro' yazar. Kaçırmayın ağzımızın tadını..."
Perşembe günü izlediğim haber, yüzümü nasıl 'kara' çıkardı, anlatamam. (Yoksa 'beyaz çıkardı' mı demeliydim?) Siyahi bir Afrikalı adamla evli, iki çocuk sahibi Türk kadını, Esenyurt'taki bir sitede daire kiralamak için emlakçıya başvurmuş. Önce "Hayhay, buyurun verelim" demişler. Sonra kadının kocasının siyahi olduğunu görünce "Site yönetiminin kuralı var, burada siyahilere ev verilmiyor" diye aileyi geri çevirmişler.
Mahcup babanın haber bültenindeki sözleri yüreğimi dağladı: "Şimdi ben çocuklarıma ırkçılığı nasıl anlatırım? Sırf rengimiz koyu diye burada oturamayacağımızı nasıl izah edebilirim?"
Yoksa en büyük hasletimiz de elden gidiyor mu? "Unutma beni, unutama beni" demişti merhum Esmeray şarkısında. Efendimiz Hazreti Muhammed'in ilk ezanı siyah tenli Bilal Habeşi'ye okuttuğunu unutmayalım lütfen...
Turkuvaz'ın akademisi
Hizmet içi eğitim tüm dünyada büyük önem kazanmaya başladı. Çağdaş şirket ve kurumlar bu yöntemle 'insana yatırım yapıp' rakiplerinden bir adım öne geçiyorlar.
Turkuvaz Medya grubumuz da yeni binasına taşınıp, fiziki sıçramasını yaptıktan sonra şimdi de çalışanlarının bilgi, beceri ve donanımlarını bir üst seviyeye taşımak için Turkuvaz Akademi'yi kurdu. Akademi'de oryantasyon programları, iç eğitmen okulu, mentor ve menti programı, içerik fakültesi, liderlik fakültesi, yönetici gelişim fakültesi, satış ve pazarlama fakültesi, perakende fakültesi, dijital dönüşüm fakültesi, kurye ve acenta gelişim fakültesi, denetim okulu ve daha neler neler var...
Medyanın geleceği adına enselerini karartanlar; moral, umut ve cesaret bulmak için kafalarını kaldırıp Turkuvaz'a baksınlar.
Gaf kürsüsü
Değerli meslektaşım Tansu Sarı'nın ihbarı: A Spor'daki "Haydi Maça" programının sunucusu Ümit Aktan, "Fenerbahçe, Gürsel Aksel Stadı'na Göztepe'ye gidecek" dedi... Oysa ilk karşılaşma İzmir'de oynanmış ve Fenerbahçe, Göztepe'yi 3-2 yenmişti...
Zap'tiye
İki günde yasa dışı parti yapılan 227 mekana baskın yapılmış. Görünen o ki ilk seçimde YDP iktidar!
Ne demiş?
Prof. Nihat Hatipoğlu'nun Atv'deki Kur'an ve Sünnet programına video gönderen 5 yaşındaki çocuk sordu: "Benim birden fazla arabam var, caiz midir? Evet mi, hayır mı?"