Ünlü piyanist Fazıl Say ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aynı sahnede... Say'ın elleri, Erdoğan'ın iki avucunun içinde. İkisinin de yüzlerinde samimi bir gülümseme. Fazıl Say, konser bitiminde ayağa kalkıp neredeyse yerlere kadar eğilerek Cumhurbaşkanı ve davetlileri selamlıyor. Buna karşılık Erdoğan ve beraberindekiler, Say'ı ayağa kalkarak alkışlıyor. Erdoğan, sahnede Say'a ünlü ozan Aşık Veysel'in 'Kara Toprak' plağını hediye ediyor. Say da kulise kadar gelip kendisini tebrik eden Cumhurbaşkanı'na albümlerini imzalıyor. İşte bunun adı, sanata ve sanatçıya saygıdır. Bu fotoğrafların anlamı, yıllardır özlemini duyduğumuz toplumsal uzlaşı ve hoşgörünün beyaz güvercin gibi kanat çırpışıdır.
Birileri memlekette her şeyi bölmeye çalışıyordu. Sanatı ve sanatçıları da... Cumhurbaşkanlığı'nın davetine katılan sanatçı, 'yandaş' ilan ediliyor, Sabah gazetesine röportaj verenin adı 'vatan haini'ne çıkarılıyordu. Sanatçı sorumluluğunu hiçe sayıp bölücülerin ekmeğine yağ süren, iç savaş çığırtkanlığı yapan, Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret yağdıranlara doğal ve yasal olarak başlatılan hukuki girişimler, insafsızca 'sanata vurulan darbe' diye niteleniyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile piyanist Fazıl Say'ın hayat görüşleri belki ilelebet uzlaşmayacaktır. Ama söz konusu 'sanata saygı' olunca, bütün sivri uçlar notaların potasında eriyip gidiverir. Tıpkı uzanan bir elin, iki avucun arasında sıcacık eriyip gitmesi gibi...