Trabzonspor'un genç futbolcusu Salih Dursun, 21 Şubat gecesi 20.45 itibariyle artık bir sembol, bir canlı anıttır.
Salih'in, hakem Deniz Ateş Bitnel'e gösterdiği kırmızı kart; Türkiye'de giderek yozlaşan hakemlik müessesine ve onu destekleyen sisteme kapıyı göstermiştir. O andan sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı açıktır.
Gelelim çok daha önemli meseleye: Bir hakem, yaşı ne kadar küçük, tecrübesi ne kadar az olursa olsun, eğer bir maç içinde beş 'hayati' hata yapıyor ve bir takımı adeta dilim dilim doğruyorsa; onun ya hakemlik ehliyetinden ya da karakterinden şüpheye düşülür. Ben bütün kalbimle ilk olasılığa inanmak istiyorum. Ama meselenin sadece 'hakem hatası' yüzeyselliğinde ele alınıp değerlendirilmesine de karşıyım. Çünkü içinde bulunduğumuz şartlar artık her şeyden şüphe etmemizi gerekli kılıyor.
Bizim ülkemizde futbol; kaos yaratmak, sisteme güveni sarsmak ve çatlak ses çıkarmak için en etkili enstrümandır.
Unutmayın; Trabzon'da Fenerbahçe otobüsüne sıkılan kurşunun hesabı henüz sorulamadı, olay bir türlü aydınlanamadı.
Devlet içinde devlet oluşturmak isteyen paralel yapının, Türkiye'nin en köklü kulüplerinden Fenerbahçe'yi tahakkümü altına almak için giriştiği faaliyetlerin sır perdesi henüz aralanamadı. Dikkat ederseniz, söz konusu olayların hepsinin bir ucu Trabzon'a bağlanıyor. Neden? Çünkü Karadeniz'de futbol, bir hobi olmanın ötesinde ölümcül bir sevda. Karadeniz insanının bu tutkusunu, coşkusunu, heyecanını 'teröre ve kaosa' tahvil etmek isteyenlerin eli her an tetikte. Önceki gece neredeyse tüm Trabzon halkını sokağa dökmek için bir hakemin beş yanlış kararı yetti de arttı. İşte bu nedenle, olayın arkasında ne olduğu en kısa sürede açık ve net olarak ortaya çıkarılmalı. Çünkü birileri bu memleketi her yoldan karıştırmak istiyor. Dini, etnik ve coğrafi farklılıkları kaşıyorlar.
Yetmiyor, insanların çevre duyarlılığını şiddete dönüştüren provokasyonlara girişiyorlar.
O da olmadı, futbolu kirli emellerine alet etmeye çalışıyorlar.
İster futbolla olsun, ister ağaç sevgisini kullanarak; bizi sokağa çıkartıp birbirimize saldırtmaya çalışıyorlar.
İşte bu nedenle her ihtimal mutlaka değerlendirilmeli.
Pazar gecesi spor programlarını ağzım açık, biraz da utanarak izledim. Sinan Engin; devre arasında hakemin telefonla arandığını ve maçı Galatasaray lehine bitirmesi için talimat verildiğini iddia etti. Dr.
Ahmet Çakar, "Hakem maçın yarıda kalmaması adına beşinci kırmızı kartı çıkarmamak için karşılaşmayı uzatma dakikalarını bile oynatmadan bitirdi. Aksi halde maç tatil edilip bahis oyunlarının dışında kalacaktı" dedi.
Abdülkerim Durmaz, bu maç için yurt dışından yatırılan bahislerin yüzde 70'inin '2 ve üzeri kırmızı kart' şeklinde oynandığına dikkat çekti.
Şu iddialara bakar mısınız?
Sistem değil, sanki gayya kuyusu...
İşte ben bu nedenle, hakeme kırmızı kart gösteren o futbolcunun elini öpüyorum.
Salih Dursun, bu rezil futbol sistemi gitsin!