1881 yılında 28 yaşındayken rol aldığı bir oyunda zehir içerek sahnede intihar eden Rus opera sanatçısı Yevlalia Kadmina'nın hayatı ve trajik ölümü birçok sanatçıya ilham verdi. Çaykovski, onun için 'Terrible Moment' adlı eseri besteledi, Anton Çehov ve Aleksey Sovorin 'Tatyana Repina' oyununu kaleme aldı. 1888 tarihli dört perdelik bu oyun, günümüzde Melis Tezkan ve Okan Urun tarafından oluşturulan 'Biriken' ekibi tarafından çağdaş bir uyarlamayla yeniden sahneye taşındı. Prömiyerini 19'uncu Tiyatro Festivali'nde yapan oyunu, geçtiğimiz hafta Talimhane Tiyatrosu; Şişli Blackout Sahnesi'nde seyirciyle buluşturdu. Para, hırs, çıkar ilişkileri ve yeni dünya düzeni gibi konuları irdeleyen, intiharı ve hayatı incelikle sorgulayan 'Tatyana', güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Dizi izleyicisinin büyükanne rolleriyle tanıdığı Meral Çetinkaya, oyundaki 'Tatyana' rolüyle kalıpları yıkıyor. Bu karakterle, dişiliğini ve başarılı oyunculuğunu gösterme imkanı bulan deneyimli oyuncuya; Defne Halman, Fırat Çelik, Mehmet Bilge Aslan, Kanbolat Görkem Arslan, Yelda Baskın, Pınar Göktaş ve Ahmet Yaşar eşlik ediyor. Oyun, 'Tatyana'nın intiharından sonra evlenen eski sevgilisi 'Peter Sabinin' ve 'Vela Olenina'nın düğünüyle başlıyor. Fırat Çelik ve Defne Halman'ın canlandırdığı karakterler kapıda karşılıyor seyirciyi. Bir kamera onları kaydediyor ve dev bir ekranda bu görüntüler salona izlettiriliyor. Yani kapıdan girer girmez oyun başlıyor ve buna adapte olmaya çalışıyorsunuz. Sahne düğün merasimi şeklinde açılınca, insan 'Karşılayanları tebrik etsek mi, etmesek mi? Elimiz boş geldik' diye düşünüyor.
SİYAHLAR İÇİNDE BİR KADIN
Bir yandan da sahnenin sağı, solu ve karşısına konumlanmış sandalyelerden hangisine otursam daha iyi görürüm telaşı alıyor insanı. Seyircilerin yerleşmesinden sonra nikah merasimi başlıyor. 'Aziz Peder'in yaptığı uzun konuşmalar, seyircilerin arasına yerleşmiş diğer oyuncular tarafından protesto ediliyor. Pedere "Hadi bitir artık, kısa kes!" diye laf atılıyor ki, evlenecek olan ikili de bu durumdan rahatsız oluyor. Sonra siyahlar içinde bir kadın beliriyor ve oyunun seyri değişiyor. 'Tatyana' olduğunu konuşmalardan anladığımız kadının gerçek mi yoksa yanılsama mı olduğu seyircinin hayalgücüne bırakılıyor. Sahnenin köşesinde cam bir kafes var. Oyuncular, bazen onun içinde performans sergiliyor. 'Tatyana' biraz kapalı bir oyun. Anlatmak istediği şeyi seyirciye direkt aktarmıyor. Dolayısıyla seyirci karakterlerle yakınlık kuramıyor. Oyuna girmekte zorlanan seyirci ile karakterler arasında bir mesafe ve yabancılaşma var. Aslında bunun özellikle yapıldığını düşünüyorum. Çünkü oyun; bireyler arasındaki kopukluğu, iletişimsizliği vurguluyor. Çıkar üzerine kurulan hayatın sıradanlığı, sıra dışı karakterlerin arasındaki ilişkiler; yozlaşmayı gözler önüne seren yarı çıplak sahnelerle aktarılıyor. Verilen uzun es'ler, zaman zaman seyircinin oyundan kopmasına yol açıyor. Bu handikaplarına rağmen farklı anlatısı, rejisi, sahne ve ışık tasarımı ile 'Tatyana'; sezonun görülmeye değer oyunlarından biri. Fırat Çelik'in gitar çalıp şarkı söylediği sahne için bile bu oyuna gidilir.