Ünlü komedyen Şahan Gökbakar, 'Recep İvedik' hayranlarının merakla beklediği, serinin beşinci filmiyle karşımızda... 'Recep'in Makedonya'ya uzanan heyecanlı bir maceraya atıldığı, çeşitli spor dallarında ülkemizi temsil ettiği film, yine izleyiciyi kahkahaya boğacak. Önceki 'İvedik' filmlerinin gişede yakaladığı başarının, tüm sinema sektörüne büyük katkı sağladığını söyleyen Gökbakar, 'Recep İvedik 5' için de "Bizim için derbi maçı gibi olacak" diyor. Raffles İstanbul'da buluştuğumuz ünlü komedyen, yeni filmi öncesi yaşadığı heyecanı GÜNAYDIN'a anlattı...
'Recep İvedik 5', 16 Şubat'ta vizyona giriyor. Neler hissediyorsunuz?
Heyecanımız artarak devam ediyor. Seriye her yeni macera eklendiğinde, yeni bir kilometre taşı oluyor. Her seferinde daha iyisini yapmaya çalışıyoruz; daha fazla güldürmeye ve eğlendirmeye çalışıyoruz. Prodüksiyon ve içerik anlamında ileriye gitmeye çalışıyoruz. Bizim için her 'Recep İvedik' macerası derbi maçı gibi oluyor. Bu film de içimize sindi, güzel oldu. İnşallah gişede de karşılığını bulur. 16 Şubat'ta vizyona gireceğiz, umarım izleyici de yine desteğini gösterir.
ESKİDEN ELEŞTİRİLERİ ÇOK TAKARDIM
'İvedik', kült bir karakter; Türk sinemasının 'Şaban'ı gibi... Bu durum, gişe açısından size bir sorumluluk yüklüyor mu?
Rahmetli Kemal Sunal'ın 'Şaban'la yarattığı etki, çok büyük ve özel. Onu çok fazla insan yakalayamadı daha önce. O yüzden bir tane Kemal Sunal ve bir 'Şaban' var. Bize de buna benzer ilgi ve teveccüh nasip oldu. O anlamda kendimizi çok şanslı hissediyoruz. İkincisi, beklenti ve çıta yüksek olduğu için, bir önceki filmimizle kıyaslanacak. Bu nedenle kendi içimizde 'Acaba dördüncü filmi geçer miyiz?' ya da benzeri değerlendirmelerde bulunuyoruz. Ama fragmanı yayınladıktan sonra, o soruların cevaplarını almış olduk. Çünkü 15 günde 28-29 milyon izlenmeye ulaştı fragman. Bu bir film fragmanı için çok büyük bir rakam. Gişeye yansıması nasıl olacak, seyircimiz beğenecek mi diye heyecanla bekliyoruz.
Yaptığınız filmlerle sinema sektörünü sırtlayan bir isimsiniz. Bir yandan da bazı kesimlerin eleştirilerine maruz kalıyorsunuz. Peki bu ikilem size neler hissettiriyor?
Rakamlar ortada... İnsanların söyleyeceklerini engelleyemezsin. İstediklerini söylemek ve düşünmekte özgürler. Dolayısıyla çok fazla takılmıyorum işin o kısmına. Beni sosyal medyada takip edenler az çok nasıl biri olduğumu bilir. 2008- 2009 yılında yani işin başında birazcık üzülüyordum açıkçası. Hayat verdiğim bir sinema karakterinin bana karşı kullanılması, özel hayatımda da öyle birisiymişim gibi gösterilmesi beni üzdü. O zamanlar bir şey söylememiştim ama kafama takıyordum. Artık pek fazla önemsemiyorum açıkçası. Rakamlar gösteriyor ki, ortada açık ara bir başarı hikayesi var. Sadece bana değil, birçok kişiye katkı sağlıyor. Gerçekten sinemacılar ve sinemanın çevresindeki esnaf bu filmi bekliyor. Çok insandan mesaj alıyoruz, 'Abi filmin gelsin de borçlarımızı ödeyeceğiz' gibi... Güzel bir şey bu... Aynı zamanda beraberinde gelen büyük bir beğeni ve sevgi var. Bu da manevi açıdan çok tatmin edici bir his. İnşallah böyle devam eder.
'Recep İvedik' varolduğu sürece gişeyi sallar' diyebiliyor musunuz?
Bugüne kadar öyle oldu, bundan sonra nasıl olacağını Allah bilir ama beklentimiz o yönde. Bir önceki yaptığımız işi yukarı taşımaya çalışıyoruz.
'RECEP' AFRİKA'YA GİDEBİLİR
Çekim sürecinde neler yaşadınız? Süreç Mayıs ayında başladı. 15 Temmuz'da ara verdik çünkü o gün hain darbe girişimi yaşandı. O beni çok etkiledi. Tam da komediyle ilgili bir senaryo yazmaya çalışırken böyle bir olayın meydana gelmesi beni üzdü ve yaraladı. O arada durdum. Ağustos ayında yeniden yazmaya başladım. Kasım gibi çekimlere başladık. Çekimler altı hafta sürdü. Bir kısmını İstanbul, bir kısmını Makedonya, bir kısmını da Antalya'da Gloria Sports Arena'da çektik. Bu sabah itibariyle filmimizi sinemalara yollamaya başladık.
Filmin ülkemizin sıkıntılı günlerinde insanlara moral verme gibi bir misyonu olduğunu düşünüyor musunuz?
Gülmeye çok ihtiyacımız var. Beraberce kahkaha atmak istiyoruz. Ayrışmadan, ötekileşmeden, yan yana oturup bir salonda kahkaha atmayı özledik. Onu yaşayacağız inşallah... Tabii konu olarak, milli takım hikayesi olduğu için Türkiye coşkusu da var filmde. Bu da şu anda çok ihtiyacımz olan bir şey. İnşallah ikisi güzel bir lezzet bırakır.
Bir önceki filmde Maldivler'deydiniz, bu filmde Makedonya'da... Peki 'Recep' başka yerlere de gidecek mi?
'Recep İvedik 6' için iki fikir var kafamda. Birisi, 'Recep İvedik Afrika'... Söylediğim anda gülüyorsunuz! Ya da 'Recep' Uzakdoğu'ya gidebilir...
CİDDİ BİR TABLO KOLEKSİYONUM VAR
Sinemadan kazandıklarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçtiğimiz günlerde bir müzayededen 120 bin liraya bir tablo satın aldınız. Koleksiyonerliğe mi başladınız?
Yatırım olarak; yeme-içme sektöründe iki proje denedik. Biri devam ediyor, birisi durdu şimdilik. İleride ne olur bilmiyorum. Onun dışında aldığımla, yaşadığımla göz önünde olmak istemedim. Bir koleksiyonerlik durumum var; sanata yatırım yapmayı seviyorum. Türk sanatçıları desteklemeye özen gösteriyorum. Resim alanında ciddi bir koleksiyona sahibim. Çağdaş ve modern tarzda bir koleksiyonum var; 15-20 esere sahibim. Bu sayı sürekli artıyor çünkü beğendiğim eserleri alıyorum. Eserleri duvara asıp izlemekten keyif alıyorum. Onun dışında gayrimenkule yatırım yapıyorum; arsa, emlak... En büyük yatırımım ise filmler... 'Recep İvedik 5' gibi bir film çekmek için 10 milyon lira yatırım yapılması gerekiyor. Her sene böyle bir yatırım yapıyorum. İnşallah böyle devam eder.
Filmlere yaptığınız yatırım, diğer sinemacılara da katkı sağlıyor. Oysa ki sanat filmleri yapanlardan yoğun eleştiriler alıyorsunuz...
Bizim sayemizde onlara da ödenek gidiyor en azından, seviniyoruz... O kesim bir şey söylediği zaman, 'Bak onlara da yarayan bir iş yaptık' diyoruz.
Engin Altan Düzyatan ile hem komşusunuz, hem de kanka oldunuz...
Oyunculuktan değil ama komşuluktan sonra güzel bir dostluğumuz oluştu. Kısa zamanda birbirimize ısındık, mangallar yaktık, sohbet ettik, birlikte tatile gittik. Hanımlar iyi anlaştı, çok güzel oldu. Ailece görüştüğümüz dostlarımız oldular. Onların da evliliği çok güzel... Çocukları, bizim oğlumuz Efe ile yaşıt. Böylece çocukluk arkadaşlığı da başlamış oldu. Altan çok yoğun çalışıyor; dizisi 'Diriliş: Ertuğrul' reyting rekorları kırıyor. O televizyonda, biz sinemada... Böyle devam ediyoruz.
Başucu kitabınız var mı? Veya izlemekten hiç sıkılmadığınız bir film?
En sevdiğim, defalarca bıkmadan izlediğim film 'Godfather'... Genelde bizim jenerasyonda Robert De Niro, Al Pacino hayranlığı vardır. Bende de var. Bir de Tarantino'yu severim. Türk ve yabancı sinemadan birçok film izlerim. Kitapla pek aram yok; son dönemde çeşitli resimler ve tarihsel olaylar içeren ya da yabancı ülkeler hakkında şeyler okuyorum. Ama sürekli okuduğum bir başucu kitabım maalesef yok.
BEŞ-ALTI ÇOCUK İSTERİM AMA SELİN RAKAMI DÜŞÜK TUTMAK İSTİYOR!
Bir ay sonra ikinci kez baba olacaksınız. Babalık sizi değiştirdi mi?
Sorumluluklarım arttı.
Evlenince, eşinden sorumlu oluyorsun. Çocuğun oluyor, bu kez yine sorumluluğun artıyor. Gelecekle ilgili kafanda düşünceler oluşuyor. Daha önce kendinle ilgili hiç düşünmediğin bir şeyi düşünüyorsun. Hayatla ilgili daha fazla düşünmeye başlıyorsun. Beni sevdiklerimle, ailemle vakit geçirmeye itti. Bundan mutluyum, memnunum.
Bir oğlunuz var, şimdi bir de kızınız olacak. Başka çocuk düşünüyor musunuz?
Ben çok istiyorum kalabalık bir ailem olmasını. Buna gücüm ve imkanım da var. Beş-altı çocuk isterim ama tabii Selin bu rakamı daha aşağıda tutmak istiyor! Bakalım, hayırlısı... (Gülüyor)
BENİ HER GÖRÜŞTEN, DİNDEN VE KÜLTÜRDEN İNSAN SEVİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile diyalog halindesiniz, vizyon toplantılarına katıldınız. Bu nedenle eleştiriler aldığınız oldu. Bu konuyla ve önümüzdeki referandum süreciyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu ülkede sadece vatandaş olarak değil, yaptığı işlerle milyonlarca insanın sevgisini kazanmış biriyim. Birçok fikrin, politik görüşün, etnik kökenin, inanışın, kültürün, mezhebin ortak olarak sevdiği bir kişiyim. Bir vatandaş olarak siyasi görüşüm, kararım var fakat bunun beni sevenleri ilgilendirdiğini düşünmüyorum açıkçası. Kendime saklamam gerektiğini düşünüyorum. Katıldığım bazı toplantılar oldu; belirli bir kesim üzerime yüklendi. Aynı şekilde başka bir görüşün, siyasi partinin toplantısına katılmış olsam, öteki kesim aynısını yapacaktı. Böyle bir önyargı, bir anda yüklenme, toplu olarak laf etme, senden olmayanı ötekileştirme gibi bir zihniyet var maalesef. Hiçbir zaman bir filmimde veya bir röportajımda fikirlerimi açıklamadım, bundan sonra da açıklamayacağım. Tabii ki bir vatandaş olarak yaşadığım ülkenin içinden geçtiği süreç, negatiflikler veya pozitif olaylar yani her şeyle ilgileniyorum. Ülkemiz adına yapılan güzel hizmetleri paylaşıyorum, ona bile laf edenler oluyor. Doğuda görev yapan güvenlik güçlerimiz beni takip ediyor. Onların yanında olduğumu gördüklerinde moral buluyorlar. Sevgimi bu insanlardan neden esirgeyeyim? Fakat buna bile laf ediyorlar. Lafların önünü kesemeyiz ama yine bildiğimizi yaparız.
GECE YEMEKLERİNİ KESTİM 12-13 KİLO VERDİM
-Epey kilo verdiğinizi gördüm. Özel bir diyet mi yapıyorsunuz?
Akşam saat 19.00'dan sonra yemek yemiyorum. Sebze ağırlıklı besleniyorum. Gece yemeklerini ve gazlı içecekleri kestim. Bu şekilde 12-13 kilo verdim, vermeye devam ediyorum. Eşimin yemeklerini çok beğeniyorum ve sosyal medyada sık sık paylaşıyorum. Son olarak kereviz ve bamya yemeklerini paylaştım.