"Oğuz'un başına ne gelirse uykuda gelir!"
Neye baksa tuzak, ne yana baksa ihanet görmekten kalbi ağıran, canı yanan Osman'ın imdadına dedesi koşmuştur. Yaklaşmakta olanın yaklaştığını Osman'a söyleyen dedesi, zulmetin biteceğini çağın yeni bir dirilişe gebe olacağını söyledi. "Yeter ki sen uyuma evlat" diyen dedesi Osman'ı bir uykudan uyandırmak istedi. Oğuz'un başına ne gelirse uykuda geleceğini diyerek onu şiddetle sarmaya başladı. Dedesinin "Uyan evlat, diril evlat!" sözleriyle uykusundan uyanan Osman'ın boynunda yağlı kement geçirilmek üzeredir.
Osman Bey'in yaşadıkları gerçek mi?
Benim görklü yiğit dedem!" diyerek rüyasından uyanan Osman'ı Balgay nökerleriyle etrafını çevirmiş, onu bir kez daha esir almıştır. Boynunda iple sürüklemektedir. Nökerleri de boynuna oklarını çapraz tutmuş Balgay'ın ölüm dansını beklemektedir. O esnada Samsa Çavuş'u gören Osman kendisini bu durumdan kurtaracağını sanır ama yanılır. Samsa Çavuş Moğol komutanı Balgay'a biat etmektedir. Bu Osman ile Samsa Çavuş arasındaki iplerin kopacağına bir işarettir. Balgay, Erluk Han için Osman'ı tam kurban edecekken, Osman Bey karşı bir hamle yapar ve Balgay'ı öldürür. Yaptığına kendi de şaşıran Osman içinde rüya olan büyük rüyadan da uyanır.