Fenomen Rıdvan Abi Bİ' Başka'nın sorularını yanıtladı. Sosyal medyada yediği linçten bahseden Rıdvan Abi, geçtiğimiz aylarda Murat Övüç ile bir sosyal medya platformunda canlı yayın yaptığını söyleyerek "Canlı yayından bir hafta sonra bir söyleminden dolayı Murat abi linç yedi. O linç yedikten sonra 'Sen Murat ile canlı yayın yaptın. Allah seni iyi ki böyle yaratmış' mesajları geldi" dedi.
Nasıl gidiyor? Neler yapıyorsun?
Bu süreçte bol bol uyuyoruz. Kimseye bulaşmamaya çalışıyoruz, herkesten uzak duruyoruz. Böyle hayatımızı idame ettiriyoruz.
Çeşitli kliplerde, televizyon dizilerinde rol aldıktan sonra YouTube'a geçişin nasıl oldu?
İşsiz kaldım. Zaten bir altyapım vardı, son çalıştığım yerden de ayrılınca "Biz de YouTube'a girelim" dedik. Ali Biçim'in kanalından davet aldım. Oradan yürüdüm. Geçtiğimiz Mart ayında sektöre girmiş oldum. O gün bugündür de farklı kanallara konuk oluyordum. En son kendi kanalımı açtım.
Ailen nasıl karşıladı bu durumu? YouTuberlık bir meslek olarak görülmüyor pek bizim ülkede.
Önceden öyleydi ama YouTube'tan elde edilen kazançları duyunca fikirler değişti. YouTuberlık da bir meslek haline geldi artık. YouTube'a girmek için de bir şart yok. Bankacı olmak için bankacılık okursunuz, doktor olmak için tıp okursunuz. Ama YouTuber olmak için bir öğrenimden geçmene gerek yok. Aileme de söylediğimde abim en büyük destekçim oldu. "Herkes yapıyor sen neden yapamayasın. Altyapın da var" dedi. Set görmüş insanım. Kışın karın yağmurun altında, yazın güneşte, tozda dumanda set ortamında çalışmışım. Ve Alper Mestci, Onur Ünlü gibi büyük yönetmenlerle çalıştım.
Onur Ünlü ile çalışmak nasıl bir duygu? Merak ediyorum.
Çok iyidir, değerlidir. Amatör ve profesyonel olarak 30-40 sette bulunmuşumdur. Onur hoca en üst seviyedir.
YouTube dışında başka projeler var mı? Kanalın ne durumda?
Kanalım daha yeni açıldı. 40-50 bin abonem var. İyi gidiyor. Şu an haftada bir içerik yapmaya çalışıyoruz, ama bu sayıyı arttıracağız. Pandemiden dolayı setler durmuş durumda biliyorsunuz. Sinema salonları kapatıldı bir süreliğine. Oyunculuk teklifi gelirse yine değerlendiririm tabii. Hocalara buradan sesleneyim. Ezberim çok güçlüdür benim.
"Başkasının rolünü çaldım"
Evet, biliyorum. Leyla ile Mecnun setine bu sayede girmişsin sanırım?
Başkasının rolünü çalarak girdim. Allah'ım affet :) Biz sabahın köründe sete gitmiştik. Bekle ki adam okusun. "Hocam bir kere ben deneyeyim" dedim. Atılgan da bir insanım. Hoca teşekkür etti. Akşam beni aradılar, "Sana ekstra rol yazacağız. Hazır mısın?" dediler. "Hocam, gönder gelsin" dedim. Ağlamayana mama yok. Eğer ben o gün orada atılmasaydım şu an burada bir röportaj veriyor olmazdım belki de.
Küçükken dış görünüşünle alakalı uğradığın zorbalıklardan dolayı zor dönemler geçirdin. Ama bir isimden bahsediyorsun hep çocukluğun mevzu bahis olunca. Ömer. Ömer'in senin için ne ifade ettiğini sorabilir miyim?
Ömer, Allah'ın anneme vermeyi unuttuğu bir kardeşim. Biz hala görüşürüz. Ömer evli, 3 çocuğu var. O köyde. Ben Niğde'ye ne zaman gitsem ilk Ömer ile görüşürüm. Çünkü küçükken aile dışında görüştüğüm tek kişi Ömer'di. Evimiz bahçeliydi. O bahçeye sadece Ömer gelirdi. Ya da ben giderdim Ömerlere. Farklı şehirlerde olsak da farklı şeyler yapsak da hep görüştük. Çok seviyorum onu. İlk arkadaşım Ömer.
"Rıdvan Abi herkesin abisi"
"Akrabalarım çocuklarını odadan çıkarmazdı ben gittiğimde, şimdi hepsi yanıma gelmek için can atıyor" diyorsun konuk olduğun bir YouTube kanalının videosunda. Bu dönüşüm sana ne hissettiriyor? Şu an nasıl tepki veriyorsun?
Acı bir olaydı. Kolay bir şey değildi. Bayramda akrabalarıma gitmek isterdim, örfümüzde olan da bir şey zaten bu. Gidiyordum ama akrabalarım çocuklarını odaya kapatıyorlardı. Ama şimdi gittiğimde herkes gelmek beni görmek istiyor. Ben de tabii "gelmesinler" demiyorum. Çünkü herkesin abisi Rıdvan abi. "Buyurup gelsinler" diyorum. Anne tarafı beni çok severdi. Beni el üstünde tutarlardı. Bu tatsız olaylar genelde baba tarafında oluyordu. O tarafta okumamış insan çoktu. Geriden geliyorlardı.
Annenizin eğitim hayatınızda önemli bir yeri var. Çok istekliymiş çocuklarını okutmaya değil mi?
Annem bana "40 yaşına da gelsen sana liseyi bitirteceğim" dedi. Lise 1'de sınıfta kalıp "Bıktım, okumayacağım" dedim. Çünkü gençliğe girmişiz, boyum küçük. Okulda bana bakıyorlardı. İster istemez rahatsız oluyordum. Sınıfta kaldığımda anneme haber gitti. Sonra ben de asıldım derslere. Liseyi bitirdik. Sonra üniversiteye hazırlanırken 2013'te iş teklifi gelince hemen bırakıp kaçtım :) Üniversiteyi dışarıdan bitirdim. Annemin gözü açık gitmeyecek. Ben de huzur içinde gezebiliyorum dışarıda.
"Çocuklara, insanları olduğu gibi kabul etmeyi öğretmeliyiz"
Aynı zamanda insanların uzaylı görmüş gibi sana baktığından da bahsediyorsun o videoda. Nasıl değişecek bu düzen? Neler hissettiriyor sana bu durum?
Sen saçını mora boyat. Herkes sana bakar, "Kafaya bak" derler. Boynumuzun üstü olmasa çok iyi insanlarız. Kafamız olmaması lazım. Sürekli insanları ayrıştırıyorlar, şişko, kısa, saçı kıvırcık gibi. Ben metroya biniyorum adam hâlâ bana bakıyor. Biz çocuklarımızı saygıyla, sevgiyle büyütürsek, insanları olduğu gibi kabul etmelerini sağlarsak o zaman bir şeyler değişebilir. Her şey ailede başlar.
Tepki verdiğin oluyor mu?
3-4 tane teyze biniyor mesela metroya. Birbirlerini itekleyip "adama bak, adama bak" diyorlar. "Ben buradayım zaten teyze. Buyur, bir şey mi oldu?" diyorum. "Yeni nesil çok terbiyesiz olmuş" diyorlar bu sefer. E sen yanındaki teyzeye beni gösterirken böğrünü deliyorsun. Ben mi terbiyesiz oluyorum? Teyzeler lütfen yapmayın böyle şeyler.
"İzmir depreminde bir izleyicimi kaybettim"
İzmir depreminde kurtarma çalışmalarına katıldın. Gidiş kararını nasıl verdin? Orada neler yaptın? Neler hissettin?
ANDA arama kurtarma ekibi hemen İzmir'e intikal etti. İzmir depreminden önce ben ANDA ile çocuklara yardım dağıtmak için Suriye'ye gitmiştik. Depremden sonra genel başkanı aradım. "Benim elimden gelen bir şey var mı?" dedim. Benim afet eğitimim yok. Başkanım da "Ekip yola çıktı. Sen de gelmek istiyorsan gel. Bekle orada. Acil bir durumda seni kullanabiliriz" dedi. Ertesi gün hemen İzmir'e gittim. Apartmanlar çökmüştü. Bina yapımında öyle kötü malzemeler kullanmışlar ki. Gerçekten insanların hayatıyla oynamışlar. Çok acı olaylara şahit oldum. İnsanların enkazdan çıkarılışını gördüm. Kaldığım sürece 5 saat anca uyumuşumdur. Ölmüş insanları, akrabalarını görmek çok kötüydü. Ben de bir izleyicimi kaybettim. Benim takipçimdi. Tüm videolarıma da yorum yapıyordu. Ben ailemden birini kaybetmiş gibi üzüldüm. Arada profiline girip bakıyorum. Allah rahmet eylesin daha 17-18 yaşındaydı. Babasıyla birlikte enkazda kalmışlar.
İnsanlar evsiz kalmış, evi yıkılmış. Ya da yıkılmamış ama hasarlı. Yetkililer "İçeri gir 10 dakikan var, alacağını al" diyor. Ne alacaksın oradan? Kutsal değerlerini almışlar, bayrağını, Kuranı Kerim'i, aile fotoğrafını almışlar. 5 gün arama kurtarmada 3 gün de çadırların olduğu yerlerde kaldım. Orada çok güzel insanlar tanıdım. Ne zaman ihtiyaç duyulsa giderim. Arama kurtarma eğitimlerine de başladım.
O mu Bu mu?
Ali Biçim mi Mesut Can Tomay mı?
Ali Biçim. Çok seviyorum.
Leyla ile Mecnun mu Alemin Kralı mı?
Leyla ile Mecnun. İlk göz ağrım.
Berkcan videoları mı Reynmen videoları mı?
İkisiyle de video yapma projem var. Şey diyormuşum, Enes Batur :) Berkcan diyorum ya.
Galatasaray Fenerbahçe derbisinde hakem olmak mı yedek kulübesinde olmak mı?
Hakem olsaydım Fener'i tutardım. Yedek kulübesinde olmak daha iyi.
Niğde mi İstanbul mu?
Niğde.
Pes etmek mi çabalamak mı?
Koparmak sonuna kadar.
Annenin sana her koşulda güvenmesi mi, babanın çocukları arasında en çok seni sevmesi mi?
Annemin her koşulda bana güvenmesi.
Oyunculuk mu YouTuberlık mı?
Oyunculuk.
Rıdvan Abi'nin En'leri
Sosyal medyadan aldığın en kötü veya en saçma yorum neydi?
Çok var. Boyla ilgili sürekli mesaj alıyorum. Espriye vuruyorum. Ne kadar kazandığımı soran mesajlar da var.
Sosyal medyadaki linç kültürü hakkında ne düşünüyorsun? Sen hiç linç yedin mi?
Yedim. Çok saçma bir konuydu. Murat Övüç ile bir canlı yayın yaptım. O dönemde çok seviliyordu, popülerdi. Bir hafta sonra kendisi bir söyleminden dolayı linç yedi. O linç yedikten sonra "Sen Murat ile canlı yayın yaptın. Allah senin belanı versin. Allah seni iyi ki böyle yaratmış" dediler. Murat Övüç'ün yaptığı yorumları ben de tasvip etmiyorum.
İstanbul'da en sevdiğiniz semt neresi?
Kasımpaşa, Karagümrük.
Seni en çok sinirlendiren şey nedir?
Telefonumun izinsiz alınması. Dolabımın karıştırılması. Anne duydun mu? Karıştırma dolabımı artık :)
Seni bu hayatta en çok ne şaşırttı?
O kadar çok yaşadım ki hangi birini söyleyeyim? Bir arkadaşım insanlar içinde hak etmediğim bir şey söylemişti bana.
Hayatındaki en büyük hatan nedir?
Kredi çekmek. Hâlâ ödeyemedim :) Yanlış arkadaşlar seçtim, hatalarım arasında.
Hayatındaki en büyük çılgınlığın?
Paramotor ile uçmak.
Ergenlikte ailenle zıtlaşıp yaptığın en büyük saçmalık neydi?
Eve gitmiyordum. Arkadaşımda kalıyordum.
En çok ne için para harcarsın?
Nargile.
En güçlü ve en zayıf yönün nedir?
En zayıf yönüm, insanlara çabuk inanmam ve çabuk affetmem. En güçlü yönümse yaptığım hatayı bir daha yapmam.