Ünlü işadamı Ali Ağaoğlu, yine son model arabalarının önünde röportaj vermiş... Ve yine zenginim, lüks arabalara binerim, iyi yaşarım demiş. Röportajın ana fikri ve başlığı ise; "Sonradan görme değilim..." Bence asıl başlık Ağaoğlu'nun "En gariban yerlere bile Rolls- Royce'yla giderim" açıklaması olmalıydı... Ağaoğlu'nu tanımam etmem, sadece basına yansıyan imajından yola çıkarak bu ünlü işadamının PR stratejisinin "En gariban yerlere bile Rolls-Royce'yla giderim" sözünde gizli olduğuna inanıyorum.
GÜCE TAPMA PSİKOLOJİSİ
İlk bakışta sokaktaki vatandaşı rahatsız eden bir söylem gibi gözüküyor. Çünkü Türk insanı, zenginlerin şatafatlı hayatlarının basına yansımaması konusunda özen göstermesine alışık. Peki, Ağaoğlu bu gerçeği bilmiyor mu? Tabii ki biliyor ama bildiği daha önemli bir gerçek daha var: İnsanoğlunun güce tapma psikolojisi! Ağaoğlu için Virgin Havayolları'nın sahibi İngiliz milyarder işadamı Richard Branson'ın Türkiye şubesi desem, derdimi daha iyi anlatmış olurum herhalde. Ağaoğlu da tıpkı Branson gibi lüks yaşam tarzını ve elde ettiği zenginlikleri basınla sansürsüz paylaşıyor ve "Çok çalıştım, kazandım. Kazandıklarımı neden gizleyeyim ki..." diyor. Yani yüzeyde "Anladık çok zenginsin, mütevazı ol canımı ye" nidaları eşliğinde okuduğunuz bu röportajlar, aslında bilinçaltınızda Ağaoğlu'na dair açık sözlü, dürüst ve güçlü bir işadamı profili çiziyor. Özetle bu röportajların gazetelere Ağaolu'nun inşaat faaliyetlerine dair ilan vermesinden daha güçlü bir PR etkisi var. Bilmem anlatabildim mi?