"NEREYE GİDECEKSİN REYYAN?"
Reyyan'ın herkese gönlü kırıktı. Bir yalanla doğmuş ve o yalanla büyümüştü. Hayatında gerçekleri bilen herkes de susmuştu. Yıllarca susanların şimdi konuşmalarının onun için bir anlamı yoktu. Babası Hazar'ın Reyyan'a "Bizi ardında bırakıp nereye gideceksin kızım" yalvarışları yürekleri dağladı. Reyyan nereye gittiğini bilmiyordu ama; tek bildiği mutluluğunu da kaderini de kimsenin avuçlarına insafına bırakmayacaktı. Ardında bıraktıklarının ne düşündükleri ne hissettikleri de umurunda bile değildi. Kimsenin peşinden gelmesini istemiyordu.
"HEPSİ BENİM YÜZÜMDEN"
Nasuh Şadoğlu da Reyyan'ın peşinden gitmemesi için yalvarıyordu. Bu yaşananların tek suçlusu olduğunu söyleyerek af diledi. Hazar'ın bir suçu olmadığını söyleyen Nasuh Ağa "seni geç buldum" diyerek kendini affettirmek için izin istedi. Azat ve Cihan'ın da Reyyan'ın alıp başını gitmesini istemiyordu. Yanlışın en büyüğünü yaptıkları Reyyan'ın kendilerini anlamasını bekliyorlardı. Pişmanlık sözlerine kulak tıkayan Reyyan'ın vazgeçmeye niyeti yoktu
"GİTMEK ZORUNDAYIM!"
Kimseye bedel ödetmediği için, kimsenin acısını anlamayacağını biliyordu. Yalanlarla yaşamak istemeyen Reyyan kandırılmış olmanın acısını yüreğinin derinliklerinde hissediyordu. Gitmek zorundaydı. Peşinden de kimse gelsin istemiyordu. Hayatında bir kez bir kararını kendisi almış ve bunu kimsenin değiştirmesine izin vermeyecekti. Hercai, Midyat'ın en güçlü ailelerinden Şadoğullarının torunlarından biri olan Reyyan ile yıllar önce öldürülen anne babasının intikamını almak isteyen Miran'ın imkansız aşk hikayesini anlatıyor.