Recep Usta, sevilen YouTube kanalı Bi' Başka'da, ilk projesi olan Şahsiyet'te canlandırdığı Deva karakterinin ilk göz ağrısı olduğunu ifade ederek "Şahsiyet'in ilk projem olmasından dolayı çok mutluyum. Haluk Bilginer'e gelecek olursak; herkesin 'abi' deyip seveceği, saygı duyacağı bir insan. İlk projemde onunla çalışmak bana gurur veren diğer bir unsur" şeklinde konuştu.
Nasılsın Recep? Nasıl gidiyor şu sıralar hayat? Beklentilerini karşılıyor mu?
Şu an bir sistemin içindeyiz ve çarklar çok güzel işliyor diyebilirim. Sabırlıyız. Sabrın yanında çalışmaya devam ettikçe de isteklerimiz gerçekleşecek diye ümit ediyorum.
"Kardeşlerim Berk'in bu kadar sevileceğini tahmin etmiyordum"
Kardeşlerim ile başlamak istiyorum. Proje sana geldiğinde bu kadar tutacağını, karşılığı olacağını düşünüyor muydun?
55 bölüm oldu, dile kolay. Çok uzun bir süre geçmiş gibi geliyor bana. Çok dolu dolu geçtiği için de mutluyum. Bu süre zarfında olgunlaştığımı düşünüyorum. Tecrübeler edindim, öğrendim. Başlangıçta Kardeşlerim'in böyle sükse yaratacağını, Berk karakterinin bu kadar sevileceğini tahmin etmiyordum. Sadece işimizi yaptık ve insanlar da bizi takdir etti. Ne mutlu bize…
Berk karakterinin gidişatından memnun musun?
Memnunum. Ne olacağını bilmiyoruz. Berk'i kendi çelişkilerinden uzak tutmaya çalışıyorum. Ben Recep olarak baktığımda da Berk'i tam anlamıyla çözemiyorum. Ama bana çok keyif veren bir karakter.
6. Bölümden sonra Recep ile Berk kaynaşmış duyduğum kadarıyla. Neden o kadar sürdü?
Tabii ki ana hatlarıyla karakteri biliyordum. Senaryo gereği belli bir yere kadar bazı hikâyelerin, bazı karakterlerin, bazı aksların işlenmesi gerekiyor. Dizi metninin aktarılması için yapılması gerekiyor. Bu süreçte beklerken Berk ile çelişkilere düştüm tabii. O zaman tereddütteydim. Ama zamanı geldiğinde, Berk'in iç dünyasına daha fazla indikçe tanımış oldum seyirciyle birlikte.
Nasıl bir set ortamı var? Kalabalık bir ekipsiniz. Neler yapıyorsunuz aralarda?
Dediğin gibi sette bir kalabalık var. Kendi özel alanlarımızı yakalamıyoruz. Yakalamak da istemiyoruz açıkçası. Çünkü 55 bölümdür bir aradayız. Uzun süredir birlikte çalışıyoruz. O yüzden birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Boş vaktimizi sahne arkadaşlarımızla, bulunduğumuz ortamdaki iş arkadaşlarımızla paylaşmayı yeğliyoruz. Bu da bizim sahne enerjimize yansıyor bence.
"Melis ile enerjimiz çok uyuyor"
AyBer'i anlatır mısın biraz? İzleyici çok seviyor Melis ile uyumunuzu. Sürekli de bir yakıştırma söz konusu. Melis ile partnerlik nasıl gidiyor? İyi ki partnerim Recep Usta da dedirttik bizim programda :) Tanışma hikâyeniz de baya merak ediliyor.
Melis ile diğer arkadaşlarımla olduğu gibi okuma provasında tanıştım. Herkesin enerjisi çok güzeldi. Güzel insanlarla güzel bir işte yer alacağımı düşündüm. O yüzden mutluydum. Melis'i ilk tanıdığım gün, AyBer'e dair bir fikrim yoktu. Kimsenin yoktu. Melis'i tanıdıkça, birlikte sahne çektikçe enerjimizin uyuştuğunu gördüm.
Çektiğimiz sahnelerden keyif almaya başladık. Ve her zaman bir tık üstünü istiyorduk. Beraber sahneye, oyuna kafa yormak çok eğlenceli oluyor. Keyif veriyor birlikte düşünmek, daha fazlasını istemek. Melis ile de enerjimiz çok uyuyor gerçekten. Dışarıda nasıl enerjik bir ilişkimiz varsa Aybike Berk olarak da sahneye çıktığımızda onu yansıtmaya çalışıyoruz.
"Şahsiyet'te canlandırdığım Deva benim ilk göz ağrım"
İlk projen Şahsiyet'ten de bahsetmek isterim. Çok sağlam bir projeyle oyunculuk kariyerine başladın, duayen isimlerle birlikte rol aldın. Deva'nın dönüm noktan olduğunu düşünüyor musun? Nasıl bir deneyimdi senin için? Bize Haluk Bilginer'i anlatır mısın? :)
Her zaman söylerim, Deva benim ilk göz ağrım. Şahsiyet ilk projem. Deva karakteri de Recep ile bütünleşen ilk karakterim. Şahsiyet, benim hep gurur duyduğum bir iş oldu. İleride de geçmişe dönüp baktığımda gurur duyacağım bir iş olarak kalacak. İlk işimde böyle güçlü bir kadroyla, böyle iyi bir senaryoyla seyircinin karşısına çıkmak beni gururlandırdı. Şahsiyet'in ilk projem olmasından dolayı çok mutluyum. Haluk Bilginer'e gelecek olursak; herkesin 'abi' deyip seveceği, saygı duyacağı bir insan. İlk projemde onunla çalışmak bana gurur veren diğer bir unsur.
Bundan sonraki projende nasıl bir karakter canlandırmak istediğini sormadan geçmeyeyim. Gelecek için nasıl hayaller kuruyorsun? Farklı türlerde, ters köşe karakterleri canlandırmayı ister misin?
İlla ki. Kimsenin tekdüze ilerlemeyi isteyeceğini sanmıyorum. İnsanız, hepimizin içinde yüzlerce, binlerce karakter var. Bunları besliyoruz. Sadece çoğunu bastırıyoruz. Oyunculuğun bana katmış olduğu en güzel şey, bastırılmış duyguların yarattığı karakterleri bastırılmadan da sahneleyebiliyoruz. Onu insanlara gösterme fırsatı sunuluyor bize. O yüzden yeni karakterler geldiğinde çok heyecanlanıyorum. Recep'in o olacağı, onun Recep olacağı düşüncesi beni heyecanlandırıyor. Nice işlerde farklı farklı karakterlerle yer alacağımı düşünüyorum. Ama kafamda spesifik bir karakter tipi yok. Ben oyuncuyum. Bana gelen her rolü layığıyla, elimden geldiğince yapmaya çalışırım.
Türk dizi tarihinde 'keşke ben oynasaydım' dediğin, hayranlık duyduğun karakter hangisi?
Hayranı olduğum bir karakter yok. Ama bir şeyi izlerken 'ben olsaydım ne yapardım?' sorusunu soruyorum kendime. "Bir üstü nasıl olurdu? Farklı olarak ne katabilirdim?" diye soruyorum kendime.
"Oyuncu olmaya 16 yaşında karar verdim"
Peki, hikâyenin başına dönecek olursak ne zaman oyuncu olmaya karar verdin ve bunun için ilk adımı ne zaman attın?
Kararımı 16 yaşında verdim. 17 yaşında da ilk adımı attım. Ortaokulda, lisede skeçlerde yer alırdım. Oyunculuğa dair araştırmalar yapardım. Lisede bir karar vermem gerektiğini anladım. "Ben bu işi yapacağım. Zevkle ve aşkla yapacağım işi buldum" dedim. 17 yaşındayken de adımlarımı atmaya başladım. Eğitimler almaya başladım. Eğitim ölümsüzdür. Ömrüm yettiğince de kendimi geliştirmeye devam edeceğim.
Mesleğinin başında tiyatro da yapan biri olarak tekrar dönmek ister misin sahnelere?
Çok isterim. 3 sezon tiyatro yaptım. Özel ve devlet tiyatrolarında çalışma fırsatım oldu. Şu an arkadaşlarımın sahneleyeceği oyunları okuyorum, okumaktan zevk alıyorum. Ama ben de yine bir gün sahnede yer almak isterim tabii.
"Anda mutlu olmaya çalışırım"
Özel hayatında nasıl biridir Recep? Nasıl bir arkadaştır? Bir günün nasıl geçer?
Kimine göre çok sıkıcı, kimine göre çok eğlenceli gelebilir yaşam tarzım. Ama ben ruh halime göre, spontane yaşarım hayatımı. Anda kalmaya çalışırım. Anda mutlu olmaya çalışırım. Bir günüm bir günümü tutmuyor diyebilirim. Keyif aldığım şekilde yaşamak istiyorum hayatı. İyi bir arkadaşımdır ayrıca :)
Nasıl bir sevgilisin?
Şu an kız arkadaşım yok. Ama daha önceki ilişkilerime baktığımda iyi bir sevgiliyimdir diyebilirim. Anlayışlıyımdır. Kişinin özgürlüğüne karışılmasını istemem. İlişkiler iki insanın birbirine bir şeyler öğretebildiği, bir şeyler katabildiği müddetçe yürür. Anlayış, özgürlük, özveri, özgüven çok önemli.
Mesleğinde gelmek istediğin top nokta neresi?
En iyisi olmak için çabalarım ben. Öyle bir noktam yok.
"Kendimi izlemeliyim"
Kendini izler misin? Yoksa asla izleyemeyenlerden misin?
İzlemeliyim kendimi. Gözümüzden kaçan durumlar olabilir. İlla ki izlemem gerekiyor. "Şurada şunu yaptım, daha iyisini nasıl yapabilirdim?" sorularını sorarım kendime. Kendimi izlerken oyun için farklı fikirler gelir aklıma. Beni besleyen bir şey bu.
Bugüne dek çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu kim?
Haluk Bilginer.
Mutlaka birlikte rol almak, karşılıklı oynamak istediğin bir isim var mı?
Öyle bir isim yok. Beni senaryo ve canlandırdığım karakter heyecanlandırır.
Bir ilişkinin içindeyken en berbat özelliğin ne olur?
Uzun zamandır ilişkim yok o yüzden ne söylesem olmaz. Çünkü büyüyoruz, gelişiyoruz. Eski ilişkilerimden bir örnek versem doğru olmaz. Çünkü aynı ben değilim.