Bugün de İspanya izlenimlerine Real Madrid'in mabedi Santiago Bernabeu ile devam edelim. Bernabue tartışmasız dünyanın en iyi birkaç stadından biri, tarihi özelliklerini de hesaba katarsak belki de en iyisi. İşte staddan ve maçtan notlar:
Tribünlerin sahayı görüş açısı mükemmel. Çünkü hem saha tribünlere çok yakın, hem de tribünler her şeyi görecek şekilde dik. Camp Nou'da maç izleyenler de hem atmosfer, hem de görüş açısı yönünden Bernabeu'nun daha iyi olduğunu söylüyorlar.
10 dakikada herkes dağıldı
Tribünler maç başlamasına 5-10 dakika kala doldu, maç bittiğinde ise herkes yine aynı sürede dağıldı. Sırf giriş çıkışlar rahat olsun diye stada dört kule inşa edilmiş. Bernabue'nin tam 55 çıkış kapısı var.
Bir grup gazeteciyle birlikte Digitürk'ün davetlisi olarak maçı locadan izledik. Locaların konforu, yemek ve içecek servisi mükemmeldi. Ancak locaların açık alanda izleme yeri yok, tamamen camla kapalı; bu da muhteşem atmosferi tam anlamıyla hissetmenizi engelliyor. Bernabue'de sadece localarda değil, tribünde de içki serbest. Sigara ise kağıt üzerinde yasak ama görevliler bilinçli şekilde görmezlikten geliyor ve içenler oluyor.
Real Madrid taraftarı maçtan önce sustu ama maç başlayınca çok efektif tezahürat yaptı. Real taraftarı çok bilinçli, pozisyona göre tezahürat yapıyor ve hakemi müthiş etki altında bırakıyor. Real'in futbolcuları her olumlu hareketlerinde taraftarlardan destek gördü.
Tribünlerde tahminlerin üzerinde Galatasaraylı vardı. Sadece kale arkasında değil, diğer tribünlerde de Real Madridliler'in arasında karışmışlardı. Meşale yakınca çok tepki aldılar.
Galatasaraylı taraftarlar; Plazo Mayor ve çevresinde gün boyu demlendiler ve bol bol tezahürat yaptılar. (En ilginç tezahüratları "Mourinho'ya tecavüz etmeye geldik" oldu.) Maçta ise pilleri bitti, erken gelen golle bir anda sustular.
Bizim grupta herkesten maç tahmini alındı. Galatasaraylılar'dan bile "Takımım galip gelir" diyen olmaması ilginçti.
psi kolojik savaşı kazandı
Türk takımları için Şampiyonlar Ligi'nde limit şimdilik çeyrek final bence. Çeyrek finalden öteye geçmek için futboldaki şans faktörü bile yetmiyor.
Real'in yedek kulübesindeki oyuncuları bile; Higuain, Modric, Kaka gibi dünya starları.
Galatasaray'ın en büyük eksiği ise dev maçlardaki o müthiş kazanma hırsını sahaya yansıtamamasıydı. Bunu sağlayan da Jose Mourinho oldu. Mourinho kendi uçuk egosunun aksine hep altan alarak konuştu, futbolcuları da açıklamalarında saygıda kusur etmedi. Mourinho Galatasaraylılar'ı kızdırmayarak psikolojik savaşı da kazandı.
Fatih Terim ise Emevi komutanı Tarık Bin Ziyad gibi İspanya'yı işgal etmenin hayaline kapılmıştı. Real'e karşı ofansif bir kadro çıkararak egosuna yenildi.