Geçen haftanın yürekleri en çok ısıtan haber görüntüsüydü. Kimliği meçhul adam, markete gelen Ramazan adlı çocuğa soruyor: "Kaç paran var?" Çocuk: "1 milyon." (Bir lira) Marketçi: "Tamam, ne istersen al, burası benim babamın dükkanı." Çocuk, raflarda hoşuna giden ne varsa alıyor. İyilik meleği marketçi 'harika' bir hesap yapıyor. "Tamam onu al, kaldı 60 kuruşun. Onları da al, şimdi kaldı 80 kuruşun..." Ramazan, 1 lira karşılığı çikolatalarla, gofretlerle, şekerlemelerle tıka basa doldurduğu poşetiyle marketten güle oynaya ayrılırken, içimden o meçhul iyilik meleğine alkışlar yağıyor... Bekledim... Bekledim ki o görüntülerdeki marketçi bulunsun. Bulunsun da 'Bir çocuk gülünce dünya güler' mesajının timsalini herkes tanısın. Ama olmadı. Fikri takip yapan bir tek haberci çıkmadı. Şimdi ben ne zaman insanlıktan, vicdandan, merhametten umudumu keser gibi olsam, bir arama motoruna 'Markette 1 liraya alışveriş yapan çocuk' diye yazıp o videodaki minik Ramazan'ın mutluluğunu izliyorum. Ramazan gerçekten de 'bereketiyle' geliyor...