Minika kanalının merakla izlenen yerli çizgi dizisi 'Maceracı Yüzgeçler', sinema filmi oldu. Bugün vizyona giren 'Maceracı Yüzgeçler: Büyük Gösteri'yi senaristi Arzu Demirel ve Minika Genel Yayın Yönetmeni Elçin Koyuncu ile konuştuk.
Çizgi dizi, sinema filmine nasıl dönüştü?
ARZU DEMİREL:
2012'de Mavi Baloncuk adında su altında geçen bir dünya yazmıştım. O proje hayata geçmedi ama ben vazgeçmedim yazmaya, devam ettim. Daha sonra Elçin Hanım'la buluşunca hayata geçirme şansım oldu. Dünyada balıklar dünyasında geçen bir sürü proje var. 'Dori', 'Kayıp Balık Nemo', 'Disney'in Deniz Kızı' gibi. Biz üç tarafı sularla çevrili bir ülkeyiz ve müthiş bir kültürümüz var. "Biz neden yapmıyoruz?" dedim.
ELÇİN KOYUNCU:
Bu proje bize çok ayakları yere basan şekilde geldi. Birinci bölüm yayına hazır şekildeydi. 39 bölüm yayınladık. Sonra sinema filmini çevirmek istedik. Kitapları da çıktı. Üçü satıştaydı, üçü de filmle birlikte çıktı.
'BİBA'NIN ÖYKÜSÜ
Film ne anlatıyor?
A. D.: 'Maceracı Yüzgeçler', İstanbul Boğazı'nın altında geçiyor. Bu dünyayı 'Biba'nın gözünden görüyoruz. 'Biba', yazar olmak isteyen bir balık. Yaşadığı maceraları günlüklerine yazıyor. 'Biba' ve arkadaşları onun yazdığı maceralardan bir senaryo oluşturuyorlar. Bizler de seyirci olarak filmde onların yaşadığı olaylara şahitlik ediyoruz. Dünya balıklarının davet edildiği bir gösteri çıkıyor ortaya.
Çocuklar 'Maceracı Yüzgeçler'i neden sevdi?
A.D.: Çünkü macera var. Karakterler çok eğlenceli ve çok bizden. Her karakterin ayrı bir özelliği var. Çocuk evden çıkınca illa ki deniz görüyor.
E.K.: Denizin altında öyle bir dünya yarattık ki... Sultanahmet, Galata Kulesi, Kız Kulesi, Tarihi Yarımada, köprüler, vapurlar... Suyun altında aynı dünya devam ediyor. Dolayısıyla gerçek hayatla çok yakınlaşabildiği bir yer. Balıklar da çocuk. Ödev yapıp okula gidiyorlar. Empati kuruyorlar.
Çizgi diziyi bilmeyen filmi izlerken yabancılık çeker mi?
E.K.: Hayır, yine çok eğlenir. Yedi ayrı hikaye bir bütünlük içinde. Tiyatro oyunu izlemeye gitmiş gibi olacak çocuklar. Şarkılar da çok eğlenceli.
Ressam Osman Hamdi Bey'e de gönderme var...
A.D.: Evet, bizim dünyamızda kültür-sanat, tarih çok önemli. 'Biba' yazmaya hevesli, kitap tutkunu bir balık. Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu çok önemli bir tablo. Balıklarımızın da güzel bir hikayesi var tabloyla. Elçin'in aklına gelen bir fikirdi, hikayeye ekledik.
E.K.: Beyin fırtınası yapıyoruz, ekipçe değerlendiriyoruz. Burada da yine kızımdan yola çıkıyorum. Okuldan gelip bana "Şu yazarı tanıyor musun?" diyor mesela, "Tanımıyorum" diyorum, "Gel sana anlatayım" diyor. Çocuklar burada da Osman Hamdi Bey'i tanıyacak. Bir bölümde de Everest Tepesi'ne selam gönderiyoruz.
Minika'nın diğer dizilerini de film yapmayı düşünüyor musunuz?
E.K.: Dört yerli yapımımız var. En kıdemlisi 'Maceracı Yüzgeçler'. Diğerlerinin de tabii ki sinemayla buluşmasını istiyoruz.
PSİKOLOG HER BÖLÜMÜ DAKİKA DAKİKA İZLİYOR
■
Sizin çocuklarınız beğendiler mi filmi?
A.D.: Benim 4 yaşında bir oğlum var. İlk o izliyor her şeyi. Çok iyi bir gözü oldu. Onun verdiği revizyonu kanal da veriyor mesela. Bu filmi de onunla izledik, çok beğendi.
E.K.: Bana gelen senaryoları okuduktan sonra akşam 8 yaşındaki kızıma özetini geçiyorum. Kızım seviyor, "Bunun yeni bölümünde ne olmuş?" diye soruyorsa "İşte tamam, bu tutar" diyorum.
MESAJLAR ÖNEMLİ
■
Kanal olarak hassasiyetiniz nedir?
E.K.: Çizgi filmlerin verdiği mesaj önemli tabii ki. Ailelerin çocuklarını güvenle teslim edeceği bir ekran oluşturmak istiyoruz. Çocuk kanalları arasında ilk psikolog ekibi kuran kanal Minika'dır. Danışman gibi değil, tam gün çalışıyor. Her bölümü dakika dakika izleyip kelime kelime üzerinden geçeriz. Çocukların eğlenirken öğrenebileceği, düşüneceği, sorgulayacağı, merak edeceği içerikler olsun istiyoruz. Başından beri iki faklı kanal olarak yola çıktık çünkü 3-14 çok geniş bir yaş aralığı ve 24 saatlik bir yayında bunu doğru veremezsiniz çocuğa. En iyisi yaş gruplarını bölmekti. MinikaÇocuk'ta 3-8 yaşa, MinikaGo'da ise 7-14 yaşa uygun yapımlar var.
BİZDEKİ TÜM KARAKTERLER SANAT VE SPORLA İLGİLİ
■
'Maceracı Yüzgeçler: Büyük Gösteri'de nasıl bir dünya bekliyor izleyiciyi?
A. D.: Hedef kitlemiz, okul öncesi ve ilkokul.
Çok büyük bir dünya var filmde. İstiklal Caddesi'ne
benzeyen caddemiz var. Metrobüs'ün
yansıması Kefalbüsler var. Balıklar onunla yolculuk
ediyor. 400 yaşında bir denizkızımız var,
o akıntıyı kullanmayı tercih ediyor. Tüm çizgi
filmlerden farklı olarak bizim dünyamızdaki
tüm karakterler kütüphaneye gider, kitap okur,
tiyatroyu, sanatı, sporu sever. Kendine has bir
dünyası var, İstanbul'un yansıması.
TEKNOLOJİ KONTROLLÜ OLMALI
■
Biz sokakta büyüyen bir nesildik, şimdikiler dijital dünyada büyüyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
E.K.: Minika'yı kurduktan sonra çocukları dijital dünyadan uzak tutmak istedik. Sonra Youtube başta olmak üzere bütün platformlarda çocukların çok aktif olduklarını gördük. Biz de Youtube kanalı kurduk. Çocukları dijital dünyadan uzak tutamazsınız çünkü artık dünyanın ritmi buna uygun değil. Ben bir anne olarak çocuğumu teknolojinin gerisinde bırakmak istemem. Kontrollü şekilde kullanmasını isterim.