Danimarka'da 5 Haziran'da gerçekleşecek parlamento seçimlerinde yarışan Joachim B. Olsen, sıra dışı bir seçim kampanyası yürütüyor.
Bir porno sitesine ilan veren Olsen'in sloganı 'İşinizi bitirince Jokke'ye oy verin' oldu. Aynı zamanda 2004 Atina Olimpiyatları'nda gülle atma dalında gümüş madalya kazanan bir sporcu olan Olsen, "Her yere gitmeniz lazım ve bu yüzden porno sitede yer alacak bir reklamın eğlenceli olabileceğini düşündük. İnternetin yarısı porno ve seçmen neredeyse sizin de orada olmanız gerekiyor, porno siteleri dahil" diyor.
Olsen'in sloganı 'Bize oy ver, sana bu zevki yaşatalım' olursa seçimi kesin kazanır!
Şaka bir yana, Olsen'in yaptığı özellikle genç seçmene ulaşmak için akıllıca bir yöntem değil mi?
Elbette bize böyle bir yöntem uymaz ama Türkiye'de seçimlerin kaderini artık gençler belirliyor. Türkiye, Avrupa'nın en genç ülkesi. 13 milyona ulaşan genç nüfusumuz, Avrupa Birliği üyesi 20 ülkenin nüfusunu geride bıraktı.
GENÇLERE ULAŞMAK...
Siyasi partiler gençlere ulaşmada pek başarılı görünmüyor. Gençlerin iftar sofrasına konuk olmak yetmiyor. Farklı seçim stratejilerine ihtiyaç var. Günümüz gençliği TV izlemiyor, sosyal medya, YouTube ve dizi sitelerine takılıyor.
Haber kanallarındaki tartışma programlarını ya da siyasetçilerin konuk olduğu özel yayınları da izlemiyorlar.
Gençler mitingleri de takip etmiyor.
Gençlerin derdi, okul ve eğlence.
Örneğin Türkiye'de sanal oyun bağımlısı oranının yüzde 12 olduğu tahmin ediliyor.
Bağımlılar da en çok 16-24 yaş arası gençler. Bir de bağımlı olmayıp vaktini genelde oyun sitelerinde geçirenler var. Siyasi partiler, reklam kampanyalarının yüzde kaçını internetteki oyunlara harcıyorlar acaba?
Samimiyet ve birebir iletişim de çok önemli. Örneğin bir siyasetçinin bir E-spor alanında gençlerle bilgisayar oyununda kapışması... İftar çadırlarının yanına internet bağlantısının bedava olduğu, oyun konsollarıyla dolu bir oyun çadırı kurulması gençlerin ilgisini çekmez mi? Ya da seçim adayları bir YouTube yayınında sadece spor, müzik, bilgisayar oyunları üzerine gençlerle konuşsa... Bir öğrenci evinde bir gün kalınsa, patatesli yumurta, makarna yense, iddiayı kaybeden bulaşığı yıkasa...
Örneğin Danimarka Sosyal Liberal Partisi'nden Morten Oestergaar da, seçim çalışmaları kapsamında bir gecesini iki seçmenin evinde geçirdi.
Bizde siyasetçiler her akşam haber kanallarında aynı kitleye seslenmek yerine bazen sabahları kadın programlarına neden konuk olmuyorlar?
KAMPANYALAR DEĞİŞMELİ
Güney Koreli siyasetçiler propaganda dönemlerinde çok sevilen müzik akımı K-pop kültüründen besleniyor, reklamlarında şarkılar söylüyor, gençlerle dans ediyor. Örneğin Güney Kore'de Adalet Partisi adayı Sim Sangjung, reklam filmlerinde Kore gangster filmlerinin parodisini yaptı.
Türkiye'de de genç seçmene ulaşmak için seçim kampanyaları kökten değişmeli.