Öğrenmenin sonu yok, yeri yok, zamanı yok sayın seyirciler. Dün sabah bakın ne öğrendik! PAZAR SABAH'ı açtık ve Seren Serengil'in röportajını okuduk ve 'popülerliğin bir adabı' olduğunu öğrendik. Ama öyle sizin bildiğiniz ya da tahmin ettiğiniz gibi değil. Efendim mesela Seren için popülerliğin adabı birinin aldığı bir şeyi alıp giymemekmiş. Konu kanlı bıçaklısı Gülben Ergen'le pişti oldukları şu meşhur çizmelerden çıkmış. Seren de durur mu, haddini bildirmiş Gülben'in. "Hop hoop, seni gidi gümüş çatal bıçaklarla yemek yiyerek büyümemiş kadın" demiş, "Sen farkında değilsin ama popülerliğin bir adabı vardır..." Haydaa, pazar pazar aldı mı beni bir düşünce.
ÖZELİ PAMUKLARA SARMAK
Popülerliğin adabında 'göz göre göre aynı şeyi giymemek' varsa başka neler olabilir?
Aynı diziyi seyretmemek... (Bkz: Sen kim oluyorsun da 'Ezel'i seyrediyorsun?)
Aynı uçağa binmemek... (Bu uçağın tek first lady'si benim kafası...)
Aynı besteciden şarkı almamak... (O benim bestecim pis kadın çekil aradan.)
Aynı sokaktan geçmemek... (İlgi dağılır maazallah.)
Aynı fikirde olmamak... (Olurlarsa şaşarım...) Gördüğünüz gibi bu acayip bir alem işte. Bir çizmede fırtınalar kopuyor mu, kopuyor işte. Bilirkişimiz Seren Serengil ısrarlı; bu, bütün popüler kadınların kulağına küpe olsun. Adap bu; aynı şeyi giyemezsiniz. Çok ayıptır çok! Oysa 'popülerliğin adabı' gibi bir durum söz konusuysa; benim aklıma başka şeyler geliyor. Mesela haftada beş posta ona buna sataşmamak, işini en iyi şekilde yapmaya çalışmak, her zaman saygıyı elden bırakmamak için uğraşmak. Belki de gençlere örnek olmak, yenilikçi olmak, aynı yemeği ısıtıp ısıtıp sunmamak, özel yaşamını pamuklara sarmak gibisine şeyler. Ama yanılıyorum, ben hiçbir şeyden anlamıyorum zaten. Bugünden sonra çok dikkat edeceğim, kimsenin giydiğini giymeyeceğim. Adabımızı koruyalım, değil mi efendim. Not: Seren Serengil'in başlayacak evlilik programını dört gözle bekliyorum. Bu işi iyi kıvıracak gibi geliyor. Bakalım kendisinden daha neler öğreneceğiz.