Genelde davetlerde çekilmiş fotoğraflarıyla basına yansıyan cemiyet hayatının ünlü isimlerinin günlük hayatları, hep merak edilmiştir. Günleri nasıl geçer, nerelere gider, dostlarıyla nerelerde görüşürler, evde ne yaparlar? Bu sorular çoğaltılabilir ama maalesef cevaplarına pek rastlanmaz. Bu tarz meraklarınızı gidermek için artık her hafta bir ünlü ismi bu sayfaya konuk edeceğim. Konuğum, bir gününü değil; tam bir haftasını anlatacak, hem de fotoğraflarıyla birlikte...
İLK KONUĞUM LEYLA ALATON
İlk konuğum; iş ve cemiyet hayatının seçkin ismi Leyla Alaton... Leyla Hanım; gün gün neler yaptığını, nerelere gittiğini, kısacası özel yaşamıyla ilgili birçok detayı anlattı. Tabii yaşadıklarını fotoğraflamayı da ihmal etmedi. İşte Alaton'un kendi ağzından ve kendi objektifinden bir hafta boyunca yaşadıkları...
31 ARALIK PAZARTESİ
Yeni
yıla çocuklarım ve dostlarımla bizim evde girdik. Bu Pembe Panter karakterli elbisemi merak etmişsinizdir. Iceberg marka bu kaşmir elbiseyi, daha çocuklarım doğmadan almıştım. Her sene geleneksel olarak sadece Noel ile yılbaşı günlerinde giyerim. Elbisenin, herkesin yüzünde gülücükler açtırması hoşuma gider. Benimle çok özdeşleşen; çılgın, özgün, kompleksiz bir kıyafet... İçinde kendimi çok iyi hissediyorum.
1 OCAK SALI
Yeni
yılın ilk günü; 2011'de Nobel Kimya Ödülü'nü alan İsrailli Profesör Dan Shechtman Alvimedica, ofisimizi ziyarete geldi. Türkiye'yi çok seven Shechtman, "Ne Churchill, ne de Truman, bu yüzyılın tek devlet adamı vardı; o da Atatürk'tü" dedi, benim göğsüm kabardı. Bu arada kendisi adına sınırlı sayıda basılan Nobel eşarplarından bana da hediye etti. Sadece Michelle Obama ve Hillary Clinton gibi şahsiyetlerde varmış; kıskanmayalım. Eşarbın deseni, kendi buluşu olan kristallerin şeklinden uyarlanmış. Bu arada, dünyada en güzel Türkiye'de yemek yediğini söyleyen Shechtman'ı, Park Fora'ya yemeğe götürdüm.
2 OCAK ÇARŞAMBA
Yılbaşı
benim için daha da özel... Zira 14 yıl önce, yılbaşının hemen ertesi günü büyük oğlum Eros için hastaneye gitmiş ve 2 Ocak sabahı erken saatlerde doğum yapmıştım. Eros, böylece anneannem ile aynı tarihte doğmuş oldu. İki oğlum da toprak burcu. Ben de Boğa olarak, her ikisiyle çok iyi anlaşıyorum. İkisi de çok çabuk büyüyor... Ben de her anın kıymetini bildiğim için onlarla mümkün olduğu kadar çok vakit geçiriyorum. Evde; küçük oğluşum Atlas ile birlikte, büyük oğluşum Eros'un doğum gününü kutladık. Eros, bugün 13 yaşını bitirdi.
3 OCAK PERŞEMBE
Çok takdir ettiğim, bence dünya çapında çok özel bir kadın ve özel bir sanatçı olan Günseli Kato'nun Dolmabahçe Sanat Galerisi'ndeki 'Minyatür Ayaklanması' isimli sergisini ancak son günü gezebildim. Günseli, Japonya geçmişi ve birikimiyle her zaman değişik ve ilginç saptamalar yapar. Bence rol model alınacak kadınlarımızdandır. Ağzından bal akar, sohbeti müthiştir. Neşeli, kendiyle barışık, kompleksiz, önemli ve değerli sanatçı kadınlarımızdan biridir.
4 OCAK CUMA
'Bir Fikrin Mi Var?'... İşte final günü geldi, çattı. Finale kalan yarışmacılarla adeta dost olduk. Her birinin çok başarılı olacağına inanıyorum. Sadece bir buluş yapmak değil, gelip onu TV'de anlatmak büyük cesaret ister. Jüriye gelince... Ali Şen, Alphan Manas, yapımcımız Fuat Sami, sunucularımız Cemal Hünal ve Tamay Kılıç ile çok uyumlu, harika bir ekip oluşturduk. Çok eğlendik, tartıştık. Zevk alarak, iyi bir iş çıkardığımıza inanıyorum. Yeni dostlar edindiğim gibi; insanlar TV'de hakiki Leyla Alaton'u görebildiği için de mutlu oldum. Her zaman girişimciliğe önem verdim ve destekledim. Özellikle kadınların sosyal sorumluluk projelerini çok önemsiyorum.
5 OCAK CUMARTESİ
Cumartesi günü, işlerine bayıldığım ve yakın dostum olan Selma Gürbüz'ün sergisinin açılına gittim. Çalışkanlığı, yaratıcılığı ve hayal gücüyle hayran olduğum bir sanatçı. Sergisini, çok sevdiğim ve beğendiğim Rampa Galeri'de açtı; Leyla Tara Suyabatmaz'ın galerisinde. Leyla'nın galerisi Türkiye'nin en iyilerinden ve yurt dışında en önemli fuarlarda Türk sanatçılarıyla yer alıyor; harika! Selma'nın sergisini de kaçırmayın derim...