Ülkece 3.5 yaşındaki Pamir Dikdik'in ölümüyle yıkıldık. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Dün bütün gazeteler Pamir'i manşetten verirken, iç sayfalarda Şanlıurfa'da kuyuya düşüp ölen 6 yaşındaki Ahmet Demir'in de haberi vardı. Her gün böyle acı haberler okuyoruz aslında.
Belediye rögar kapağını açık bırakır, bir çocuk düşüp ölür. Okulda lavabonun vidası sıkılmaz, bir çocuk ölür. Demir kapı, basketbol potası, kaydırak devrilir; çocuklar ölür. Evde elektrikli ısıtıcı açık bırakılır, çocuklar yanar ölür.
Bizim çocuklar çalışırken de ölür. Merdiven altı atölyelerde kollarını, bacaklarını kaybederler. Türkiye'de yaşam ucuz, çocuklar için daha da ucuz. O havuza branda çekilmiş olsaydı ve ailenin ihmali olmasaydı, belki de Pamir yaşayacaktı.
6 BİN ÇOCUK KAYIP
Ülkemizde 2012'de 609 çocuk ihmal ve şiddet kurbanı oldu. 2013'te yaşam hakkı ihlal edilen 343 çocuk hayatını kaybetti. Bir de tecavüz ve taciz kurbanları var, çocuk gelinler var. Şu an kayıp çocukların sayısı ise 6 bin. Çocuk hakları konusunda alınacak çok yolumuz var.
Norveç'te, Almanya'da iyi bakılmadıkları gerekçesiyle Türk çocuklarının ailelerinden alınmalarına kızıyoruz. Evet, bazen kuralları abartıyorlar ama belki de bizim de abartmamız gerekiyordur.
Örneğin İngiltere'de, çocuğuna kötü davranan aileler artık 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak. Çocuk hakları konusunda Norveç, Almanya, İngiltere gibi sert kurallar ve kanunları hayata geçirmeliyiz.
Yoksa değişen bir şey olmaz, her gün bir Pamir ölür.