Özgün, Bi' Başka YouTube kanalına özel yaptığı özel açıklamada 2007-2009 yılları arasında psikolojik olarak zor bir dönem geçirdiğini ifade etti. Sanatçı eşinin kendisini o kötü dönemden çekip çıkardığını belirterek, "Çok sinirli, mutsuz, kötü yaşayıp kötü beslendiğim, kendime kötü baktığım bir dönemdi. Nida hiç çaktırmadan beni o durumun içinden çekip çıkardı" dedi.
Pandemi, karantina, sahnelerden uzak bir yaşam nasıl gidiyor? Üretim açısından bu süreçten faydalananlardan mısınız Özgün Bey?
Herkes için çok zor bir süreç, tüm dünya için. Ama bazı meslek grupları daha çok zorlanıyorlar. Bir çalışmak zorunda olanlar var, bir çalışmamak zorunda olanlar var. Biz çalışmamak zorunda olanlar grubuna dâhiliz. Bir taraftan avantajları var, sağlığımızı korumak açısından temas halinde değiliz kimseyle. İşimiz çok temas gerektiren bir meslek. Ama diğer taraftan ekonomik açıdan çok zor oldu hepimiz için. Biz müzisyenler herhâlde dünya üzerinden işe gitmekten en keyif alan, sürekli iş yapalım diyen meslek gruplarındanız. Hiç iş yapamamak psikolojik olarak bizi yordu. Yaklaşık 1 senedir evdeyiz. Bu 1 sene boyunca kendi adıma konuşursam yarım kalan eksik kalan projemi tamamlama fırsatı buldum. Düşünme fırsatım oldu. İşi olumlu yöne çevirmeye çalıştım.
8 sene önce evlilik teklifi etmek için eşinize özel olarak yazdığınız "En Güzeli" adlı şarkı geçtiğimiz günlerde dinleyiciyle buluştu. Şarkının hikâyesini, eşinizden ve dinleyicilerden gelen tepkileri ve geri dönüşleri dinleyebilir miyiz sizden?
Biz Nida ile 2008 yılının sonlarında tanıştık. 2009 yılından itibaren birlikteyiz. Nida'yı ilk gördüğüm gün onunla evleneceğimi biliyordum. Doğru kişi olduğunu hissettim. Nida da zaman içinde beni tanıyarak bu karara vardı. Çünkü popçu, müzisyen deyince insanların kafasında bir profil oluşuyor. Olumsuz örnekler gösterildiği için magazin programlarında "Bunların gece hayatı olur, düzgün ilişkisi olmaz, bunlar aldatırlar" önyargıları var insanlarda. Nida için zaman aldı evlilik fikrinin kafasında oturması. Ama biz hep çok ciddi yaklaştık bu duruma. Dolayısıyla da bir süre sonra Nida'nın babasıyla tanıştım. Kayınpederimi ikna etmek daha zor oldu Nida'yı ikna etmekten. "Acaba kayınpederime mi şarkı yazsaydım?" diye düşündüm. Gel zaman git zaman bir baktık ki Nida ile evleneceğiz. Ama evlilik teklifi edememişim. Evlilik teklifim de özel olsun istedim. Bir yemekle çiçekle geçiştirmek istemedim. İkimiz de müzisyeniz, kalıcı bir şey olsun istedim. "En Güzeli" adlı şarkıyı yazdım. Ben şarkıyı yazarken Nida da dinlerken çok duygulandı. Düğünümüzde ilk dansımızı bu şarkıyla yaptık. Ondan sonra bu şarkıyı piyasaya sürme fikri oluştu bizde. Nida da destekledi. Ben "Benim için çok özel bir şarkı ama insanlar ne hisseder? Daha farklı bir hikâyesi var bende, şarkı mı bu acaba" diyordum. Ama bu dönem içerisinde Nida ile "Zaten bir şey yapamıyoruz, güzel bir fırsat. Şarkıyı sunalım dinleyiciye" dedik. Düğün görüntülerimizden bir kolaj yaptık. Başta şarkıyı YouTube kanalımda yayınlamayı düşünüyordum sadece. Radyolara vermeyi düşünmüyordum. Sonra menajerime şarkıyı dinlettikten sonra çok beğendikleri için radyolara da vermeye karar verdik. Bazı özel şeyler insanın kendisine çok özel çok güzel gelebilir ama genele sunduğun zaman aynı tepkiyi alamayabilirsin. Bu ihtimal de beni ürkütmüştü. Ama dinleyici sevince evde de birkaç görüntü çektik. Düğün videomuzla birleştirip bir klip çıkardık ortaya. Çok güzel tepkiler aldı. İzleyiciler klibin sonunda düğün videomuzdan kesiti görünce olayın gerçek olduğunu anladılar. Bazen promosyon için böyle şeyler yapılabiliyor biliyorsunuz. "Bunu şunun için yazdım" derler ama o aslında başka bir hikâyedir. Ama bize gelen yorumlarda "Tüylerim diken diken oldu, gerçekmiş. Böyle gerçek şarkılar artık yapılmıyor" gibi birçok cümle okudum. Bu yorumlar da beni çok mutlu etti. İyi ki yapmışız dedim.
"ÇOCUK ŞARKILARI ALBÜMÜMÜZÜN ANİMASYON VİDEOLARI HAZIRLANIYOR"
YouTube kanalınızda eşinizle birlikte çektiğiniz videolarınızı keyifle takip ediyoruz. Video yüklemeleri daha da sıklaşacak mı önümüzdeki süreçte? Farklı konseptler üreterek YouTube'da daha aktif olmak istiyor musunuz?
"En Güzeli" parçam YouTube kanalımıza hazırlık videosu gibi oldu. Şimdilerde yakında çıkacak olan "Çocuk Şarkıları" albümümüzün animasyonları üzerinde çalışıyoruz. Nida, Ediz, ben ve arkadaşlarımız çiziliyor. Dolayısıyla bu şarkıların videoları da YouTube kanalımıza yüklenecek. Biraz daha geniş içerikli bir kanal olsun istiyoruz. Akustik şarkılarım, çıkaracağım singlelar, müzik projelerim, çocuk şarkılarımızın animasyonları ve gündelik hayatımızdan kesitleri sunacağımız videolar gelecek. Instagram'da oğlum Ediz ile çektiğim videoları çok seviyorlar. Benden çok takipçisi olabilir Ediz'in. Videolarımda Ediz'i de çok görmek istiyorlar. Böyle farklı farklı içeriklerle birlikte YouTube kanalımızı canlandıracağız. Herkesin YouTube kanalı şahsi televizyon kanalı gibi oldu. Artık seyirciye oradan ulaşılıyor. Ben de iyi değerlendirmek istiyorum YouTube kanalımı.
"ÇOK EĞLENEN BİR AİLEYİZ"
Yeni projeniz "Çocuk Şarkıları" albümünden bahsetmek istiyorum. Ne zaman çıkıyor albüm? Bu projeye nasıl başladınız ve süreç nasıl gelişti?
Ediz doğduğundan beri herkes bana "Ediz'e şarkı yazmadın mı?" diye soruyordu. Ediz down sendromlu olduğundan yaşadığımız durum daha duygusal bir durum olduğu için muhtemelen benden hüzünlü şarkılar yazmam bekleniyordu. Ama işin iç kısmı öyle değil. Biz bu durumu kabullenmiş ve çok da eğlenen bir aileyiz. Ben de Ediz'in şarkılara olan ilgisini hep gördüm. Bir şeyleri şarkıyla öğrenmenin çocuklar için ne kadar kolay olduğunu gördüm. 5 senedir çocuk şarkısı dinliyorum. Ediz'i bir gün yatakta severken bir şey mırıldanmaya başladım. "Elma gibi kırmızı yanakların var, iki kaş iki gözün bir de burnun var, dudakların ve dilin inci gibi dişlerin…" gibi bir şeyler mırıldanmaya başladım. Beğenip hemen bir kenara yazdım. Nida da çok sevdi. Devam ettirmemi söyledi. Başka ne yazacağımı bilmiyordum. Eşim de "mevsimleri, renkleri, harfleri yaz" dedi. Ediz beklemeyi, sabretmeyi hiç bilmiyor. Biz sürekli "Aman oğlum dur bekle, aman kaydıraktan inerken bekle" diyerek geçiyor zamanımız. Beklemekle ilgili bir şarkı yazdım. Böyle böyle şarkılar ortaya çıkmaya başladı. Kısa bir süre içinde 10-12 şarkıyı tamamladım. Düzenlemeleri bitti, kayıtları bitti. Animasyonları bekliyoruz. İlk bölümü gelince yayınlayacağız. Tahminimce Şubat ayının sonunda albüm çıkacak.
Oğlunuzla olan iletişiminizi gıpta ederek izliyoruz. Çocuklar çoğu zaman cevaplarıyla, düşünceleriyle bizi şaşırtır. Ediz sizi en çok ne zaman hangi davranışıyla şaşırttı?
Ediz'in özel bir durumu var. Dolayısıyla biz ufacık bir hareketine bile şaşırıyoruz. Diğer çocuklara göre biraz daha geriden geliyor. Ediz şu anda 5 buçuk yaşındaysa 3 buçuk yaşlarında gibi davranıyor. Dolayısıyla büyüme süreci bizim için zorlayıcı gibi gözükse de diğer taraftan çok güzel geçiyor. Çünkü derler ya "keşke büyümese de biraz daha böyle kalsa, daha çok sevsek" diye. Bizde bu dönem daha uzun sürüyor. Ağzından çıkan bir harf, bir kelime, sokakta yürürken verdiği bir tepki, bir anda sözümüzü dinlemesi bizi şaşırtıyor. Çünkü inatçı bir çocuk Ediz. Kendi istemediği hiçbir şeyi yaptırmanızın imkânı yok. Çok denedik, olmuyor. Ufacık bir söz dinlemesi bile bizi çok şaşırtıyor. Biz her gün defalarca şaşırıyoruz.
"HAKAN ALTUN SEVDİĞİM BİR ABİMDİR"
Tanışmayı çok istediğin ama tanıştığında tamamen hayal kırıklığına uğradığın bir şarkıcı oldu mu?
Benim öyle yakinen tanıdığım sanatçı dostum yok. Çok da tercih etmiyorum. Çünkü insanlarla fazla sıkı fıkı oldukça hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Herkes gibi ben de insanları televizyondan takip ettim, hayranlık duydum. Sempati besledim. Ama ekrandan gördüğüm kadarıyla. Yıllar içinde hemen hemen hepsiyle görüştük, tanıştık, karşılaştık, yemek yedik, sohbet ettik. Kimileri için "ekranda farklı gözüküyor" dediğim oldu. Olumsuz örnek vermeyeyim, olumlu örnek vermek istiyorum. Ben albüm yapmadan önce İstanbul'a gelmiştim. Müzisyen arkadaşım Levent Dörter ile birlikte Ankara'da çalışıyorduk. O dönemlerde müzik altyapıları alıp kafelerde o altyapının üstünde çalıp söylüyorduk. İstanbul'a geldik. Hakan Altun'un bu konu hakkında bize yardımcı olabileceğini duymuştuk. Stüdyodaydı o zamanlar, "Gülüm Benim"in kaydını yapıyordu kendisi. Bize inanılmaz ilgili ve samimi davranmıştı. Ankara'dan 2 çocuk gelmiş sonuçta, tanımaz etmez. Kendisinin albümleri var. Yıllar geçti, yine karşılaşıp görüştük. Kötü örnek çoktur ama iyi örnek vermek istedim ben.
Sektörde asla çalışmam dediğin biri var mı?
"Asla" demem. Asla dediğim şeyler karşıma çıkmıştır. Büyük konuşmamak lazım. Çalışmayı tercih etmeyeceğim bir sürü insan var. Karakteri veya yapmış olduğu müzik dolayısıyla tercihim dışında olacak insanlar var. Ama bir yardım projesi olur, faydalı bir iş olur, bir anda kendini o kişiyle aynı sahnede görebilirim. O yüzden "asla" demem.
Peki, sanat camiasıyla aranızdaki mesafe hep var mıydı? Yoksa bir şey mi yaşadınız da değişti?
Ben karakter olarak böyle bir insanım. Belli bir yaştan sonra gerçek dost edinemiyorsunuz. Benim şu anda dost olarak gördüğüm insanlar ortaokul, lise ve üniversite dönemindeki arkadaşlarımdır. Ondan sonraki süreçte 1-2 tane daha dost edinmişimdir. Çok kıymetli, çok sevdiğim insanlar var. Tanışsak, birlikte vakit geçirsek çok keyif alacağıma inandığım insanlar var. Sevdiğim dostlarım, müzisyen arkadaşlarım da var. Bir taraftan fırsat olmuyor, diğer taraftan da tercih etmiyorum pek fazla. Genel olarak annesi, babası, eşi, çocuğu yani ailesiyle ve 1-2 sıkı dostuyla birlikte mutlu olan, hayatını sürdüren bir adamım. Daha az zarar gördüğümü ve insanlara daha az zarar verdiğimi düşünüyorum.
Hiç reddettiğin ama sonradan üzüldüğün bir proje oldu mu?
İlk albümün prodüktörlüğünü yapan Ender zamanında bana bir şarkı dinletmişti. Slow bir şarkıydı dinlediğimiz, ama ben hareketli bir şarkı olsun istiyordum. Şarkı da çok hoşuma gitmişti aslında. Ama biraz düşünmek istedim. O da çok beklememiş benim düşünmemi :) Sonra Mustafa Ceceli'den duydum. Es şarkısıydı. Ceceli'nin yaptığı en iyi şarkılardan biridir. Sonra dedim ki illa hareketli şarkı da olmayabilirmiş yani :)
Hayatta en utandığın anı paylaşabilir misin bizimle?
1-2 tane var. Bizim utandığımız anlar genelde sahnede oluyor. Fethiye'de bir yerde çalıyorduk. 2000'li yıllarda. Şarkı söylerken insanlar bana bakıp gülmeye başladı. İki dakika sonra garson bana asma yaprağı getirdi. Pantolonumun ağ kısmı yırtılmıştı :) Geceyi öyle bitirmiştim.
Seslendirmekten en keyif aldığınız şarkı hangisi?
"Bu Kadar mı Zor"
"NİDA BENİ ÇEKİP ÇIKARDI"
Bugüne kadar hiç kimsenin duymadığı, sevenlerini şaşırtacak neyin var?
2007-2009 yılları arasında psikolojik olarak zor bir dönem geçirdim. Çok sinirli, mutsuz, kötü yaşayıp kötü beslendiğim, kendime kötü baktığım bir dönemdi. Psikologlara gidiyordum. Agresif bir insandım. Sabahlara kadar oturuyordum. Öğlen kalkıyordum. Bazen günü görmüyordum. Kötü bir dönem geçirdim. Sonra Nida ile tanıştım. Nida hiç çaktırmadan beni o durumun içinden çekip çıkardı.