Sevgililer Günü'ne büyük anlamlar yüklemek ne kadar saçma ise bu özel olarak kutlanan günün unutulmasının boşanma sebebi olması da o kadar saçma. Bir kere sevmenin günü yoktur her gündür her andır. Zaten endüstri haline gelmiş kapitalist sistemin bir dayatmasıdır bugün. Şimdi sırf böyle düşünüyorum diye kusurlu mu sayılmalıyım?
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin aldığı kararla sürekli olarak eşini, özel günlerde yalnız bırakan, düğün, davet ve benzeri organizasyonlara katılmayan eşlerin kusurlu olduğuna karar verilmiş. Sevgililer Günü'nü özel olarak kabul etmeyip kutlamayınca kusur işlemiş mi sayılır insan? Sevgililer Günü'nü unutmak boşanma sebebi olana kadar şiddet uygulayan eşin kusurundan bahsetmeli, psikolojik şiddeti normalleştirmemeli, onur kırıcı davranışlarda bulunanları konuşmalıyız. İnanmadığımız kutlamak zorunda olmadığımız günler için de kusurlu sayılmamalıyız.
AŞKLARDA SİNSİ TEHLİKE: LOVE BOMBING
'Her şey o kadar güzel giderken ne oldu da bir anda ilişkimiz bitti?' diyenler sinsi bir tehlikenin farkında olmanız gerekiyor. Günümüz ilişkilerinde son günlerde Love Bombing, Türkçe adıyla sevgi bombardımanı sendromu yaşanıyor. İlişki inanılmaz yükseklikte başlayıp aynı hızda da düşüyor. Pek çoğumuzun başına gelmiştir ancak en çok yapılan hata bu durumun farkında olmadan 'Ben ne yaptım da bitti?' denilen durumdur. Sevgiyi abartanlar önce kendilerini alıştırıp sonrasında bu durumu kendi isteklerine göre kullanabiliyorlar. Kimse suçlu değil, kişilik meselesi. Biri sizi çok sevip göklere çıkartabilir aynı hızla yere de düşürebilir. Mesele manipülatör birine aşık olmamak onun da hesabı olmadığına göre en azından dengede kalmaya çalışmak. Çünkü sizi yüksekliğe alıştıran kişi inişte yanınızda olmayabilir, siz de o kendini geri çektiği an yoksunluk krizine girebilirsiniz. O nedenle love bombing'cilere dikkat edin.
KARANTİNA FİLARMONİLERİ
Hafta sonu yasaklarında evde sıkılanlara, huzur bulacakları birkaç konser önermek istiyorum. Bugün Borusan'ın çevrimiçi video platformu Borusan Sanat Tv'de ücretsiz olarak izleyebileceğiniz Borusan Quartet'in sevilen tangolar, halk ezgileri düzenlemeleri ve 20'nci yüzyıl eserlerinden seçmeleri seslendirilecek. 21 Şubat'ta Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Şef Patrick Hahn yönetiminde Beethoven'ın üçüncü senfonisi Eroica'yı yorumlarken 28 Şubat'ta, ayın son konserinde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Şef Patrick Hahn ile Ives, Wagner ve Mozart'ın değerli eserlerini dinleyicilerle buluşturacak. Bu konserler ruhunuza çok iyi gelecek. Borusan'ın bu efsane Şubat programının arkasında Borusan Sanat'ın yeni yöneticisi Aydın Dorsay olduğunu öğrendim. Merakla Mart ve Nisan programlarını da bekliyoruz.
ÇÖPKAPAR ÜNİTELERİ ÇOĞALMALI
İstanbul gibi eşsiz güzellikteki bir şehir sokakları, mahalleriyle, temiz, düzenli ve bakımlı olmalı. Tam da bu özellikleri hedefleyerek yola çıkan Cif'in Temizken Güzel isimli yeni proje hayata geçirdiğini öğrendim. Proje alkışı hak ediyor çünkü kapsamındaki İstanbul Boğazı yüzeyindeki atıkların temizlenmesine, yaya alt geçitlerinin yenilenmesine yönelik çalışmalarının yanı sıra Türkiye'nin ilk pandemi standartlarına uygun açık hava parkı da yer alıyor. Kadıköy, Eminönü ve Karaköy sahillerinde denizin içine yüzey atıklarını temizlemek için İstanbul Boğazı'nın koşulları dikkate alınarak özel olarak Türkiye'de üretilen 20 adet Cif Çöpkapar ünitesi yerleştirilmiş. Çöpkapar'lar ile toplanan atıklar ayrıştırılacak ve uygun olanlar geri dönüşüm ile tekrar kullanıma kazandırılacak. Çöpkaparlar ile yılda yaklaşık 110 ton atık toplanması hedefleniyor. Eminönü ve Karaköy Yaya Alt Geçitleri de proje kapsamında bakımdan geçti ve temizlenerek yenilendi. Her gün on binlerce kişinin kullandığı alt geçitlerin yeni görüntüsü sabah güne başlarken ya da akşam eve dönerken bu alt geçitleri kullananların hayatına olumlu bir dokunuş yapıyor.