HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik'in evli kadın D.K.'nın kahvesine ilaç atıp sadistçe tecavüz ettiği ortaya çıktı. Ama konuşması, hesap sorması gerekenler yine sessiz kaldı!
"Çelik partisinden istifa etti, daha ne yapılsın?" diyenler olacaktır. Ama HDP, Sabah gazetesi skandalı manşet yapınca Çelik'i istifaya zorladı. Aslında HDP'li bazı vekiller organize bir şekilde hareket edip, başta D.K.'yı susturmaya çalıştılar.
Tuma Çelik, D.K.'ya, Süryani Dernekleri Federasyonu Başkanı E.T.'nin Midyat'taki evinde tecavüz etmişti. D.K'yı konuşmaması için önce Çelik sonra da E.T tehdit etti.
Bunun üzerine D.K., Süryani Derneği'ni taşlıyor, kimse çıkıp da bu zavallı kadına ne istiyor diye sormuyor. Aksine D.K. hakkında 'tehdit ve hakaret'ten soruşturma başlatılıyor. Ve D.K. korkuyor, şikâyetten vazgeçmesi karşılığında 'Partiye yönelik yıpratma çabalarıdır, Tuma Çelik ile hakkımızda çıkanlar dedikodudur' şeklinde evrak imzalıyor.
'ORGANİZE TEPKİSİZLİK'
Bu skandallar Sabah üzerine gidince ortaya çıktı. Sabah gazetesi ısrarla haber yapınca başta olayı görmezden gelen muhalif medya da haber yapmak zorunda kaldı. Haber yaparken de Tuma Çelik'in açıklamaları ön plana çıkarıldı. Önce Çelik'in "İftiraya uğradım" açıklamasına öncelik verdiler, sonra da "Partim zarar görmesin diye istifa ediyorum" açıklamasını başlıktan verdiler. Muhalif kesimin ünlü kadın gazetecileri, sosyal medya kahramanlarından biri çıkıp da D.K. ile konuşmadı! Aslında tam da onların önem verdikleri bir konu vardı önlerinde! Neden Tuma Çelik, HDP'li olduğu için mi?
D.K.'nın verdiği bilgiye göre; HDP vekilleri Ebru Günay ve Pero Dündar "Biz araştırıp gereğini yaparız, sen bu olayı kapat ve unut" diyerek kadını vazgeçirmeye çalışmışlar. Bunu yapanlar vekil ve üstelik kurbanla dayanışma sergilemesi gereken kadın vekiller! Bu da büyük skandal!
Bu olay patladığından beri kadın dernekleri ve kadın sorunlarına duyarlı aydın, gazeteci ve fenomen kişilerin sosyal medya hesaplarını takip ettim. Kimi görmezden geldi, kimi de ilgileniyormuş gibi yapmak için sadece 'RT' yaptı. Kadın dernekleri tepkisizliği ise tam bir ikiyüzlülük örneğiydi.
siyasi görüşü, statüsü, etnik kökeni, sınıfsal farklılığı olmaz. Solcusu, muhafazakârı, muhalifi, burjuvası, ünlüsü ünsüzü kadına kim şiddet uyguluyorsa, tecavüz ediyorsa bunun hesabı sorulmalı.
Ama muhalif medya ve sosyal medya hesapları, kadın dernekleri bile kadına şiddet uygulayan muhalif biri olunca organize bir şekilde susuyorlar. Ortada 'organize bir tepkisizlik' var! Daha kötüsü doğal reflekse dönüşmüş bir 'organize tepkisizlik' bu!
ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR
Apolitik, popüler oyuncu Ahmet Kural, Sıla'yı dövünce onu doğduğuna pişman et ama muhalif sunucu İsmail Küçükkaya eşi Eda Demirci'yi hunharca dövünce sessiz kal! Deniz Bulutsuz'u döven Ozan Güven gibi magazinel kişilik olunca Türkiye çalkalansın, Güven'i işsiz bırakacak ambargo çağırıları yapılsın ama HDP'li vekil Tuma Çelik, 'Nuri Alço' filmlerindeki gibi iğrenç bir oyunla D.K.'ya tecavüz edince, HDP'li kadın vekiller olayı kapatmaya çalışınca sessiz kal, üç maymunu oyna! Tuma Çelik, kamuoyunda Ozan Güven kadar rezil olmuyorsa bunun adı ikiyüzlülüktür.
Sırf HDP'li diye Çelik'e tepki gösterilmiyorsa muhalif kesimin kadın hakları, insan hakları ve özgürlük gibi konularında samimiyeti yara almaz mı? Siz sadece sizden olanların mı hakkını savunuyorsunuz?