Cuma günü vizyona giren Aykut Enişte 2 filminde başrolleri paylaşan Hakan Yılmaz ve Mekin Sezer Bi Başka Youtube kanalında Melis Güvenç'in konuğu oldu. Karşımıza sıklıkla komedi türü yapımlarda çıkan Hakan Yılmaz komedide var olmaya devam edeceğini ama komedyen olarak anılmak istemediğini söyledi. Yılmaz "Bana sadece oyuncu diyebilirsiniz. Kendi içimde komedyenim gibi bir ayrım yapmıyorum. Oyunculuğu çok geniş bir yelpaze olarak düşünüyorum. Hiç konuşmadan, komiklik yapmadan, şakalar yapmadan da güldürebileceğimiz zamanlar gelecektir" dedi. Yeşilçam'ın duayen oyuncularından Ahmet Mekin'in torunu Mekin Sezer de komediye ağırlık verdiğini ama oyunculuğa başlamasında dedesinin hiçbir etkisi olmadığını söyledi. Hakan Yılmaz ise oyunculukta torpil olmaz diyerek; "Birine bir kere torpil yaparsınız, ön ayak olursunuz ama ondan sonra o iş ondadır. Yeteneğiyle ve sergilediği işle devamı gelir veya gelmez. Bu yüzden oyunculukta torpil olmaz" açıklamasında bulundu.
Aykut Enişte 2'de yine bizi güzel bir hikaye bekliyor siz neler söylersiniz?
Hakan Yılmaz: Güzel yazılmış bir film. Biz sadece yazılanı oynadık ve ortaya güzel bir şey çıktı.
Mekin Sezer: Aynı tatta aynı lezzette kesinlikle ilk filmin yeri kadar içimizde yer edeceğini düşünüyorum.
İlk filmle beraber Aykut Enişte'nin büyük bir hayran kitlesi oluştu. Şimdi ilk ve ikinci filmin kıyaslanması kaçınılmaz. Bu kıyaslanma sizde bir tereddüt oluşturuyor mu?
H.Y: İlk film hakkında ben pek gerçekçi bir yorum yapamam. Mekin orada daha gerçekçi yorum yapabiliriz çünkü o ilk filmde de oynadı. Ama bana göre ilk filmi izlemeyip, ikinci filmi izleyenler hemen birinci filmi izlemek isteyecekler. Bence ikinci filmin birinci filme de faydası olacak. Birbirini destekleyen bir seri. Ama kıyaslamaya gelince bence her ikisi de güzel iş. Yani yazar ve yönetmenin çocukları gibi. Bu yüzden kıyaslama olmaz diye düşünüyorum.
M.S: Bence de olmaz. Ama ilk film karakterleri ilk defa gördüğümüz, tanıdığımız ve hayatımıza dahil ettiğimiz bir film. Devamında Hakan abinin müthiş enerjisi, performansı ve nezaketiyle bambaşka bir noktaya taşındı. Ama her halükarda aynı tatta bir film oldu.
Hakan Bey komedi türündeki her işe hep farklı bir enerji katıyorsunuz. Farkında mısınız?
H.Y: Bilmiyorum, bunun pek farkına varamıyorum. Fazla kendimi de konuşmayı sevmiyorum. Hep söylerim kendimi çok izlemeyi de sevmem. Komediyi seviyorum ve uzun yıllardır sahnede de komedi yapıyorum. Tabii ki değişik mecralarda dram oynamak isterim ama komedi beni besliyor ve çok hoşuma gidiyor. Bu yüzden hep buradan devam edecek diye düşünüyorum. Arada da tabii başka denemeler yaparım.
"BANA SADECE OYUNCU DİYEBİLİRSİNİZ"
Peki sizi dolu doldu komedyen olarak tanımlayabilir miyiz? Yoksa bu tanımlar sizi rahatsız ediyor mu?
H.Y: Bana sadece oyuncu diyebilirsiniz. Kendi içimde komedyenim gibi bir ayrım yapmıyorum. Oyunculuğu çok geniş bir yelpaze olarak düşünüyorum. Hiç konuşmadan da oynayabileceğimiz zamanlar gelecektir diye düşünüyorum. Hiç komiklik yapmadan, şakalar yapmadan da güldürebileceğimizi düşünüyorum. Önümüze böyle işler gelirse elimizden geleni yaparız.
Peki Mekin, Hakan Bey'le karşılıklı oynamak nasıl bir hazdı? Ondan neler öğrendin?
M.S: Hakan abiyle büyümüş neslim. Sürekli televizyonda izleyip işlerini beklediğim biriyle bu noktaya gelmekten dolayı tabii ki stresli hissediyorum. Ama aynı zamanda çok büyük bir özgüven ve rahatlama da kazandırıyor bana. Çünkü tecrübesiyle yanımda olan kişilerle oynamak beni çok rahatlatıyor.
H.Y: Hepimiz birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz. Çok kolektif bir iş yapıyoruz ve kalıpları, köşeleri olan bir mesleğimiz yok bizim. Sonsuz derya deniz bir meslek sahibiyiz. Bu yüzden hep öğreneceğiz.
Komedi alanında yeni bir oyucu kazanıyoruz bence. Bundan sonrası için komediye ağırlık vermek gibi bir niyetin var mı?
M.S: Aslında komediye yatkın olduğumu daha çok hissediyorum. Bunun zamanla değişeceğini olgunlaşacağını düşünüyorum. Oyunculuk benim için bitmeyen bir şey. Her yaşın bir castı ve her yaşta oynayabileceğiniz farklı karakterler var. Bu yüzden tamamen akışa bırakmış ve önüme gelen fırsatları değerlendirmem gerekiyormuş gibi hissediyorum. Ama tabii ki dramatik rollerde, keza komedide de ağırlıklı olarak devam edecek.
"FİKREN KENDİNİ YALNIZ HİSSETMEK DAHA KÖTÜ"
Filmin çıkış noktası olan yalnızlık travması hiç sizin hayatınızda da oldu mu? Hiç böyle bir yalnızlaşma korkunuz oldu mu?
H.Y: Zaman zaman olmuştur ama hiç de yalnız kalmadım. Kalabalık bir ailede büyüdüm. Biz üç kardeşiz ve aile olarak da birbirine bağlıyız. Mutlaka her gün telefonla konuşuruz. Sık sık görüştüğüm arkadaşlarım vardır. Hiç öyle yalnız kalırım korkusu yaşamadım. Ama bazen fikren kendinizi yalnız hissedebilirsiniz o daha kötü. Zaman zaman bunu hissetmişizdir ama bunu da hayatın tecrübeleriyle hatalar yapa yapa aşmaya çalıştık.
M.S: Ben yalnızlığın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Ben de hep ailemle büyüdüm, yaklaşık 8 yıl önce üniversite için İstanbul'a geldim ve tek başıma yaşadım. Bunun başka bir farkındalık getirdiğini, insanın kendiyle mutlu olunca hayatta gerçekten çok kişiye ihtiyaç duymadan hayatını devam ettirebiliyor. Bu yüzden bence yalnızlık çok kıymetli ve insanın kendiyle baş başa kalması ve kendini sevmesi çok daha önemli.
Oyuncular da sıklıkla kendi içlerine çekiliyorlar ve yalnızlıklarından besleniyorlar. Sizde de hiç böyle şeyler oluyor mu?
H.Y: Hiç içime çekilmedim. İçime çekilmek istesem de kimse izin vermiyor. İki tane kızım var biri 17, diğeri 7 yaşında. Ben nereye içime çekiliyorum. Beni o içerden hemen alıp çıkartırlar. Ben öyle bir şey yaşamadım…
M.S: Ben durumun getirdiğine ayak uydururum.
"OYUNCULUKTA TORPİL OLMAZ"
Peki sizce oyuncunun kumaşında mutlaka bir böyle bir yetenek geni olmalı mı? Mekin sen çok değerli bir Yeşilçam sanatçısı olan Ahmet Mekin'in torunusun. Deden bu anlamda seni yönlendirdi mi? Ve Hakan Bey sizi kızlarınızın da oyunculuğa ilgisi var mı?
M.S: Aslında benim pek fazla oyuncu olacağım diye bir şeyim yoktu. Dedemin oyuncu kimliği benim için çok fazla ön planda değildi. Onu ne zaman insanlarla beraber fotoğraf çektirirken gördüm, o zaman önemli bir yere sahip olduğunu anladım. Daha önce ben müzikle ilgileniyordum. Güzel sanatlar bölümüne girmeye hazırlanıyordum ama olmayınca önüme tiyatro gibi bir pencere açıldı. Ne zaman oyunculukla ilgili bir şeyler yapmam gerek diye düşündüm o zaman dedemin önemli bir yere sahip olduğunu anladım. Ailede başka sanatçı yok ama iş anlamında da kesinlikle bir destek yok. Ama manevi olarak akşam yemeklerimiz bir workshop havasında geçiyor. Bu anlamda çok keyifli.
H.Y: Bizim ailede de sanatla uğraşan ilk benim. Memur bir babanın oğluyum. Annem ev hanımı ama çok renkli bir karakter. Annemin eğer imkanları olsaymış ve oyunculuk falan okusaymış şu anda çok acayip yerlerde olabilirmiş. Ama tabii hayat şartları içindeki o renkten ve neşeden hiçbir şey kaybettirmemiş. O renklerini bize yansıttığı için ben annemden çok şey öğrendim. Benim için dev bir kütüphanedir. Oyunculukta da, gözlemleme de annemin büyük faydasını gördüm. Bu yüzden o benimle gurur duyar ben onunla onur duyarım. Büyük kızım oyunculuk okumak istiyor. Bu sene konservatuar sınavlarına hazırlanıyor. Yeteneği olduğunu düşünüyor ve var mı kendisi karar verecek. Bu yüzden sınavlara benim dışımda hazırlan diyorum. Çünkü "Babası öyle yaptı, böyle yaptı" demesinler diye "Kendi başına hazırlan" dedim. Umarım başarılı olur istediği şeyde.
Sanırım sektör de hatır için kimseyi artık oyuncu yapmıyor siz ne düşünüyorsunuz?
H.Y: Oyunculuğun torpili olmaz, bir kere olur. İkincisinde olmaz. Bir kere torpil yaparsınız, ön ayak olursunuz ama ondan sonra o iş ondadır. Yeteneğiyle ve sergilediği işle gider veya gitmez. İkincisinde "Olmaz" derler. Bu yüzden oyunculukta torpilin olamayacağını düşünüyorum. Sahneye çıkmasını ayarlarım ama sahnede sen olacaksın ben değil.
M.S: Dedem de hep bana "Senin yerine ben oynamayacağım" der.
Hakan Bey sizi daha çok filmlerde görmek isteyen bir kitle var. Buna ne diyorsunuz?
H:Y: Çok teşekkür ederim, ne kadar nazikler, ne güzel düşünmüşler. Arada kabul etmediğim filmler de oluyor. İstemeyerek bir işin içinde olmak istemiyorum. Olursa güzel projeler yaparız. Zaten oyunlarım yoğun bir şekilde devam ediyor. Oyunum hep olacak. Kendimiz bir şeyler karalıyoruz. Ebru Cündübeyoğlu'yla bir film senaryomuz var onu yazmaya çalışıyoruz.