Pandemi süreci hepimizin alışkanlığını değiştiriyor. Tiyatro izleme, sahneleme alışkanlığımız bile değişti. Tiyatronun orada anda olma durumu bu yeni düzende başka bir boyuta dönüştü. Artık, seyirci ve oyuncunun bir araya gelmesine gerek kalmadan, uzaktan erişimle aynı oyunun bir parçası olabilecekleri duruma doğru evrilen bir süreçteyiz. Bu süreçte ekonomik açıdan zorlanan tiyatrocular bir yandan çözüm yolları ararken, kendilerini yeni normale adapte etmekte zorlanmadılar. Evlere kapandığımız dönemde yazılan, üretilen eserleri yakın zamanda izlemeye başlayacağız. Evimizi keşfettiğimiz, içe döndüğümüz, dijital dünyaya yüklendiğimiz, uzaktan erişimlerle tutunmaya çalıştığımız yeni hayatımızla bizi yüzleştirecek oyunları farklı bir şekilde deneyimleyeceğiz.
GÜVENLİK MESELESİ
Örneğin, bugün başlayan 24. İstanbul Tiyatro festivali kapsamında seyirciyle buluşan Barış Arman'ın yazıp yönettiği 'Olağan-İçi Bir Gezi'; alışık olmadığımız türden bir çağdaş tiyatro örneği... Her katılımcının kendi evinin içinde gerçekleştireceği işitsel bir performansa dayanan 'Olağan-İçi Bir Gezi'; seyredilebilecek bir oyun değil, oyuncuları yok... Çağdaş sanatla tiyatro arasında bir çizgide gelişen ve müzelerde kullanılan sesli rehberlerle paralel bir işleyişte ilerleyen oyunun seslendirmesini başarılı oyuncu Funda Eryiğit üstleniyor. Katılımcılar, Eryiğit'in yönlendirmeleriyle, tıpkı bir sanat galerisini gezer gibi, evlerinin içinde, farklı duraklardan oluşan performatif bir deneyim yaşıyor. Adeta kendi evlerini keşfe çıkartan bu deneyim, 'Evin içi, dışı, pencerelerimiz, kapılarımız ya da buzdolabının içindekiler ne kadar güvenli? Bizi patlamalardan, hastalıklardan, baskınlardan, doğal afetlerden, hırsızlıktan veya çekirge saldırısından koruyabilir mi evlerimiz?' sorularına yanıt arıyor. 'Yerler kuruyemiş kaplı, ez hepsini, 7 hızında yürü, elektrik düğmesine dokun, kapıya bak' gibi direktiflere uyarsanız 40 dakika boyunca çok eğleneceğiniz kesin.
SEYİRCİNİN CESARETİ VAR
Kazan Dairesi prodüksiyonu olan bu oyunu, yazan yöneten Barış Arman'la konuştum. Kendisini harekete geçiren şeyin pandemiden ziyade geçen yıl yaşadığımız deprem olduğunu söyledi. Arman, "Deprem zamanı evlerin güvensiz olduğu konusu konuşurken pandemide sığındığımız yer, o güvensiz dediğimiz evler. Bu tezat ve güvenlik meselesi çıkış noktam oldu" dedi. "Bu yaptığımız şeye ben kişisel performans diyorum ama yurt dışında çağdaş tiyatro diyorlar. Artık evlere kapandığımız o dönemdeki alışkanlıklarımız seyircinin algısını da değiştirdi. Dolayısıyla bu tarz oyunlara seyircinin cesareti yoktu, artık var" diye konuşan Arman, projenin İngilizce versiyonu için de hazırlıklara başladığını söyledi.
SIRA DIŞI OYUNLAR
1 Aralık'a kadar sürecek festivalde bu tarz sıra dışı bir tiyatro deneyimi yaşatan dört oyun daha var. Onlardan biri Özgür Emre Yıldırım, Ülkü Duru, İştar Gökseven'in rol aldığı 'Eften Püften Şeyler'. Bu oyunu da izleyemiyorsunuz. Kulak tiyatrosu 'Podacto', seyirciyi işitsel bir maceraya davet ediyor. Mekan Artı ekibinden 'Unutmak Bir Hatırlama Projesi', Ferdi Çetin'in yazıp Yeşim Özsoy'un yönettiği 'Terkedilmiş Kıyılar/Negatif Fotoğraflar', Platform Tiyatro ile Fringe Ensemble'ın ortak projesi olan 'Map to Utopia' da tiyatroseverlere bambaşka bir deneyim sunacaklar.